Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 3. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/18 Esas - 2022/237
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/18
KARAR NO : 2022/237
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 07/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022
DAVA:
Davacı vekili 17/01/2022 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin 09, 35, 38, 41, 42, 45.sınıflarda tescil edilmek üzere TÜRKPATENT nezdinde ... sayılı "..." ibareli marka tescil başvurusu yaptığını, başvurularının Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile re'sen 09, 35, 38, 42, 45. Sınıftaki bir kısım mal ve hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, bu ret kararına karşı yaptıkları itirazın bu kez TÜRKPATENT YİDK kurulunca 6769 sayılı SMK'nun 5/1-(b), (c) bentleri uyarınca nihai olarak reddedildiği, oysa “...” firmasının, İngiltere’de kurulan ilk GSM operatörü olarak 1 Ocak 1985 tarihinde İngiltere'nin ilk mobil görüşmesini yaptığını, “...” kelimesinin “Voice”den gelen “VO”, “data”dan gelen “DA” ve “phone”den esinlenen “...” heceleri ile oluşturulduğunu, dünyanın en büyük uluslararası mobil iletişim şirketlerinden biri olan “...” grubunun bünyesinde yer alan müvekkilleri şirketin hizmet sunduğu 22.1 milyon abonesiyle Türkiye’nin 2. büyük mobil iletişim şirketi olduğunu, müvekkilleri markasının “...” olması ve birden fazla ibareden oluşması nedeni ile markanın tek tek kelime unsurlarının değil, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, YİDK kararının hatalı tespitinin aksine, bir bütün olarak bakıldığında “..." ibaresinin teknolojik gelişmenin çok hızlı yaşandığı günümüzde tüketicilere yönelik kampanyaya ait slogan markası olduğunu, esnafların bu kampanya çerçevesinde tamamen müvekkilleri yazılımları ve kaynak koduyla hazırladığı yeni bir sistemin müşteri ve tüketiciye sunulmasını sağlamayı amaçlamakta ve aynı zamanda sosyal yönü de olan bir markayı, kampanyayı ifade etmekte olduğunu, bu amaçla bir kelime kombinasyonu oluşturulduğunu, tamamen türetme kelime kombinasyonları ile günümüze uygun yeni bir kavram yaratılarak marka olarak kullanılmaya başlandığını, “..." ibaresinin bu hali ile slogan markası olduğunu, ayırt edici niteliğe ve marka olabilme özelliklerine sahip bir marka olduğunu, kelime kombinasyonları ile anlamlı bir bütün oluşturulduğunu ve kullanıldıkça daha çok ayırt edicilik kazanacak olan “...” ibareli slogan marka başvurusu hakkında tüm sınıf ve mallar için ret kararı verilmesinin yerinde olmadığını, bu ret kararının büyük bir maliyet ve emekle sürdürülen ve müvekkillerinin emek, zaman ve para harcadığı markasının kullanımını sekteye uğratacağını, marka başvurusunun bütün Türkiye'de yaygın reklam kampanyaları ve kullanım ile başlı başına ayırt edicilik kazandığını, bu nedenle de kazanılmış hakkın mevcut olduğunu, markanın çok açık olarak tasviri ibare barındırsa bile kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığını, bu nedenle, tescilinin reddedilemeyeceğini belirterek, ... sayılı “...” ibareli başvurunun kısmen reddine dair TÜRKPATENT YİDK'nun ... sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Başvuruya konu “...” ibaresinin "herkes bağlantıda" anlamına geldiğini, söz konusu ibarenin bu anlamıyla redde konu hizmetler bakımından basit, sıradan bir slogan niteliğinde olduğunu, dolayısıyla, dava konusu ibarenin reddedilen mal/hizmetler bakımından ilgili tüketiciler tarafından, belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmamakla birlikte, markanın asli işlevi olan belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işletmelere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getiremediğini, tanımlayıcı nitelikle bir ibare olduğunu, müvekkilleri Kurumun 5/1 (b) ve (c) bentleri kapsamında vermiş olduğu kararın hukuka uygun olduğunu, davacı vekilinin bir diğer iddiasının tescili istenen markanın kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığına ilişkin olduğunu, ancak başvuru sahibinin kullanım sonucu kazanılmış ayırt edicilik gerekçeli itirazlarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu, 6769 sayılı SMK’nın m. 5/2 fıkrasına göre davacı lehine bir sonuca varabilmek için aranan kriterlerin, bir markanın tanınmışlığı için gerekli şartlardan daha hafif olmamak zorunda olduğunu, davacı vekili tarafından gerek başvuru, gerekse itiraz aşamalarında davacının başvuru konusu ibareyi ticaret hayatında kendisine bağlayarak kabul ettirdiği, kendisini onunla tanıtmış olduğu, başvuru konusu kelimenin sadece davacının verdiği hizmetlerle ilgili bir marka olarak algılanmaya başlandığı hususlarının ispat edilemediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER:
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, delilleri toplanmış, iptali istenen ... sayılı YİDK kararı ve davacıya ait ... sayılı "..." ibareli başvuru sayılı marka işlem dosyası getirtilmiş, teknik ve özel bilgiyi gerektiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor objektif, dosya kapsamındaki delillerle tutarlı denetim ve hüküm kurmaya yeterli kabul edilmiş, ve Mahkememizce de benimsenmiştir.
GEREKÇE
Uyuşmazlığın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Değerlendirilmesi ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun ... sayılı kararının iptali istemine ilişkindir. Kararın davacı vekiline 01.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 25.12.2020 tarihinde açılan davanın 5000 sayılı kanunun 15/C maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Uyuşmazlığın özü, davacının ... sayılı "..." ibareli başvurusu yönünden, 6769 sayılı SMK'nun 5/1-(b) ve (c) madde ve bentleri anlamında tescil engeli bulunup bulunmadığından ibarettir.
... sayılı başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davacının 27/10/2020 tarihinde "..." ibaresinin 09, 35, 38, 41, 42, 45. sınıflarda yer alan "09 Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağlan vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. 35 Müşterilerin mallan elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması içinSes ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü- tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 38 Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). 42 Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. 45 Sosyal ağ oluşturma hizmetleri." mal ve hizmetlerinde kullanılmak üzere marka olarak tescili istemiyle davalı kuruma başvuruda bulunduğu, ... kod numarasını alan başvurunun mutlak ret nedenleri yönünden incelenmesi sonucu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca, 6769 sayılı SMK'nun 5/1-(b) ve (c) bendi uyarınca reddine karar verildiği, bu kararın yeniden incelenmesi isteminin ise TÜRKPATENT YİDK’nun, ... sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiği, anılan kararın iptali istemiyle Mahkememiz önündeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş, buna göre;
6769 s. SMK 5/1-b ve c maddeleri uyarınca değerlendirme:
6769 s. SMK 5/1-b maddesi “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler”in marka olarak tescil edilemeyeceklerini düzenlemektedir. Madde gerekçesi incelendiğinde, sicilde gösterilebilir olmasına rağmen ilgili mal veya hizmetler için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretlerin tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. 2015/2424 sayılı AB Marka Tüzüğünün 7. maddesinde de marka olarak tescil edilemeyecek herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler benzer şekilde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre işaretin tescilinin mümkün olmaması için “kaynak gösterme fonksiyonu”na sahip olmaması gerekmektedir.
Zira Avrupa Adalet Divanı ve Avrupa marka Ofisi ve üye ülkelerin ulusal mevzuatlarına göre bu maddenin yorumunda hareket noktası markanın esaslı fonksiyonu kavramıdır. Bir markanın esaslı/asıl fonksiyonu, mal ve hizmetleri bir başkasının mal ve hizmetlerinden ayırt etmekten ibarettir. Dolayısıyla ürünün bir kişi veya firmaya ait olduğunu tanıtmaya imkan vermesi, yani ayırt edici gücünün olması gereklidir. Eğer ki işaret, ürünün aidiyeti hakkında tüketiciye bir bilgi veremiyor ise marka olarak tescil edilemez. Dolayısıyla ayırt edicilik fonksiyonu, işaretlerin genel ve temel bir özelliğidir. (Adalet Divanı, T-157/08 Paroc OY AB v OHIM, 2011 – “InsolateFor Life”).
“Bir markanın ayırt edici karaktere sahip olması için o markanın, tescili istenen ürünün belirli bir işletmeden kaynaklandığını belirler hale gelmiş ve böylece o ürünü diğer işletmelerin mallarından ayırır hale getirmiş olması gerekir. (C-144/06 P Henkel v OHIM [2007] and C-304/06 P Eurohypo v OHIM [2008]).”. Yargıtay kararlarında da, ayırt ediciliğin markanın temel fonksiyonu olan kaynak gösterme fonksiyonunun sağlanıp sağlanmadığına bağlı olduğu ifade edilmektedir. Yargıtay 11. H.D.'nin 2005/1359 E., 2006/3136 K. sayılı kararında:
"556 sayılı KHK ile hüküm altına alınan tanım ve ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, ayırt edicilik fonksiyonu markanın en temel unsurudur. Çünkü, ayırt edicilik markanın üzerinde kullanıldığı bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan en önemli tescil şartıdır." denilerek ayırt ediciliğin markanın en temel unsuru olduğuna dikkat çekilmiştir. Dolayısıyla kabul edilen bu görüşler çerçevesine işaretin, tescili talep olunan emtialar yönünden “kaynak gösterme” fonksiyonunun var olup olmadığı incelenmeli ve bu doğrultuda bir kanaate varılmalıdır.
Kanunun 5/1-c maddesi ise “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” in marka olarak tescil edilemeyeceklerini düzenlemektedir. 556 s. KHK döneminde 7/1-c maddesinin doğrudan karşılığı olan bu düzenlemeye göre bir işaretin 5/1-c kapsamında değerlendirilebilmesi için, mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini, vasfını, amacını hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan, mal veya hizmet ile olan sıkı ilişkisi sebebiyle derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir.
Görüleceği üzere işaretin 6769 s. SMK 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında kalıp kalmadığı hususu, başvuru kapsamındaki emtialar ile işaret arasındaki ilişki gözetilerek değerlendirilmesi gereken bir husustur. Zira tescili talep edilen işaretin kaynak gösterme fonksiyonuna sahip olup olmadığı ya da ilgili mal ya da hizmetin bir özelliğini ifade edip etmediği değerlendirilirken, başvuru kapsamındaki mallar / hizmetler esas alınmak durumundadır.
Bu çerçevede somut uyuşmazlığa dönüldüğünde; "..." ibarelerinden oluştuğu, marka kompozisyonu içinde, şekil unsurunun bulunmadığı, beyaz fon üzerine siyah tonlarda küçük harflerle, birleşik bir şekilde tek satıra gelecek şekilde, “everyone” ve “connected” kelimelerinin bulunduğu, İngilizce olan kelimelerin anlamlarına bakıldığında; “everyone” ibaresinin Türkçe “herkes” anlamına geldiği, “connected” ibaresinin ise sıfat olarak bir açıdan bağlı, ilişkili veya kendisinde daha güçlü bir varlıkla “olumlu” bir ilişkiye sahip vb. anlamlarına geldiği, her iki kelimenin birlikte kullanılması halinde “everyone is connected” / “herkes bağlı” veya “herkese birbirine bağlı” şeklinde anlamlarına gelebileceğinin görüldüğü, davacı yanın dilekçelerinde ise dava konusu markasının slogan olarak tanımlandığı, fakat anlamına yer verilmediği görülmekle, ticari hayatta şahısların, ürünleri veya hizmetlerinin kalitesini/ niteliğini kullanıcılara/ tüketicilere yansıtmak amacı ile çeşitli reklamların kullanıldığı, özellikle bu reklamlarda slogan kullanımlarının karşılaşılan bir durum olduğu, sloganların marka olarak tescili için söz konusu ibarelerin ayırt ediciliğinin değerlendirilmesi gerektiği, markaların ayırt edici karakteri incelenirken, slogan markalarına daha yüksek kriterler uygulanmayacağı (C‑398/08 P, Audiv OHIM 35 and the case-law cited, and C‑311/11 P, Smart Technologies v OHIM, par. 25), bir sloganın, toplumun ilgili kesimi tarafından yalnızca bir tanıtım yöntemi/ formülü olarak algılanıyorsa, ayırt edici karaktere sahip olmadığı, buna karşılık, bu tür bir işaret, tanıtım işlevinin yanı sıra, ilgili kamuoyu tarafından ilgili mal ve hizmetlerin kaynağı olarak hemen algılanabiliyorsa, ayırt edici karaktere sahip olabileceği uygulamada kabul edilmekle, dava konusu markada yer alan ibarelerin “herkes bağlı” şeklinde Türkçeye çevrilmesi halinde veya tescili talep edildiği “...” şeklinde, tescili talep edilen sınıflar açısından ayırt edicilik vasfına sahip olmayacağı, bu hali ile markanın reddedilen mal ve hizmetler açısından kavramsal bir bağının bulunduğu, tescili reddedilen mal ve hizmetlerin özelliklerini belirttiği, “connected” ibaresinin, haberleşme ve iletişim hizmetleri içerisinde sıklıkla kullanılan bir ibare olduğu, tescili istenen sınıflar açısından ilgili tüketici kesiminin, makul düzeyde bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı ortalama tüketiciler olduğu, İngilizce konuştuğu ve / veya İngilizce bildiği, bu özelliklere sahip hedef tüketici/ ilgili kesimin algısında ayırt edilebilme işlevini yerine getiremeyeceği, bu hali ile bir bilgilendirme algısı da yarattığı hususunda kanaat oluşturmuş, davaya konu markanın, tescili talep edilen sınıflar açısından, 6769 s. SMK m.5/1-(b) kapsamında yer alan mutlak ret nedenlerini aşacak düzeyde olmadığı kanaatine varılmıştır.
6769 s. SMK m.5/1-(c) kapsamında yapılan değerlendirmede ise, yukarıda da değinildiği üzere markanın somut ayırt edicilik vasfına sahip olmadığı, tespit edilen ilgili tüketici kesimi tarafından davaya konu işaret görüldüğünde refleks olarak mal ve hizmetin kaynağı arasında bağlantı kuramayacağı, davaya konu işaretin tanımlayıcı olup olmadığı araştırılırken işaretin ihtiva ettiği tüm unsurlar ile birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekeceğinden, kelime markası “...” ibaresinin tescili talep edilen mal ve hizmetler açısından ortalama tüketicilerin tescili talep edilen işaret ile mal/hizmet arasında (ilave bir irdeleme ya da analiz olması halinde dahi) bir ilişki kuramayacağı, her ne kadar ana dili Türkçe olan ilgili tüketici kesiminin, “everyone” ve “connected” kelimelerinin anlamlarını tescile konu mal ve hizmetler açısından da yaygın kullanıldığı için anlayacakları, kelimelerin birlikte kullanılması ile farklı bir anlamın ortaya çıkmadığı, bütünsel olarak da tek bir anlamın öne çıktığı, bu hali ile markanın tanımlayıcı olduğu, markaya konu işaretin belli bir fonksiyon belirttiği, tescili talep edilen mal ve hizmetlerin belli bir ağın parçası ve belli bir bağlantı özelliği içerdiği de dikkate alındığında, davaya konu markanın bu özelliğe atıf yaptığı, markanın mal ve hizmetlerin ticari kaynağını gösterir seviyeye ulaşmadığı değerlendirilmiş, davaya konu markanın, tescili talep edilen sınıflar açısından 6769 s. SMK m.5/1-(c) kapsamında sayılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Kullanım sonucu ayırt edicilik Kazanma Açısından Değerlendirme:
Somut olay açısından yapılan değerlendirme, davacı yanın, tescile konu etmiş olduğu markayı eylemli kullandığına dair dosya kapsamında yeterli bir delile rastlanamadığı, davacı yanın sunmuş olduğu dokümanın marka kampanyasına ait sunum olduğu görülmekle davacı yanın 6769 s. SMK 5/2. maddesindeki istisnadan yararlanamayacağı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/07/2022

UYAP Entegrasyonu