Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 3. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/154
KARAR NO : 2021/3

DAVA : TÜRKPATENT YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 12/05/2020
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2021
İDDİA:
Davacı vekili 12/05/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ..., ... sayılı ve "... ...", "..." ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “... ...” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’e başvuruda bulunduğunu, ... kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itiraz kısmen reddine karar verilerek bir kısım mal ve hizmetlerin reddine, kalan emtia yönünden tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin 2008 yılında faaliyete başlayan ve tanınmış, bilinen, yaygın dağıtım ve pazarlama ağına sahip, sürekli olarak yazılı ve görsel medyada tanıtım ve reklamı yapılan ... mağaza adı/markası ile faaliyet gösteren bir perakende satış firması olduğunu, konsept itibari ile müvekkilinin potansiyel alıcılarının ve tüketicilerinin her gelir düzeyi tüm tüketiciler olduğunu, müvekkilinin “...” ibareli başvuru ve tescilleri bulunduğunu, davalı yanın ... başvuru numarası ile kayıtlı “... ...” ibareli marka tescili için başvurduğunu, müvekkilince yapılan itirazın reddedildiğini, davalının markasının hiçbir ayırıcı vasfı, baskın unsuru, orijinal niteliği bulunmadığını ve davalı yanın dava konusu markanın bu sınıflar için tescilinde hiçbir üstün hakkının bulunmadığını, davalı yanın markasının müvekkilinin yan markası ile aynı ve ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin “...” şeklinde oluşturduğu markalarını 03.sınıfta tescil ettirdiğini ve bu ürünlerin satış ve dağıtımını yaptığını, davalı yanın markasının müvekkilinin markasının esas unsurunu ihtiva edecek şekilde oluşturduğunu, tüm unsurlarını içerecek şekilde benzer telaffuz ile aynı ve benzer mal/hizmetler yönünden tescil başvurusunun yapıldığını, tüketiciler tarafından markaların karıştırılacağını, davalının markasının müvekkiline ait bir marka olduğu izlenimi edinileceğini, davalı yanca müvekkilinin tanınmışlığından şöhretinden yararlanılacağını ve kendisine ekstra bir avantaj sağlayacağını, davalının bu marka ile vereceği hizmetler ve ürünlerin kötü olması nedeni ile müvekkilinin zarar görebileceğini, davalı markası ile müvekkili markasının karıştırılma ilişkilendirilme ihtimali olduğunu, seri marka imajı elde edileceğini, müvekkil ve davalı markasının her yönüyle birbirine benzediğini, müvekkilinin markasının esaslı unsurunun davalı markasında muhafaza edildiğini, görsel işitsel anlamsal olarak davacı markasının hiçbir ayırt edici unsuru barındırmadığını, davalı yanın markasının müvekkili yanın “...” markası ile açıkça iltibas yarattığını, tüketicilerin müvekkili ve davalı şirketlerin aynı ya da ortaklık ilişkisi içerisinde olabileceği izlenimine sahip olabileceğini, müvekkili ve davalı markasının aynı veya benzer ürün/hizmet sınıfları bakımından uyuştuğunu, tüketiciler nezdinde karışıklık yaratabilecek nitelikte olduğunu, markaların kulağa hitap ve telaffuz açısından ayniyet gösterdiğini, harflerin birebir benzerlik gösterdiğini, ses benzerliği bulunduğunu, davalının müvekkilinin “...” ibareli markalarının imajı, itibarı ve müşteri çevresinin marka hususundaki algısından yararlanma gayreti içinde olduğunu bu şekilde kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin ... mağaza adı ile tanınmış marka vasfına haiz olduğunu, “...” seri markalı ürünlerinin piyasa değeri, reklam tanıtım faaliyetleri, sponsorlukları vb. hususlar değerlendirildiğinde tanınmış olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nın ... sayılı kararının iptali ile ... sayılı “... ...” ibareli marka başvurusunun tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu YİDK kararının yerinde olduğunu,Davalı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip tüketicinin, her iki işareti yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intibanın, davacıya ait markaların bıraktığı intiba ile aynı olmadığını, söz konusu iki marka örneğinin, aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olmadığı gibi, markaların karıştırılma olasılıklarının da bulunmadığını, davacının kötü niyet iddialarını ispatlayamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı markalarının 03. Sınıfta müvekkili markasının 35/42. Hizmet sınıflarında tescilli olduğunu, müvekkili şirkete ait marka işaretinin kullanıldığı emtiaya dair web sitesi görsellerine yer vererek1 web sitesinde müvekkili şirketin danışanlarına yönetim ajansı sektöründe hizmet sunan bir işletme olduğunu, taraf markaları arasında mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği şartının gerçekleşmediğini, müvekkil şirkete ait marka işareti ile davacıya ait marka işareti arasında toplu intiba açısından karıştırılma ihtimalinin olmadığını, markalar arasında seri marka ya da bağlantılı olma ihtimali bulunmadığını, her iki ibare arasında görsel-işitsel-anlamsal ve diğer açılardan herhangi bir benzerlik olmadığını, müvekkili markasının davacı markasından farklı olarak 11 harften oluştuğunu, sondan ikinci harfin "baykuş" şekil unsuru ile desteklendiğini, davacı ... işaretinden farklı olan "O" ibaresinin markanın dikkat çekici unsurlarından biri haline geldiğini, yazı tipinin de farklı olduğunu, sarı zemin üzerine siyah harf markası ile son derece farklı bir görsellik sunduğunu, markaların işitsel olarak da farklı olduğunu, müvekkili markasında “...” kelimesinin de yer aldığını, davacının "..." markasının tanınmış bir marka olmadığını, müvekkili markasının bakım ürünlerinde kullanılmadığını, bu nedenle müvekkili markasının davacının seri markası olarak algılanmayacağını, müvekkili markasının yeni bir marka olarak algılanacağını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, hiçbir benzerlik bulunmayan marka işaretinin kullanılması sebebiyle müvekkil şirketin kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, marka işaretlerinin farklı sınıflarda kullanıldığını, müvekkili markasının ayırt edici olduğunu, tüketici nezdinde davacı markası ile iltibas tehlikesi oluşturmayacağını, savunarak, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şirkete ait ... sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.

GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun ... sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait ... sayılı “... ...” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 09/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7226 sayılı Kanun ile pandemi nedeniyle uzayan süreler dikkate alındığında 12/05/2020 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 28/12/2020 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "... sayılı "... ..." ibareli davalı ... başvurusu ile itiraza mesnet gösterilen davacı markaları arasında tüketiciler nezdinde benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığı, Davacı yanın “...” markasının tanınmış marka olduğu iddasının ispatlanamadığı, Davalı ... başvurusunun kötü niyet bakımından değerlendirilmesinin takdirinin sayın mahkemede olduğu," ifade edilmiştir.
Davada uyuşmazlığın özü, davacıya ait ..., ... sayılı ve "... ...", "..." ibareli markalarının, davalının ... sayılı “... ...” ibareli başvurusu yönünden SMK’nun 6/1, 6/5, 6/9 hükümleri çerçevesinde tescil engeli olup olmadığı ve sonucuna göre ... sayılı YİDK kararının hukuka uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
TÜRKPATENT’den getirtilen ... sayılı marka başvuru işlem dosyası incelendiğinde, davalı şirketin 24/01/2019 tarihinde “... ...” ibaresinin marka olarak tescili istemiyle davalı ...’e başvuruda bulunduğu, tescil kapsamında 35, 42.sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilan edildiği, ilana davacının ..., ... sayılı ve "... ...", "..." ibareli markalarının, davalının ... sayılı ve “... ...” ibareli markası ile benzerlik arz ettiğinden ve tanınmışlık iddiasıyla itirazda bulunduğu, itirazın Markalar Dairesince reddi üzerine, yeniden inceleme isteminin YİDK’nun ... sayılı kararı ile nihai olarak reddine karar verildiği, bu kararın iptali istemiyle mahkememiz önündeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru'nun ... sayılı “... ...” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35, 42.sınıftaki "35. Sınıf: (35.04 ve 35.05 alt grupları. 35.05 de 1-34.sınıflarda yer alan tüm malların satış hizmetini kapsamaktadır.) 42. Sınıf: (TÜM ALT GRUPLAR) mallarının bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise ..., ... sayılı ve "... ...", "..." ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 03.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki 35/05.sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “03.sınıf Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç).Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç).Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar.Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerin, davacıya ait itiraza mesnet markalar kapsamındaki mal ve hizmetlerle benzer/ilişkili oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “... ...” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı "... ...", "..." ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu ... sayılı marka; sarı zemin üzerine büyük ve siyah harflerle yazılmış “... ...” ibaresinden oluşmuştur. ... kelimesinin “o” harfinin içerisinde beyaz renk ile konumlandırılmış baykuş figürü yer almaktadır. Markanın ayırt edici esaslı unsurunun ... ... ibaresi olduğu sonucuna varılmaktadır.
Davalı markaları incelendiğinde; ... sayılı markası: koyu mavi zemin üzerine beyaz ve büyük harflerle yazılmış “...” ibaresi ile bunun altında koyu mavi dikdörtgen görünümlü bir çerçevenin içinde beyaz zemin üzerine koyu mavi renklerle ve tümü küçük harflerle yazılmış “...” ibaresinden oluşmaktadır. Redde mesnet ... sayılı marka ise siyah ve büyük harflerle yazılmış “...” kelimesinden oluşmaktadır. Markaların ayırt edici esaslı unsurunun ... ibaresi olduğu sonucuna varılmaktadır. Kavramsal (Anlamsal) Yönden: Davacı ... davalı markalarının ayırt edici esaslı unsurunun ... ... VE ... kelimeleri olduğu görülmektedir. ... kelimesi; ingilizce bir kelime olup “danışman , akıl hocası,”anlamına gelmektedir. Davaya konu marka başvurusunda yer alan ... kelimesi ise; ingilizce bir kelime olup “marka” anlamına gelmektedir. Davalı markası marka danışmanı anlamına gelmekte olup, davacı markaları ile düşük derecede anlamsal benzerlik bulunmaktadır. Ancak, Taraf markalarının Türkçede anlamlarının ortalama seviyedeki tüketiciler tarafından bilinmesi, ibarelerin telaffuzlarının birbirinden farklılığı da dikkate alınarak bütünsel olarak ortalama tüketicinin her iki taraf markasını farklı birer sözcük olarak algılayacaktır.
İşitsel Yönden: Davalı markası ... şeklinde ve davacı markası ise “...” şeklinde telaffuz edildiğinden, markalar arasında ... ibaresinden kaynaklı düşük seviyeli işitsel benzerlik bulunmaktadır. Davaya konu marka tek başına ... ibaresinden oluşmamaktadır. İbarenin başında ... kelimesi yer almaktadır. Soldan sağa okuma prensibi gereği ortalama tüketici kelimenin ilk hecesine, kelimenin diğer kısımlarına nazaran daha büyük dikkat vermektedir. Somut olayda da dava konusu marka ... kelimesi ile başlamaktadır. Bu durum dava konusu markada öncelikli algılanan kelime ... ibaresi olacaktır.
Görsel Yönden: Davacı yanın markaları ... kelimesi etrafında türetilmiş seri markalar olduğu anlaşılmaktadır. İşbu davacı markalarında ... kelimesi ayırt edici esaslı unsur konumunda olup, ... ibaresinin yanı sıra markalarda yer alan “... (sadece erkekler için)” ibareler ise ayırt edicilik sağlamayan tali unsur konumundadırlar. Davacı markasında Davacı markalarında yer alan yan unsurları özgün olmayan yapısı göz önüne alındığında başvurunun asıl unsurunun “...” ibaresi olduğu düşünülmektedir.
Görsel anlamda bakıldığından uyuşmazlık iddialarının özü olan taraf markalarında “...” kelimeleri açısından bir ortaklığı yer almakla birlikte, dava konusu markada “...” ile birlikte ve ilgili ibarenin başında yer alan “...” sözcüğü markaları görsel anlamda birbirlerinden uzaklaştırmaya yeter bir algı oluşturduğu düşünülmektedir. MARKA DANIŞMANI şeklinde farklı bir bambaşka bir kompozisyon ve içerikte kullanmıştır. Ayrıca, davalı markasında yer alan sarı renk, yazım karakterleri ve ... ibaresinin “O” harfinin içine konumlandırılmış baykuş şekil unsuru da davacı markalarıyla benzerlik teşkil etmesini engellemekte olup taraf markalarını farklaştıran unsurlar olduğu görülmektedir.
Bu noktada genel intibaya ilişkin bir diğer esas alınması gereken kriter ise uyuşmazlığın temelindeki yukarıda düşük dereceli benzer bulunan 35/05. “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “03.sınıf Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç).Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç).Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar.Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)”.sınıfın hitap ettiği tüketici kesimi, ortalama düzeyde bir dikkat seviyesine , bir algı eşiğine sahiptir.Ortalama tüketici gereken dikkat ve özenide gösteren tüketicidir. Benzer şekilde, bu sınıfta yer alan ürün/emtiayı alma aşamasında, örneğin bir gıda ürününü alırken sergilenen dikkat ve zamandan daha fazla bir dikkat/zaman ayırmaktadır. Bu nedenle de söz konusu hizmet açısından ayrılan zaman dilimide dikkate alınması gerekmektedir. Genel olarak işbu hizmetlerin kullanım amaçları, satın alım süreçleri ve fiyatları gereği tüketicilerin daha dikkatli ve özenli olacakları düşünülmektedir. Bu durum da iltibas gerçekleşmeyecek tüketiciler iki marka arasında ki farkı anlayabileceklerdir.Bu bağlamda söz konusu mal ve hizmetler söz konusu olduğunda, ancak birbirine çok yaklaşmış markalar arasında iltibastan bahsedilebilir. Ortalama bir tüketicinin 35. sınıf bakımından ... VE ... ... markalarını karıştıracağını kabul etmek hayatın olağan akışına aykırı düşecektir.
Sonuç olarak taraf markaları bir bütün olarak ele alındıklarında, davalının dava konusu “... ...” markasının, davacı markalarından görsel ve fonetik farklılaştığı, her ne kadar “... ...-...” esas unsurlu markaları arasında, dava konusu markanın başında ... kelimesinin yer alması buna bağlı olarak oluşan hecesel, fonetik ve görsel farklılıklar gibi unsurlar bir bütün olarak değerlendirildiklerinde, ilişikli olarak görülen emtialarda dahi taraf markaları arasında ilgili tüketici nezdinde iltibasa neden olacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut davada davalı şirket başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçta düşümü ile 4,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,

3-Davalılar için 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/01/2021
Katip ...
¸

Hakim ...
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

UYAP Entegrasyonu