Mahkemece; Davanın süre aşımı nedeni ile reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Yapılan bu açıklamalara ve dosya kapsamına göre; davanın usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraz olduğu, hukuki tasnifin hakime ait olduğu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi tarafça ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinin iddia olunduğu, İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen "gecikmiş itirazda" ise şikayet edene öncelikle usulüne uygun bir tebligat yapılması zorunluluğunun bulunduğu, dolayısıyla mahkemesince asıl dava dosyasında; davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 03.08.2022 olarak düzeltilmesine, takibin şekline göre her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekli olduğundan takibin durdurulması talebinin ise reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de borca itiraz (gecikmiş itiraz) hakkında hüküm kurulmasının isabetli olmadığı anlaşılmıştır....
Davacı takip borçlusunun dilekçesinin tetkikinde açıkça takibin iptalini talep ettiği anlaşılmakla takip dosyasına sunmuş olduğu dilekçesinde icra mahkemesinde borca itiraz davası açıldığı bu nedenle taşınmazın satışının durdurulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce kıymet takdirinin talimat icra müdürlüğünce yapılmış olması nedeniyle talimat icra mahkemesinin bağlı olduğu icra mahkemesinde kıymet takdirine ve taşınmazın satışına itirazın yapılması gerektiğinden bahisle talebinin 10/07/2020 tarihinde reddedildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacının talebi borca itiraz niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. İİK 62. Maddesi gereğince ilamsız takipte borca itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden itirazın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacı T1'ın davasının husumet yokluğundan reddine, davacı T4 itirazının reddine" karar verildiği görülmüştür....
İlamsız takip yolunda borca yönelik itirazların İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Müdürlük yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda, davacı borçlu vekili, 11/09/2020 tarihinde usulsüz tebligat şikayeti davasına bakan İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/358 Esas sayılı dosyasına sunmuş oldukları gecikmiş itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca davacı borçlu vekili tarafından, takibin öğrenildiği belirtilen ve İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/358 Esas sayılı dosyasında karar verilen 09/09/2020 tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içinde icra müdürlüğüne verilmiş borca itiraz dilekçesi bulunmadığı, borca itirazın yasal süre geçtikten sonra 30/11/2020 tarihinde yapıldığı, icra mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı anlaşılmakla, şikayetin reddi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte, borçlu tarafından açılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ile borca itiraza ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; İlk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, ödeme emrinin 23/06/2010 tarihinde 6099 sayılı yasa ile yapılan değişiklikten önceki TK'nun 35. maddesine uygun olarak usulüne uygun tebliğ edildiği, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde olmadığı, bu sebeple takipten önce zaman aşımına uğradığı iddiasının süresinde ileri sürülmediği için değerlendirilemeyeceği, takipten sonraki dönemde ise, yasada öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresini kesecek nitelikte haciz yenileme işlemlerinin yapıldığı, yapılan işlemlerin takibin devamını sağlamaya yönelik olduğu, takipten sonraki dönemde üç yıllık zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2011/7435 sayılı takip dosyasının incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 6.987,40 TL asıl alacak, 655,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.642,40 TL alacak için ilâmsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 29.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 22.03.2012 tarihli dilekçe ile tebligatın usulsüz olduğu ve dilekçe tarihinde öğrendiklerinden bahisle borca itiraz edildiği, icra mahkemesinde davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğü ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına dair şikayet davasının açılmadığı anlaşılmaktadır. Davalı borçlunun bu itiraz dilekçesi süresinden sonra olmakla birlikte icra müdürlüğünce 22.03.2012 tarihinde borçluya yapılan tebligat usulsüz olduğundan tebligatın iptâline ve itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacının YETKİYE ve BORCA itirazı ile KAMBİYO HUKUKUNA İLİŞKİN şikayetinin ayrı ayrı REDDİNE karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İİK m.168 uyarınca yetkiye ve borca itiraz ile kambiyo hukukuna ilişkin şikayete yönelik dava, 5 günlük yasal süresi içerisinde açılmıştır. Karar yalnızca davacı tarafından istinaf edilmiş olup, istinaf incelemesi istinaf edenin sıfatına göre istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılacaktır. Davalı T5 dayanak bonoların lehtarı olup, takip yetkili son hamil tarafından başlatılmıştır. Bu kişi tarafından başlatılmış bir takip bulunmadığından Mahkemece adı geçen yönünden davanın usulden reddi gerekir ise de; lehtar T5 tarafından yapılmış bir istinaf başvurusu bulunmamaktadır....
DAVA KONUSU : İcra Emrine İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Trabzon İcra Müdürlüğünün 2019/13642 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibin yanlış kişiye açıldığını ve tebligatın yanlış adrese yapıldığını bu nedenle usul ve yasaya aykırı olan takibin iptali gerektiğini, bahse konu takipten iş bu davanın açıldığı gün haberdar olduklarını, bu nedenle dosyadaki icra emrine, takip talebine, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin kesinlikle böyle bir borcu olmadığını, icra emrinin iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür....
İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 168 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki “ “İtiraz ve “ “şikayet” ” kanun yolundan dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesince itiraz ve şikayet taleplerinin feragat nedeniyle reddine dair verilen 22.10.2008 gün ve 2007/847 Esas ve 2008/1214 Karar sayılı kararın temyizen incelenmesi itiraz eden/şikayetçi/borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27.04.2009 gün ve 2009/1502-9186 Esas ve Karar sayılı ilamı ile onanmış; itiraz eden/şikayetçi/borçlu vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, Yargıtay 12....
Anılan hükümdeki kesinlik sınırının, aynı Kanunun ek (1). maddesi dikkate alındığında, 20.07.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL, 02.12.2016 tarih ve 6373 sayılı Kanunun 3. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 02.12.2016 tarihinden itibaren 7.000 TL, yine aynı Kanunun ek (1). maddesi uyarınca da 01.01.2017 tarihinden itibaren 7.260 TL, 01.01.2018 tarihinden itibaren 8.310 TL, 01.01.2019 tarihinden itibaren 10.280 TL, 01.01.2020 tarihinden itibaren 12.600 TL, 01.01.2021 tarihinden itibaren 13.740 TL, 01.01.2022 tarihinden itibaren 18.710 TL, 01.01.2023 tarihinden itibaren de 41.710 TL olarak uygulanması gerekmektedir. Somut olayda, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiği, İstanbul 34....