Anılan uzlaşma tutanağında, şikayete konu takip dosyası ile birlikte üç takip dosyasındaki borç belirlenip vadeye bağlanmış, mahkemece yaptırılıp hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bu uzlaşma tutanağının ilam niteliğinde belge olduğu, borçluların bu belge ile borcu kabul ettikleri belirtilerek hesap kat ihtarındaki miktarı esas alarak hesaplama yapılmış, mahkemenin raporu esas alarak davanın reddi ile ipotek limitiyle sınırlı olmak üzere takibin devamına karar verilmiştir. İİK.'nun 150/ı maddesi gereğince; krediyi kullanan taraf, kendisine gönderilen hesap özetine, tazmin talebine veya ihtara tebliğ edildiği tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş ise icra emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunabilir. Böyle bir durumda ihtardaki borç miktarı kesinleşmez. Krediyi kullandıran taraf ise; alacağını İİK.'nun 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispat edebilirse krediyi kullanan tarafın şikayeti reddedilir....
gerekirken yanlış değerlendirme ile satışın durdurulması ile ilgili ret kararı verilmesi usulsüz olup, mahkeme kararın bu nedenle bozulması gerekirken temyiz isteminin reddine dair kararın onandığı anlaşıldığından Dairemizin 23.02.2006 tarih, 2006/368-3338 sayılı onama kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra; Bursa 4....
DAVA Davacı borçlu vekili; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 18.06.2020 olarak tespit edilmesi gerektiğini, yetkili temsilcinin vefat ettiğini, şirketin usulüne uygun şekilde temsil edilemediğini, şirket adına açılan icra takiplerinden haberdar olunamadığı için itiraz edilmediğini, ayrı bir temsil ve yönetim kayyımı atandığını, şirket müdürü ...’un şirket unvanı altında atacağı münferit imzası ile şirketi her hususta temsil ve ilzam etmesine” karar verildiğini, müvekkili şirket temsil eksikliğinin giderilerek böylece, bahse konu icra takibinden ve icra takibinden gönderilen ödeme emrine karşı itiraz başvurusunda bulunması imkânı doğduğunu, ödeme emrinde belirtildiği şekilde bir borcu bulunmadığından, yetkiye, ödeme emrine, borca, faizine ve diğer tüm fer’ileri ile takibe itiraz edilmesi zorunluluğu da hâsıl olduğunu, zaman aşımı definde bulunduklarını, alacaklı tarafça icra takibine dayanak yapılan belgelerin müvekillerine tebliğ edilmediğini...
Mahkemece yapılması gereken, kambiyo şikayetinin yerinde olmaması nedeniyle davacının borca itirazına ilişkin değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Şirketi aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal süresi içeresinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı çekin keşide tarihinin 25.10.2012 tarihi iken sahte paraf atılarak 25.11.2012 tarihi olarak tahrif edilmiş olduğu, çekin kambiyo senedi vasfının bulunmadığına dair şikayeti ile birlikte borca itiraz ettiği, mahkemece borca itirazın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 207. maddesinde "Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir." hükmü yer almaktadır. Buna göre mevcut olan çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde yok hükmündedir....
O halde mahkemece, şikayetin kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayet konusu takip dosyası dışında başka bir dosyanın incelenmesi sureti ile ve yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraz ile kambiyo vasfı şikayeti nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
davalı tarafından yargılama aşamasında ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, usulsüz tebligata yönelik şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 05/09/2018 tarihi olarak düzeltilmesine, takip şekline göre yetkiye ve borca itiraz icra müdürlüğüne sunulması gerektiğinden bu itirazların reddine karar verilmiştir....
Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan Fethiye İcra Müdürlüğünün 2020/7373 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin 22/10/2020 olarak tespitine karar verildiği ve şikayet tarihi itibarı ile kararın kesinleşmediği tartışmasızdır. Davalı vekili tarafından 23/10/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verildiğinden, İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra takibi durdurulması ve 23/10/2020 tarihinde konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin icra memur işlemi şikayet konusu edilmiştir. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmayıp, usulsüz tebligat şikayeti kararının infazı için kesinleşmesi gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığından, davalının yasal süresi içinde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına ve itiraz tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/4228 Esas sayılı dosyasından davalı T4 tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibin müvekkili tarafından 28/08/2020 tarihinde öğrenildiğini, müvekkiline yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, bu nedenle usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduklarını, takip dayanağı senedin rakamla yazılı olan miktar kısmında tahrifat yapıldığını, senedin aslında 100.00- TL için düzenlenmesine rağmen sonradan ekleme yapılarak 100.000- TL'ye dönüştürüldüğünü, tahrifat nedeniyle senedin geçersiz olduğunu, borcun tamamı için borca itiraz ettiklerini, davalı ile müteahhidin müvekkilini dolandırdıklarını, müvekkili aslında alacaklıyken müteahhide kefil sıfatıyla açık senet imzalamak zorunda bırakıldığını, müvekkilinin mağdur edildiğini, davalıya borcunun bulunmadığını, borca bu nedenle de itiraz ettiklerini belirterek davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....