Bu durumda; takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde, icra mahkemesince verilen ve kesinleşen karar gereğince, değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması gerekli olup, mahkemece, takip tarihinden sonraki avans faiz oranları belirlenerek, takipten sonrası için % 30 oranı aşılmamak kaydıyla dönem dönem değişen avans faiz oranlarına göre, şikayet tarihi itibarı ile dosya borcunun itfa edilip edilmediği değerlendirilerek; oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, yargılama sırasında verilen ve kesinleşen icra mahkemesi kararı göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir. Borçlu vekilinin, başvurusunda, ... tarihli protokolün karşılıklı edim içeren belge olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir. Anılan protokol, bu niteliği ile yukarıda açıklanan İİK'nun 33/2. maddesi kapsamında borcun imhaline imkan kılacak nitelikte bir belge değildir. Bu durumda, takibin devamında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Kaldı ki, anılan protokole göre ödemenin zamanında yapılmaması nedeniyle takibe devam eden alacaklının istemi yönünden İcra Mahkemesi'ne şikayet başvurusu yapıldığı, borçlu tarafın şikayetinin reddedildiği ve hükmün Dairemiz'ce onandığı görülmektedir....
Bu bakımdan icra mahkemesinde görülen şikayet dosyası da İİK 364. maddesi anlamında satışa engel bir dava olarak değerlendirilmediğinden icra emri iptali hakkında görülen davada karar kesinleşmeden satış yapılamayacağı iddiası yerinde değildir. İcra emri tebliğinin somut dosyada borçluya yeni bir itiraz hakkı tanımaması nedeniyle takip kesinleştiğinden icra dosyasından yapılan işlemler ve hacizlerin geçersizliği iddiası da süresinde olmayıp yerinde görülmemiştir. Şikayetçi tarafça borcun ödendiği yönünde itiraz ileri sürülmüş ise de, takip dayanağı ilama ilişkin kesinleşmiş bir yargı kararı mevcut olmadığından müdürlükçe satış işlemlerine devam edilmesinde usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır....
Davacılar tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen itfa iddiası, takibin başlatılmasından sonraki döneme ilişkin olup, süreye tabi olmadığı, ayrıca İİK'nın 45. maddesine aykırı takip başlatıldığı iddiası ile kısıtlı aleyhine takip yapılamayacağına yönelik şikayetin de süresiz olarak ileri sürülebileceği dikkate alındığında, mahkemece ileri sürülen iddia ve şikayetler incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımından reddine karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davacıların istinaf isteminin kabulüne, HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul 27....
İpotek limitinin aşıldığı iddiası dışındaki şikayetler 7 günlük şikayet süresine tabidir. Davacıya icra emri 22/03/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, şikayete ilişkin dava ise 7 günlük süre geçtikten sonra 10/12/2020 tarihinde açılmıştır. Borçlu kefilin söz konusu kefaletine ilişkin eşinin muvafakatinin alınmadığını ve kefalet sözleşmesinin TBK 583- 584 maddelerindeki şekil şartlarına uyulmadığı için kefaletin geçersiz olduğu yönündeki şikayetini icra emrinin tebliğinden itibaren 7 (yedi) günlük sürede ileri sürmesi zorunludur. Bu nedenle mahkemenin davacının şikayetini süre yönünden reddetmesi hukuka uygundur....
Maddesinde düzenlenen borcun takipten önce ödendiğinden itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Van 1. İcra Müdürlüğünün 2022/8939 Esas sayılı noter senedine dayalı ilamlı icra takip dosyasında örnek no 4- 5 icra emrinin borçluya 30/03/2022 tarihinde tebliği üzerine yasal yedi günlük süre içerisinde 01/04/2022 tarihinde itfaya dayalı icranın geri bırakılması isteminde bulunulduğu görülmektedir. İİK'nun 33. maddesinde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır'' düzenlemesi mevcuttur....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Davacının esas iddiası olan icranın geri bırakılması istemi bakımından yapılan değerlendirmede ise; öncelikle İİK.m.33 düzenlemesinin ele alınması gerekmektedir. İlgili düzenlemenin ilk fıkrasına göre icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne uygun tasdik edilen yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Somut olayın alıntılanan bu düzenleme çerçevesinde ele alınmasında; davacının ödeme iddiasına ilişkin olarak dayanmış olduğu PTT kayıtları dosyamız arasına alınmış ve dosya bu kayıtlar dikkate alınarak rapor tanzim edilmek üzere hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiştir....
İİK'nun 33/1. maddesine göre; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. Anılan hüküm gereğince, itfa veya imhal iddiası; yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde, icra geri bırakılır. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 33/1. maddesine dayalı icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı olup, örnek 4-5 numaralı icra emrinin borçlu vekiline 30.09.2015 tarihinde tebliği üzerine borçlu vekilinin 07.10.2015 tarihinde, takibe konu borç hakkında kısmi itfa itirazında bulunduğu, dolayısıyla borçlunun İİK'nun 33/1. maddesi hükmüne göre yasal yedi günlük sürede icra mahkemesinde dile getirdiği iddianın, İİK.'...
Başvuru bu hali ile icra emrinde talep edilen nafaka miktarının ve faizinin yanlış hesaplandığına yönelik şikayet ile itfa itirazına dayanmaktadır. Mahkemece ilamın TBK'nun 146-156.maddeleri değerlendirilmek suretiyle ilamın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle sadece nafakanın arttrılması davasının dava tarihi olan 19.08.2014 tarihinden takip tarihine kadar nafaka talep edilebileceği kabul edilmiştir. Oysa şikayet dileçesinde borçlunun zamanaşımı iddiası bulunmamaktadır. O halde mahkemece icra emrinde talep edilen nafakanın ve faizin fazla olduğu şikayeti, boşanma ilamı ve nafakanın artırılması ilamı dikkate alınarak incelenmesi gerekirken re'sen zamanaşımı nazara alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Öte yandan, İİK’nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası, yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, mahkemece, aldırılan bilirkişi raporuna ve ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/40 Esas sayılı dosyasına ilişkin karara dayanılarak, takipten önce borcun ödendiği belirtilmek suretiyle davanın kabulüne karar verildiği, ancak kabul halinde takibin akıbeti hakkında bir hüküm kurulmadığı, başka bir deyişle hangi konunun hüküm altına alındığının belirtilmediği görülmektedir....