İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; İcra takibinin dayanağı ...4.Aile Mahkemesi'nin 2013/431 esas, 2013/476 karar ve 12.06.2013 tarihli ilamında; müşterek çocuk ... lehine 400,00 TL iştirak nafakası, anne ... lehine ise 600,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. İlam alacaklısı ... adına yapılan ödemenin nafaka ödemesi olduğu yönünde başvurunun kabulünde isabetsizlik bulunmamakta ise de, reşit çocuk Akın Uysal'a yapılan ödemenin İİK 33. maddesi kapsamında nafaka ödemesi olarak kabulü mümkün değildir....
Mahkeme'ce dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda ödemeye ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı ve icra emrinin usulüne uygun olarak düzenlendiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, borçlu tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, borçlunun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- İİK.nun 33/1. maddesine göre: “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.”...
Mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut ... Dairesinde veya ... Mahkemesinde veya Mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde ... geri bırakılır..." hükmü yer almaktadır. Somut olayda karara esas alınan ......, şarta bağlı olup İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgelerden değildir. Karşılıklı edimler içerdiğinden, bu hususların gerçekleşip gerçekleşmediği genel mahkemede yargılamayı gerektirmektedir. O halde, Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, itfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre takdik edilmiş yahut ...... Dairesi'nde veya ...... Mahkemesi'nde veya Mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde ......nın geri bırakılacağı hususu düzenlenmiştir. Somut olayda, alacaklının da kabul ettiği 31.05.2011 tarihli taahhütname başlıklı belge içeriğinden, taraflarca kabul edilen borcun taksitle ödenmesinin kararlaştırıldığı (borcun vadelendirildiği), borcun ödendiğini gösteren nitelikte bir belge olmadığı gibi borcun imhal edildiği anlamını da içermediği görülmektedir. Bu nedenle Mahkemece, İİK'nun 33. maddesi kapsamında borcun ödendiğine dair varsa taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine, yazılı gerekçeyle ......nın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
İİK'nun 33/1. maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilere re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçlu, icra emri tebliğine göre yedi günlük itiraz süresinden sonra takip konusu alacağın takip tarihinden önceki bir tarihte ödendiği iddiasında bulunmuştur. Mahkemece ödeme iddiasının yasal süre içinde yapılmadığı nazara alınarak itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi doğru değil ise de sonuçta itiraz reddedildiğinden sonucu doğru İcra Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir....
TMK'nun 327. maddesinde ''Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır'' İİK'nun 33/1. maddesinde ise; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; alacaklıya ait hesap hareketleri incelendiğinde tazminat miktarına uymayan ve tazminat adı altında ödenmeyen nafaka harici (alacaklının nafaka alacağını aldığına dair kabulü karşısında) kısmi ödemelerin çocuk için yapılan ahlaki ödemeler olarak kabulü gerekir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi/borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda; manevi tazminat alacağı konulu ilama dayalı olarak aleyhlerine başlatılan takipte, takip öncesi itfa iddiası ile takibin iptalini talep ettiği, mahkemece borçlunun ödeme iddiasına konu ettiği makbuz ve belgelerin İİK'nun 33/1 maddesinde yazılı belgelerden olmadığı gibi alacaklı tarafından kabul edilmediği, yine yapılan ödemelerin de alacaklı tarafından manevi tazminata yönelik olarak açıkça kabul edilmediği, kanaati ile davanın reddine hükmolunduğu, davacı/borçlunun istinaf talebi üzerine .........
Bu durumda İcra mahkemesinde ancak itfa ve imhal iddiası varsa bu iddialar incelenebilir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması doğru değil ise de, itfa ve imhal iddiasında bulunmayan borçlunun şikayeti reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının ONANMASINA ve 21,15 TL onama harcı temyiz edenden alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk) Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu aleyhinde boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakası alacağının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatılmış, borçlunun itfa itirazı üzerine mahkemece banka hesabına yapılan ödemelerin takibe konu edilen dönem nafaka alacaklarını karşılar nitelikte olduğu gerekçesi ile itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir....
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nin 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Borçlu, itfa itirazına dayanak olarak müşterek çocuklar için alacaklıya ödeme yaptığını ileri sürmüşse de, kural olarak borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde ödemenin takibe konu alacak için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Nafakaya ilişkin dairemizin içtihatlarına göre ise; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarı tutarında yada bu miktarın katları tutarında olması ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir....