Aile Mahkemesi TARİHİ :07.11.2013 NUMARASI :Esas no:2012/379 Karar no:2013/607 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, velayetine bırakılan çocukla diğer taraf arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kişisel ilişkinin, çocuğun menfaatinin gerekli kılması halinde gözetim altında kurulması mümkün ise de, psikolog ve pedagog tarafından düzenlenen 23.08.2013 tarihli raporda gösterilen sebep ve olguların, velayet kendisine verilmeyen ebeveynin çocuğu ile gözetim altında kişisel ilişki kurulmasını gerektirici nitelikte bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine...
DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası-Boşanma-Kişisel İlişki Kurulması Davalı-davacı kadın tarafından açılan “tedbir nafakası” davalı-davacı koca tarafından açılan “karşı boşanma” ve birleşen “tedbiren çocukla kişisel ilişkinin düzenlenmesi” davalarının birlikte yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen hüküm; davacı-davalı kadın tarafından kocanın karşı boşanma davasının kabulü, yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı ile kişisel ilişki davası nedeniyle yargılama gideri yönünden; davalı-davacı koca tarafından ise, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın...
DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacılar tarafından; vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 325. maddesine dayalı, kişisel ilişki süresinin genişletilmesi isteğine ilişkin olup, davacıların talebi esasta haklı görülüp mahkemece kabul edilmiş, ancak kişisel ilişkiye yönelik düzenleme, davacıların talebi gibi değil, tarafların durumuna, çocuğun yaşına ve menfaatine uygun olacak şekilde mahkemece res'en belirlenmiştir. Davacının kişisel ilişkiye yönelik düzenleme talebinden daha dar bir düzenleme yapılmış olması, davalı lehine vekalet ücreti takdirini gerektirmez....
Gerçekleşen bu durum karşısında dosyada rapor düzenleyen sosyal hizmet uzmanı Muhammet Sevinç'in dahil olmadığı psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşturulacak üç kişilik heyetten, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için baba ile kişisel ilişki kurulmasına engel bir hal bulunup bulunmadığının, kişisel ilişki kurulabilecek ise yatılı veya yatısız mı olması gerektiği ve dosya içerisinde mevcut rapor,celbedilen dosyalar ile tanık beyanları ve diğer deliller de dikkate alınmak suretiyle kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken sadece davacı ile görüşmek suretiyle düzenlenmiş rapor ile yetinilerek yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
O halde; müşterek çocukla baba arasında yatılı şekilde kurulacak kişisel ilişki sonucunda, küçüğün güven duygusunun ve baba sevgisinin gelişmesi onun üstün yararınadır. Müşterek çocukla davalı baba arasında..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile mahkemesi sıfatıyla) 2011/302 esas 2012/106 karar sayılı kararı ile kurulan kişisel ilişkide babalık duygularının tatmin edilmesi yönünden yeterli sürenin verilmediği anlaşılmaktadır. Tarafların müşterek çocuğu ....'nın yaşı dikkate alındığında, davacı baba ile çocuk arasında babalık duygularının tatmini de dikkate alınarak yatılı kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, müşterek çocuk ile davacı baba arasında ayın belirli haftasonlarında, yarıyıl tatili ve yaz tatillerinde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile çocuk ile baba arasında her hafta cumartesi günü 15:00- 16:00 saatleri arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı istinaf dilekçesinde özetle; çocuk ile arasında bulunan şahsi ilişki süresinin kısa olduğunu, bu nedenle çocukla arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Görev, kamu düzenine ilişkindir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayet-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı baba tarafından, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet kendisine verilmeyen taraf ile ortak çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkide çocukların üstün yararı yanında, analık ve babalık duygularının da tatmin edilmesi gerekmektedir. Davacı- davalı baba ile velayeti anneye bırakılan ortak çocuk 18.09.2016 doğumlu Zülal Sare Pala arasında "Velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında her yılın Şubat ayında 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm ve 31.07.2012 tarihli ek karar davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hüküm, temyiz eden davacıya 31.05.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı hükmü 13.06.2012 günü verdiği dilekçe ile temyiz etmiştir. Buna göre temyiz süresindedir....
Baba ile çocuk arasında ayın belirli haftalarında gece yatılı kalacak şekilde ve yaz tatillerinde uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerektiğinin düşünülmemesi , dini bayramlarda kişisel ilişkinin çok kısa süreli kurulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu sebeple bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kişisel ilişkiye yönelik mahkeme kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür (HUMK m. 438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine “müşterek çocuk ile baba arasında her ayın 1 ve 3. hafta sonları Cumartesi günü saat 10:00'dan Pazar günü saat 17:00'ye kadar, her yıl temmuz ayında 1 Temmuz günü saat 10:00'dan 10 Temmuz günü saat 17:00'ye kadar, dini bayramların 2. günü saat 11:00'den 3. günü saat 17:00'ye kadar, babalar gününde saat 11:00'den saat 17:00'e kadar kişisel ilişki kurulmasına” sözcüklerinin yazılmasına...
ASLİYE (AİLE)HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2019 NUMARASI : 2016/448 ESAS, 2019/537 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çerkezköy 2....