, zamanaşımının en son 13/10/2015 tarihinde verilen mahkumiyet kararları ile kesildiği, bundan sonra zamanaşımını kesen başkaca bir sebep bulunmadığından, şikayet tarihi olan 18/02/2009 tarihinden mahkeme karar tarihine kadar 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin yargılama aşamasında dolmuş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, müşteki ......
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Borçlu sanığa isnat olunan mal beyanında bulunmamak eylemi 1.6.2005 tarihinden önce işlenmiş olması nedeniyle, suç tarihinde yürürlükte bulunan İİK.nun 337.maddesinde öngörülen cezanın nev’i ve miktarına göre, suçun işlendiği 4.3.2005 tarihi ile hükmün verildiği 22.6.2006 tarihi arasında 765 sayılı TCK.nun 102/6 ve 105/2.maddelerinde öngörülen zamanaşımı süresinin geçtiği gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyete dair hüküm kurulması isabetsizdir. Borçlu sanığa isnat edilen eylemden dolayı zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğinden, tebliğnamede şikayet süresinin geçmesi ile ilgili isteminin tartışılmasında hukuki yarar görülmemiştir....
Davalı, süresinde zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından aracın kaybolması ile ilgili Cumhuriyet Savcılığı'na verilen şikayet dilekçesi üzerine başlatılan soruşturmanın bulunduğu gerekçesiyle zamanaşımı def'i reddedilmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının aracına 2000 yılında el konulmuş, hakkındaki ceza davası neticesinde zamanaşımı nedeniyle düşme ve aracın iadesine karar verilmiş, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi üzerine aracın iadesine ilişkin karar davacıya 04/07/2006 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı ise aracın kendisine iade edilmediği gerekçesiyle emniyet yetkilileri ve yediemin hakkında...Cumhuriyet Başsavcılığı'na 03/07/2007 tarihinde şikayet dilekçesi vermiştir. Dolayısı ile davacı tarafça zarar ve fail 2007 yılında öğrenilmiştir....
Suç tarihinin 1987-1996 tarih aralığında olduğu, suçun 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımını kesen sebeplerin bulunmadığı, müşteki Ahmet Başer'in zamanaşımı dolum tarihi sonrası şikayet dilekçesi verdiği gerekçeleri ile zamanaşımı sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 6 pafta 226 ada üzerine 87-3025 sayılı onaylı mevzi imar planına aykırı inşaat yapımı ve onaylı projede herhangi bir değişiklik olmadığı halde değişiklik olmuş gibi göstererek kaçak inşaat yapıldığı ve bunlara bağlı usulsüz işlemler yapıldığı iddiaları karşısında mevcut delillerin mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 15.12.2008 gün ve 2008/14263/61726 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C....
Bu kez, şikayet olunan vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, takdiren 218,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 04.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayet olunan .... vekili, sıra cetvelinde müvekkiline pay ayrılmadığı için müvekkilinin şikayet olunan olarak gösterilmemesi gerektiğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. Şikayet olunan....vekili, müvekkili aleyhine açılmış bir dosya bulunmadığını, şikayet dilekçesindeki beyanları kabul etmediklerini savunarak şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. Şikayet olunan ..., şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. .../... S.2 Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ... alacaklarının zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı nedeniyle zamanaşımına uğramadığı, taşınmazın ........
Mahkemece, borçlunun şikayet nedenleri arasında bulunan zamanaşımı iddiası da incelenip değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ila 126. maddelerinde vergi literatüründe "Düzeltme ve Şikayet Müessesesi" denilen bir idari başvuru yolu düzenlenmiştir. Bu müessesenin işleyebilmesi, başka bir deyişle, bu yola başvurulabilmesi için ortada bir hukuki ihtilaftan ziyade, Vergi Usul Kanununun sözü geçen maddelerinde yazılı olan "vergi hatası"nın bulunması gerekmektedir. Vergi Usul Kanunu'nun "Düzeltmede Zamanaşımı" başlıklı 126. Maddesinde 114üncü maddede yazılı zamanaşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hatalarının düzeltilemeyeceği ancak (b) fıkrasında ilan yolu ile tebliğ edilip vergi mahkemesinde dava konusu yapılmaksızın tahakkuk eden vergilerde mükellefe ödeme emrinin tebliğ edildiği; (c) fıkrasında da ihbarname ve ödeme emri ilan yoluyla tebliğ edilen vergilerde 6183 sayılı Kanuna göre hacizin yapıldığı tarihten başlayarak bir yıldan aşağı olamayacağı kurala bağlanmıştır....
ün bilgi ve isteği dışında davayı takip ettiği halde mazeretsiz olarak son celseye katılmadığı, bu sebeple de bilgi ve isteği dışında gelişen durumda şikayet hakkının düşürülmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, İİK'nın 18/3 maddesi gereğince şikayet sonuçlandırılması gerekirken şikayet hakkının düşürülmesinin hukuka aykırı olduğu, sanık aleyhine yapılan takibin kesinleşmiş olmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu durumun yanı sıra sanığın üzerine kayıtlı taşınmazın takip tarihinden sonra 20.02.2012 tarihinde rayiç bedelinin oldukça altında satıldığı, bu satış işleminde sanığın kötü niyetli olduğu, sanığın söz konusu taşınmazı tarafını zarara uğratmak amacıyla diğer dosya borçları sebep gösterilerek kötü niyetli olarak satıldığı, sanığın iddiasının dayanaksız olduğu ve taşınmazın satışının tamamen muvazaalı bir işlem olduğu, şikayet hakkının düşmesi yönündeki kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiğine ilişkindir. III....