Sanığın yargılama konusu eylemleri için, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ( 2004 sayılı Kanun) 337/a ve 345/a maddeleri uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır. 2.Şikayet tarihinin 28.08.2014 tarihi olduğu, sanığın savunmasının alındığı 27.10.2014 tarihi ile inceleme tarihi arasında, 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen ve durduran başkaca bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 27.10.2022 tarihinde inceleme sırasında gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir. IV....
Dava konusu edilen şikayet, yasal unsurlarının oluşması halinde 5237 sayılı TCK’nun 267. maddesinde düzenlenmiş bulunan iftira suçunu oluşturabilecek niteliktedir ve anılan Yasa’nın 66. maddesi uyarınca ceza davası zamanaşımı süresi de sekiz yıldır. Şu durumda zamanaşımı süresi dolmadığından davanın esasının çözümlenmesi gerekir. Karar, bu bakımdan doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi bulunması, şikayet tarihinin 12/11/2012 tarihi olduğu, sanığın savunmasının alındığı 12/02/2013 tarihi ile mahkeme karar tarihi arasında zamanaşımını kesen başkaca bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 12/02/2021 tarihinde yargılama sırasında gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, müşteki vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle davanın DÜŞÜRÜLMESİNE, 28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Somut olayda ödeme emrinin şikayetçi borçlulara 05.02.2008 tarihinde tebliğ edildiği, İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal sürede itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği, borçluların ise 13.01.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettikleri, mahkemece zamanaşımı yönünden yapılan incelemede borçluların bildirdiği 22/9/2008-25/03/2009 tarihleri arası ile sınırlı olmak üzere inceleme yapıldığı, takibin kesinleşmesinden itibaren şikayet tarihine kadar geçen süreler yönünden inceleme yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir. O halde, mahkemece, her iki borçlu açısından takibin kesinleştiği tarihten itibaren şikayet tarihine kadar geçen sürede altı aylık zamanaşımı süresinin geçip geçmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
nin beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma - düzeltilerek onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Müşteki vekili 9/4/2010 tarihli şikayet dilekçesinde, %40'dan aşağı olmamak üzere maddi tazminata da hükmedilmesini talep etmesine rağmen, mahkemece bu konuda hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulabileceği ve bu konuda temyiz talebinin de bulunmaması nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Sanık hakkında İİK'nın 333/a ve 345/a maddelerine aykırılıktan cezalandırılması içinde şikayette bulunulduğu halde, bu suçlardan hüküm kurulmamışsa da mahallinde zamanaşımı süresi içerisinde her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür....
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davalı hakkında şikayet yokluğu nedeni ile ceza davası açılmadığı, bu nedenle eldeki davanın iki yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu ve davanın açıldığı tarih itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, cismani zarar nedeni ile ... istemine ilişkindir. Haksız fiillere uygulanacak üç zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Bunlar, zarar görenin zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak iki yıllık zamanaşımı; fiilin vukuundan itibaren işleyecek on yıllık zamanaşımı ve fiilin aynı zamanda ceza kanunlarında düzenlenmiş olması halinde uygulanacak olan ceza zamanaşımı süreleridir. 2918 sayılı Karayolları ......
Öyleyse sanığın inkar ettiği tarihin belirlenerek suç tarihi olarak kabul edilmesinde ve zamanaşımı süresinin belirlenen tarihten itibaren başladığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Sanığın devir olgusunu ilk defa ne zaman inkar ettiğinin açıkça belirlenememesi halinde müştekinin beyanına itibar edilmelidir. Müşteki sanığın kendisini 4 aydır “bugün yarın” diyerek oyaladığını iddia etmiştir. Bu oyalamalar müştekinin şikayetine kadar sürmüştür. Başka bir ifade ile sanık müştekiye ait malı iade etmeyeceğini söylememiş aksine, şikayet tarihine kadar iade edecekmiş gibi bir görüntü vermiştir. Sanığın bu tavrına inanan müşteki de gecikmeye rıza gösterip şikayetçi olmamıştır. Yani müşteki sanıktan umudunu keserek şikayet dilekçesi verdiği 19.07.2005 tarihine kadar sanığın işi geciktirmesine rıza göstererek bir nevi sözleşmenin vadesini uzatmıştır....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın üzerine atılı 2004 satılı İİK’nın 345/a. maddesine aykırılık suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın 347. maddesine göre, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde kullanılmayan şikayet hakkının düşeceği, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak olan şikayetin henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve usulüne uygun bir şikayet konumuna getirmeyeceği, Somut uyuşmazlıkta, alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında ... 13. İcra Müdürlüğü’nün 2011/984 esas ve ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2010/30110 esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığı, ... 13....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, şikayet olunan vekilinin karar düzeltme isteminin feragat nedeniyle REDDİNE, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....