WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

de belirtildiği üzere, söz konusu suçun zamanaşımı süresi dolmadığı sürece fiili ve faili öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içinde şikayet edilebileceği, şüphelinin sosyal medya paylaşımının yapıldığı günün belirlenemediği, müşteki vekilinin anılan paylaşımı 15/10/2019 tarihinde öğrendiği, şikayetin ise 09/12/2019 tarihinde yapıldığı, müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde belirtildiği üzere şüphelinin kimliğini tespite yarayacak ... sosyal paylaşım sitesindeki profil bilgilerinin bulunduğu hususları dikkate alındığında, şikayetin süresinde yapıldığı nazara alınmadan, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir....

    Davalı vekili; zamanaşımı def’inde bulunmuş, araçta tam kusurlu sürücü olan davacının maluliyet tazminatı talebinde bulunamayacağını savunarak, başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir....

      Yasada bu suç için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre; 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2.maddeleri gereğince 5 yıllık asli ve 7.5 yıllık kesintili zamanaşımı süresine tabi olduğu gözetilmeksizin 3 yıllık zamanaşımı süresine bağlı olduğu kabul edilerek ortadan kaldırılmasına karar verilmesi isabetsiz ise de; sanık ...’in sorgusunun yapıldığı 1.4.2003, diğer sanıkların sorgularının yapıldığı 15.07.2004 tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar 5 yıllık asli zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, sair yönleri incelenmeksizin hükmün İİK’nun 366.maddesi gereğince BOZULMASINA,1412 sayılı CMUK’un 322/1 ve 765 sayılı TCK’nun 102/4. maddeleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA, 26.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıklara isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi bulunması, suç 01/10/2012 olması, zamanaşımı süresini son kesen işlemin 27/02/2013 tarihli şikayet dilekçesi olması nedeniyle suç tarihi ile tarihi olağan zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunun gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı kanun'un 322. maddesi uyarınca sanıklar hakkındaki davaların gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 16/03/2021 tarihinde...

          Öte yandan; 6102 sayılı TTK’nun 750. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmış ve aynı Kanun'un 751/2. maddesinde de, zamanaşımı kesilince, süresi aynı olan yeni bir zamanaşımının işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda; ilamsız takibe konu alacak fatura alacağı olup, alacaklının cevap dilekçesindeki faturaların sebebinin eser sözleşmesi olmadığına yönelik beyanı ve borçlunun bu yönde delil sunmamış olması birlikte değerlendirildiğinde, zamanaşımının on yıl olduğunun kabulü gerekmektedir. 08.12.2009 ve 31.12.2009 tarihli faturalara ilişkin olarak borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı bulunmayıp şikayet tarihine göre takip kesinleşmiş olmakla, takibin kesinleştiği 05.11.2015'ten şikayet tarihi olan 30.12.2015'e kadar on yıllık zamanaşımının dolmadığı tabidir....

            Ayrıca, alacaklının yaptığı, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Somut olayda, davacı borçlu, aval veren, alacaklı ise lehtardır ve üç yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Alacaklının, 27/01/2003 tarihinde takibe başlaması ile zamanaşımı kesilmiş ve yeni bir süre işlemeye başlamıştır. 04/02/2003 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş ve takip kesinleşmiştir. Alacaklı, 05/03/2003 tarihinde taşınmaz haczi talep etmiş, 04/12/2018 tarihli tapu sorgusu talebi zamanaşımını kesmediği gibi dava tarihi 08/01/2019 tarihine kadar da zamanaşımı süresi dolmuştur....

            BOZULMASINA..." şeklindeki açıklamalar ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73/1-2. maddesinde yer alan "(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. (2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, şikayet tarihinin müştekinin fiil ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlatılması gerektiği, söz konusu suçun zamanaşımı süresi dolmadığı sürece fiili ve faili öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içinde şikayet edilebileceği cihetle, müşteki 08/04/2021 tarihli raporunda kusur durumları tespit edilen failleri henüz öğrenmeden, müşteki vekilince 25/03/2019 tarihinde elektronik olarak imzalanan dilekçe ile olay sebebiyle sorumlu şirket ve yetkililerinden şikayetçi olunduğu ve bu şekilde yapılan şikayetin süresi içerisinde yapılmış kabul...

              Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede bonoda zamanaşımının geçtiğine ilişkin şikayet ise İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddesine göre herhangi bir süreye tabi olmayıp, iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Takip dayanağı belge, kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür....

                Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 156 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır. 2. 5237 sayılı Kanunun 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin sanığın sorgusunun yapıldığı 04.04.2016 tarihi olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir. IV. KARAR İzmir 31....

                  Maddesindeki bir yıllık şikayet süresi içinde 26/11/2012 tarihinde şikayette bulunulduğu ve bu haliyle şikayetin süresinde olduğunun anlaşılması üzerine yapılan inceleme sonucunda; Sanığın eyleminin 2004 sayılı İİK'nun 337/a. maddesi kapsamında olduğu, sanığa isnat edilen suçun cezasının Kanunda öngörülen üst haddine göre davanın, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 31/12/2011 tarihinden itibaren inceleme tarihine kadar olağan zamanaşımı süresinin 31/12/2019 tarihinde dolduğunun ve bu tarihe kadar zamanaşımı süresini kesen başka bir nedenin bulunmadığının anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte buluna kısmen uygun olarak 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı kanunun...

                    UYAP Entegrasyonu