"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nın 155/2, 52, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 30/12/2013 tarihinde yokluğunda verilen hükmün sanığın savunmasında bildirmiş olduğu adresine tebliğe çıkartıldığı ancak tanınmaması gerekçesi ile tebligatın iade edildiği, bunun üzerine sanık hakkında adres araştırması yapılmadan daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olan adrese doğrudan 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat çıkarılmış olması nedeniyle mahkumiyet hükmünün tebliğine ilişkin 24/02/2014 tarihli tebligat işleminin usulsüz olduğu, ancak sonrasında sanık müdafiinin 08/07/2014 havale tarihli dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirtmiş olması dolayısıyla kararı usulsüz tebliğe rağmen öğrenmiş olduğu anlaşılmakla; sanık...
nun 21/2 maddesi gereğince tebliğ tarihindeki mernis adresine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir (H.G.K. 25.01.2006 Tarih ve 2005/2- 772 E. 2006/17 K.). Usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal yedi günlük süreye tâbi olup, bu sürenin başlangıcı usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihtir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; şikayet süreye tabi olup İİK.'nın 16.maddesi uyarınca usulsüz tebliğden haberdar olunan tarihten itibaren 7 gün içerisinde şikayette bulunulması gerektiği, şikayetin 14.12.2022 tarihinde yapıldığı, şikayetçi 3.kişilere İİK.'nın 89/1 haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, buna karşın İİK.'...
No:21 Kadıköy/İstanbul" olarak belirtildiği, bu durumda borçlunun bilinen en son adresinin bu adres olduğu, bu adrese tebligat çıkartılmadan, borçlunun mernis adresinin bilinen son adres olduğu varsayılarak, bu adrese çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine, borçlunun mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasırır 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi ile Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi hükümlerine aykırı olduğunu ve usulsüz olduğunu, borçlunun başvuru dilekçesinde belirttiği tarihten daha önce usulsüz tebliğe muttali olduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet dilekçesinde belirttiği tarih olan 09/02/2021 tarihi itibariyle usulsüz tebliğe muttali olduğunun kabulü gerektiği, genel haciz yolu ile ilamsız takipte her türlü itirazın, İİK'nın 62. maddesi uyarınca, ödeme emri tebliğinden itibaren (usulsüz tebliğ halinde tespit edilen öğrenme tarihinden itibaren) yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi...
Temyiz Sebepleri Borçlu vekili temyiz dilekçesinde:Önceki beyanlarını tekrar ederek mahkeme kararı olmaksızın sırf alacaklının talebi ile 3 farklı ödeme emri düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin adresine birbirinden değişik ödeme emri bulunan üç tebligat çıkartıldığını şikayet konusu en son çıkartılan tebligat normal yolla tebliğe çıkartılıp iade edilmeden Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usule aykırı olduğunu iddia ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ile icra memur muamelesini şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İİK'nın 16. Maddesi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi 3....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Bu düzenlemeye göre şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas ise de bu tarihin aksi yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda davacıya tebliğe çıkarılan ödeme emrinin 26/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının tebligattan 20/05/2022 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek icra mahkemesine şikayetini 27/05/2022 tarihinde yaptığı görülmektedir....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraflar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, ... .... ... Müdürlüğünün 2015/7892 Esas sayılı takip dosyasında hazırlanan ....09.2015 tarihli sıra cetvelinde şikayet olunanın takibinin usulsüz ödeme emri tebliği ile kesinleştirilmiş olması sebebiyle cetvelde .... sırada yer alan şikayet olunan haczinin geçersiz olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini, şikayet olunan takibindeki ödeme emrine ilişkin tebligatın iptalini ve hacizlerinin kaldırılmasını talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle , müvekkili firma hakkındaki takibin, tesadüfen e devlet üzerinden öğrenildiğini , icra dosyasına vekaletname sunulduğunu , icra dosyasında uyap kaydının, vekaletname sunum tarihinde yapılmadığından usulsüz tebligata ve dosyanın içeriğine ıttıla kesbedilemediğini ,içeriğine vakıf olamadıkları bir dosyada itiraz ve şikayet hakkının kullanılmasının beklenemeyeceğini ,bu nedenlerle, uyap kaydının yapılmasından iki gün sonra açtıkları davanın süresinde olduğunu ,öte yandan; Tebligat Tüzüğü m.51; "Muhatabın tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihidir. Muhatap, usulsüz tebligatı öğrenmemiş ise tebligat yapılmamış sayılır." şeklinde olduğunu , usulsüz tebliğ işleminin uyap kaydı ile öğrenildiğini ,davanın süresinde olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
Her ne kadar davacı vekili; müvekkili için çıkartılan kıymet takdirine ilişkin tebligatın da usulsüz olduğunu ve buna ilişkin kıymet takdirine itiraz, şikayet yoluna başvuracaklarını beyan etmiş ise de, satış ilanının usulüne uygun şekilde davacı vekiline tebliğ edildiği, satış ilanının tebliği ile her halükarda şikayetçi tarafça kıymet takdiri raporundan da haberdar olmuş sayılmasının gerektiği, mahkememizce yukarıda kabul edildiği şekilde satış ilanının davacı T1 25/09/2020 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davacının kıymet takdirine itirazlarda yasal itiraz süresi olan 7 gün içerisinde kıymet takdirine ilişkin rapora karşı henüz herhangi bir dava açmadıkları ve bu itibarla süresi içerisinde kıymet takdirine ilişkin rapora itiraz etmedikleri anlaşılmakla, davacı vekilinin iş bu yöndeki talepleri mahkememizce kabulü değer görülmemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulsüz tebligat iddiasının yersiz olduğunu, davacının bilinen adresine çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligatın iade döndüğünü, yeniden gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatta mernis adresi olduğunun da kaydının eklendiğini, TK 21/2 maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edildiğini, takibin kesinleştiğini söyleyerek davanın reddini istemiştir....
günlük hak düşürücü süre içerisinde 1. haciz ihbarnamesinin tebliğinin usulsüz olduğunun şikayet konusu yapılması gerekirken hak düşürücü süre geçtikten sonra şikayet yoluna başvurulduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....