İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde alacaklı olarak taraf olarak gösterilmediklerini, taraflarına tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanması gerektiği halde şikayet hakkında beyanda bulunma ve dosyaya kanıt bildirme hakkından yoksun bırakıldıklarını basit yargılama usulüne ilişkin kurallara aykırı olarak duruşma açıp açmayacağına ilişkin takdir hakkını kullanırken neden duruşma açmadığına ilişkin kararını gerekçelendirmediği gibi buna ilişkin tensip zaptı da düzenlenmediğini, şikayete konu işlemin bizzat yetkili posta memuru tarafından yapılmış olmasına ve bu yönde alacaklı olarak şikayete karşı çıkıp çıkmadıkları belirlenmeden Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 2013/34201 E.2013/9796 K. sayılı ve Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 2013/32785 E.2013/39103 K.sayılı emsal kararlarına aykırı olarak müvekkilinin yargılama gideri ile vekalet ücretine mahkum edilmiş olmasının da yerinde olmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunulmuştur...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/133-2015/375 Esas-Karar sayılı mahkeme kararı ile 1. haciz ihbarnamesinin iptaline, öğrenme tarihinin 05.02.2015 olarak düzeltilmesine karar verildiği ve usulsüz tebligat nedeniyle 1. haciz ihbarnamesi geçersiz sayıldığından 3. haciz ihbarnamesinin de hukuki sonuç doğrumasının mümkün olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile 3. haciz ihbarnamesinin hukuken geçersiz olduğunun tespitine karar verildiği görülmektedir. Haciz ihbarında bulunulan 3.kişinin kendisine gönderilen haciz ihbarı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı Yasanın 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir....
Borçluların kendilerine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurmaları “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlular vekilinin, şikayet dilekçesinde her iki müvekkilinin de takipten 12.12.2015 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiğine göre ıttıla tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra 22.12.2015 tarihinde mahkemeye başvurulduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, borçlular öğrenme tarihinden itibaren tebliğ tarihinin düzeltilmesi için İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük şikayet süresini geçirdiğinden, şikayetin her iki borçlu için süreden reddi gerekirken, borçlulardan ...'in şikayetinin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bu borçlu yönünden verilen kararın bozulması gerekmiştir. 2-Borçlu ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 27/05/2014 tarihinden itibaren 7 gün içerisinde şikayet yapmamış olduğunun anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme...
e gerekçeli karar tebliğinin Tebligat Kanunu'nun 21/1 inci maddesine göre yapıldığı ancak muhattabın nerede olduğunun kimden sorulduğunun, kime haber verildiğinin mazbataya yazılmadığı dolayısıyla adı geçenlere yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmıştır. 3. Davalı ...'in mirasçılarına gerekçeli kararın tebliğe çıkarıldığı ancak sistemden yapılan kontrolde sağ olarak görünen ...'e gerekçeli kararın tebliğe çıkarılması gerektiği belirlenmiştir. 4. Davalı ...'e yapılan gerekçeli karar tebliğine ilişkin mazbatanın dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca; yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde belirtilen davalılara gerekçeli karar tebliğinin Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı şekilde, usulsüz yapıldığı anlaşıldığından, adı geçen davalılara gerekçeli karar ve davacının temyiz dilekçesinin tebliğinin usulüne uygun olarak yapılması ve sağ olan ...'e de gerekçeli karar ve davacının temyiz dilekçesinin tebliğe çıkarılması, dosyada tebligat mazbatası bulunmayan davalı ...'...
Kat: 3 B.B sayılı taşınmazın haczedildiğine ilişkin 103 davet kağıdının 13/03/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, tebliğden itibaren haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süre geçtikten sonra 08/08/2017 tarihinde yapıldığı, davacının 19/12/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde usulüz tebligat iddiasında bulunduğu, dava dilekçesinde 103 davetiye tebliğinin usulsüz olduğuna dair herhangi bir beyanda bulunmadığu, usulsüz tebligata ilişkin şikayet süresinin 7 gün olduğu, davacı tarafça usulsüz tebligata ilişkin süresinde yapılmış bir itiraz olmadığı, süresinde olmayan usulsüz tebliğ itirazının kabul edilemeyeceği bu durumda meskeniyete ilişkin şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmakla şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı tarafından dava dilekçesinde, Bolvadin İcra Müdürlüğünün 2013/399 Esas sayılı takip dosyasından adına gönderilen 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulsüz olduğu iddia edilerek bu durumdan 14/03/2020 tarihinde e-devlet üzerinden haberdar olduğu belirtilerek şikayet yoluna başvurulduğu anlaşılmış olup, bu kapsamda icra dosyasındaki haciz ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin tebligat parçaları incelendiğinde; her ne kadar 1. haciz ihbarnamesi davacının adresine tebliğe çıkarıldıktan sonra bu tebligatın iade gelmesi üzerine bu defa mernis adresine tebligat çıkartılmış ise de, bu tebligat parçasında mernis adresi olduğuna ilişkin şerhin yer almadığı, tebligat zarfının renginin de mavi olmadığı, bu şekilde 1. haciz ihbarnamesinin TK'nun 21/2 maddesine göre tebliğinin usulsüz olduğu, yine 2. haciz ihbarnamesinin doğrudan mernis adresine tebliğe çıkartıldığı ancak yine tebligat zarfında mernis şerhi bulunmadığı gibi...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ''Davacının borçlu T1 yapılan satış ilanına ilişkin tebligatın usulsüz olduğu yönünde ki iddiaların değerlendirilmesinde ihale konusu olan taşınmaza ilişkin Van İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/306 Esas 2018/351 Karar sayılı dosyası ile kıymet takdirine itiraz şikayetinde bulunulduğu, şikayetin 7 günlük yasal süresi geçtikten sonra yapıldığı anlaşılmakla reddine karar verildiği, ilgili ilamda davacı T1 vekilliğini Av. T4 yapmış olduğu anlaşıldı....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığına ilişkin şikayet, imzaya ve borca itiraza ilişkindir. İskenderun İcra Dairesinin 2018/9947 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı T3 tarafından borçlular Zeynep Çığrım ile T1 hakkında 22/03/2018 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 35.336,25 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, bononun kambiyo senedi vasfına haiz olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 26/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 10/12/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacının usulsüz tebliğe ilişkin istinaf talebinin değerlendirilmesinde, Somut olayda; borçluya ödeme emrinin "Esenyurt Mahallesi Çayır Sokak No:12 Merkez/Sivas" adresine tebliğe çıkarıldığı, "muhatapla birlikte oturan ablası Zeynep Çığrım imzasına tebliğ edildi” şerhiyle 26/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
Ödeme emri tebliği incelemesinde TK 21/1 uyarınca gerekli araştırmalar zapta geçirilmeden doğrudan TK 21/2 maddesine göre yapıldığı ancak tebligatta TK 21/2 uyarınca mernis adresine tebliğine ilişkin şerh olmadığı görülmekle tebligatın usulsüz olduğu tespit edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2021/34107 Esas sayılı takip dosyasında T1 13/01/2022 ödeme emri tebliği tarihinin şikayet dilekçesinde belirtilen 16/08/2022 olarak düzeltilmesine ve usulsüz tebligat davasının mahiyeti gereğince davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair karar verildiği, işbu karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür....