İcra dosyasının incelenmesinde; davalı- alacaklının davacı borçlu hakkında asıl alacak ve fer'iler de dahil olamk üzere toplam 19.799,60 TL alacağa ilişkin olarak ilamsız takip yaptığı, davacı- borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle şikayette bulunulduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, bu karara karşı alacaklı tarafça istinaf kanun yoluna müracaat edildiği, mahkemece takip miktarının kesinlik sınırının altında olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, davalı tarafça ek karar ve esas karara yönelik istinaf kanun yoluna müracaat edildiği anlaşılmıştır. Şikayet konu takip miktarı 17.799,60 TL'dir....
Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetçi borçlular vekili adına çıkartılan duruşma gününü bildirir tebligatın, “… tebliğ anında adresinde bulunmaması, çarşıda olması sebebiyle daimi işçisi ... imzasına tebliğ edilmiştir” şerhiyle 07.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların istinaf dilekçesinde, anılan tebligatın, tebliğ yapılan kişinin vekilin çalışanı olmadığından bahisle usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinde, borçlular tarafından sunulan yenileme dilekçesinde duruşma günü tebligatının usulsüz olduğuna yönelik bir iddia bulunmadığından süresi içerisinde yapılmayan usulsüz tebligat iddiasının istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de; İİK’nın 16. maddesinin, icra ve iflas dairelerinin işlemleri hakkında olduğu nazara alındığında, mahkemece yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğuna yönelik iddia yönünden uygulama alanı olmadığının kabulü gerekir....
Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, tebligatın yapıldığı adres, borçlunun ev adresi olup, tebligatın ev adresine yapıldığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamasına, borçlunun şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü hususun bilinen adresi olan iş adresine tebligat yapılmadığı iddiasına ilişkin olup, bilinen adresin birden fazla olması halinde, alacaklı yanca ikamet adresine tebligat çıkarma zorunluluğu olmadığına, somut olayda alacaklı yanca bilinen ev adresine tebligat çıkarıldığı, bilinen adres kavramının dar yorumlanamayacağı buranın ev adresi olmadığının borçlu tarafından iddia edilmediği, ancak dosyayla irtibat kurulamayan, ilgisiz bir adrese tebligat çıkarılması durumunda bu hususun gündeme getirilebileceği, dolayısıyla şeklen de usulüne uygun olan tebligata yönelik şikayetin reddi kararında usul...
Davacı T1 mernis adresine çıkartılan ilk tebligatın bila dönmesi üzerine çıkartılan 2.tebligatta yukarıda belirtildiği şekilde tebligatın 21/2.madde gereğince mernis adresine yapıldığına ilişkin şerh bulunmadığından tebligat usulsüz ise de, davacıya kıymet takdiri raporunun tebliğine ilişkin tebligatın barkod sorgulamasına göre, 10.02.2020 tarihinde T.K. 21.maddeye göre tebligat yapıldığı, dava dilekçesinde kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine dair bir şikayetin bulunmadığı, davacının en geç kıymet takdiri raporunun tebliğ tarihi olan 10.02.2020 tarihinde takipten haberdar olmasına rağmen, 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 27.02.2020 tarihinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, şikayetin süresinde olmadığı, dolayısıyla yetki itirazının da süresinde olmadığı, HMK.355 mad....
İcra Müdürlüğünün 2017/6585 Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları usulsüz tebligat şikayeti sonuçlanmadan bu davanın açılmasının yersiz olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, İstanbul Anadolu 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/312 Esas sayılı dosyasında usulsüz tebligat şikayetinin kabulü yönünde karar verilmişse de; kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin 21. Hukuk Dairesi'nin 2020/223 Esas ve 2020/1782 Karar sayılı ilamı ile usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine kesin olarak karar verildiği, yapılan tebligatın usulüne uygun olduğuna verilen karar sonrasında ortada geçerli bir itiraz bulunmadığı, usulsüz tebligata ilişkin şikayet davasının İstanbul Anadolu 8....
ve öğrenme tarihine göre İİK'nun 168/5 fıkrasında yazılı 5 günlük itiraz süresi içinde borca ve imzaya itirazda bulunulmuş ise bu itirazların incelenmesi ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu kanısına varılması durumunda anılan maddede yazılı 5 günlük itiraz süresi dolduğundan istemin süreden reddine karar verilmesi gerekirken ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna yönelik şikayet incelenmeksizin işin esasına girilip yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/2825 KARAR NO : 2021/906 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DÜZİÇİ (İCRA HUKUK) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/09/2019 NUMARASI : 2019/32 ESAS 2019/75 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata İlişkin) KARAR : Düziçi ( İcra Hukuk )Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 11/09/2019 tarih 2019/32 esas 2019/75 sayılı kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Düziçi İcra Dairesinin 2019/642 esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan takipte, 26/07/2019 tarhinde icra dosyasına vekalet koyarak dosya örneği aldıklarında, müvekkili şirketin bulunduğu mahallenin muhtarına 30/05/2019 tarihinde hukuka ve tebligat hükümlerine aykırı olarak icra ödeme emrinin tebliğ edildiğini öğrendiklerini, tebliğ mazbatasının mevzuatın aradığı şartlara uymayıp tamamen usulsüz olduğunu, tebligatın Tebligat...
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde davacı tarafça ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde şikayet ve borca itiraz yoluna başvurulduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği, davacı yanın istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin, şikayetçi borçlu ile tebligatı alan kişinin birlikte oturmadığına yönelik tespiti ile tebligatın usulsüz olduğuna yönelik kararının yerinde olduğu belirtilerek, alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet edilen alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayet edilen alacaklı temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusunda ileri sürdüğü tekrar etmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md 16., TK md. 16., 32., 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayet eden borçlu, diğer fesih nedenleri yanında satış ilanı dahil olmak üzere kendisine yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu belirterek ihalenin feshini talep etmiş, Mahkeme, tebligatların usulüne uygun yapıldığından bahisle istemi süreden reddetmiştir. 7201 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, 21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır....