Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; duruşma yapılmaksızın şikayetçi iddiaları ile karara bağlandığını, hukukun genel ilkelerine ve savunma hakkına aykırılık teşkil edildiğini, bu nedenle verilen kararın bozulması gerektiğini, müvekkil ile şikayet arasında cari hesap mevcut olup, bu hesaba göre müvekkilin alacaklı olduğunu, Müvekkillerin bu alacağına ilişkin İstanbul 4. İcra Müdürlüğü 2020/25484E ve itiraz üzerine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/562 esas sayılı itirazın iptali davası açıldığını, müvekkil aleyhine işbu dosya şikayetçisi tarafından şikayete konu İstanbul 8. İcra Müdürlüğü 2020/15709E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ve usulsüz tebligat ile alacağını kesinleştiren şikayet eden davacının müvekkilinden haksız para tahsil ettiğini, üstelik bu tahsilatı direk müvekkil iş yerine hacze çıkarak ticari ahlakın ötesinde gerçekleştirdiğini, müvekkil takip borçlusu davalı tarafından usulsüz tebligata ilişkin İstanbul 3....
Ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna karar verilerek borçlunun öğrenme tarihi olarak beyan ettiği tarihe göre 7 günlük yasal süre içerisinde yapıldığı tespit edildiği takdirde icra takibine itirazlarının esasının incelenmesi gerekir iken bu hususlar göz ardı edilerek istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.'' şeklinde karar verildiği, muhtara yapılan tebligata yönelik olarak veyahut yapılan iade tebliğine ilişkin olarak kapıya herhangi bir yazı bırakılmadığı, zaten bırakılsa da alacaklı olan müvekkilin annesi tarafından bu hususun gizlenerek yine müvekkile haber verilmeyeceğinin açık olduğunu, alacaklı tarafından kötü niyetle yapılan bu takipte müvekkilin işbu icra takibini öğrendiği gün tebliğ günü kabul edilmesi gerektiğini, ilk aşamada şikayet sonuçlanıncaya kadar Tekirdağ icra müdürlüğünün 2021/8772 esas sayılı dosyasında haczin durdurulması hakkında tedbiren karar verilmesini, Tekirdağ icra müdürlüğünün 2021/8772 esas sayılı dosyasından usul ve yasalara aykırı yapılan...
İlk derece mahkemesince; Davacının usulsüz tebligata ilişkin davasının reddine, ödeme emri tebligatı usulüne uygun kabul edildiğinden süresinde olmayan borca, faize itirazlarının reddine, dair karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin iş bu kararının dosya muhteviyatına, sunulan belgelere, emsal yüksek mahkeme kararlarına, yasanın amir hükümlerine aykırı olduğunu, takibe ilişkin ödeme emrinin 30 barkod numarası ile Cumhuriyet Mah. Papazbahçe Küme Evleri Dış Kapı:2 Bozcaada / Çanakkale adresine gönderildiği ancak tebligatın usulsüz olarak "Hayal Kahvesi Merkez Çanakkale" adresine sevk edildiğini ve Çanakkale Kemalpaşa mahalle muhtarlığına usulsüz olarak tebliğ edildiğini, 30 barkod numaralı tebligatın yapıldığı adreste İlyada Turizm Nakliyat Ticaret Ltd. Şti'nin tüzel kişilik olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin ise halen mernis adresi olan Cumhuriyet Mah....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça müvekkili aleyhine Bayramiç İcra Müdürlüğünün 2021/148 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, müvekkiline bu dosyadan gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı şekilde yapıldığını, müvekkilin orada bulunmadığı hususunun tespit edilmeden doğrudan çalışan olduğu iddia edilen Nur Yağmur Gürer'e tebligat yapılmasının Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olduğunu, tebligatı alan kişinin müvekkilinin çalışanı da olmadığını, mahkemece karar verilinceye kadar takibin durdurulması konusunda tedbir kararı verilmesine, Bayramiç İcra Müdürlüğünün 2021/148 Esas sayılı dosyasından müvekkile gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetlerinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin müvekkilin usulsüz tebligata muttali olma tarihi olan 24/06/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, HMK 323/ç maddesi uyarınca noterlik makbuzunda belirtilen vekaletname düzenlenmesine ilişkin...
Alacaklı vekili, şikayet dilekçesinin HMK'nun 322/1. maddesine atfen 119/1-ç-f-g-ğ bentlerine aykırı hazırlandığını bu nedenle şikayetin esasa girilmeden usulden reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, şikayet dilekçesinde davalının tebligata yarar açık adresinin yazılı olmaması ve takip dosyasında davalının vekil ile temsil edilmiş olmasına rağmen davanın doğrudan davalıya yöneltilerek vekilinin adının yazılmaması nedeniyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Nihai karar, hüküm ve gerekçenin çelişkili olduğu gerekçesi ile alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme hükmünün neleri kapsayacağı; yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesi ile bunun karşılığı olarak düzenlenen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde belirtilmiştir....
Dava, ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin olup ilk derece mahkemesince de açıklandığı üzere; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Davacının takipten haberdar olduğunu beyan ettiği 15.03.2021 tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 08.07.2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu açıktır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı TK'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesine yapılması gerekir. Davacı, ödeme emrine yönelik usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise de; şikayetinde 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasını ileri sürmemiştir. Diğer taraftan dosyaya vekaletname ibraz edildiği tarih itibarıyla da borçlunun takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2022 NUMARASI : 2021/406 ESAS - 2022/161 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET-İTİRAZ KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara Batı icra müdürlüğünün 2021/9802 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, takip dosyasından gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, tebligatta beyanına başvurulan kişi ile müvekkilinin husumetli olduğunu, takipten dava tarihinde haber olduklarını, iade edilen tebligatta gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan müvekkilinin “taşındığından” bahisle tebligatın iade edildiğini, Durağan icra müdürlüğünün yetkili olduğunu, takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takipte 890,87 TL fazla faiz talep edildiğini, müvekkilinin borcunu ödediğini, böyle bir borcun bulunmadığını belirterek...
Davacı tarafından ihalenin feshi talebi ile şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece ihalenin feshine karar verildiği, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla ihalenin feshine karar verildiği, davalının ise tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığı iddiasıyla istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. İcra dosyası incelendiğinde satış ilanının hem borçluya hem de vasiye çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Vesayet altına alınma kararından sonra, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve vasinin, onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından İİK'nın 127. maddesi kapsamında çıkarılan satış ilanının vasiye tebliği zorunludur. Bu husus, kamu düzenine ilişkindir (Yargıtay 12.HD 2017/6242 E, 2017/12589 K). Vasiye çıkarılan tebligatın TK'nın 21/1 hükmüne göre yapıldığı şerh edilmiştir....
vermek gerekmiş aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; " Şikayetçinin usulsüz tebliği yönelik şikayetinin kabulü ile, B....