verilmiş olması sebebiyle vekalet ücretine de hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulüne, Tebligat Kanununa aykırı yapılan usulsüz tebligatın iptalini, TK m.32/2 uyarınca 21/04/2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulünü istemiştir....
Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrası “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.” ikinci fıkrası ise " Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur." şeklinde düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, süresiz olarak şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda; Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.'...
T3 istinaf başvuru talebinin HMK'nın 341/2, 346 ve İİK'nın 363. maddeleri gereğince REDDİNE,'' karar verildiği, Ek karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna müracaat edilerek ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu dava dilekçesi kapsamını aynen tekrarla, şikayet konusu usulsüz tebligat olup, dava konusu icra takibinin asıl alacak 13.998,00 TL ve takip çıkışının da 19.799,60 TL olduğunu, istinaf yolunun kapalı olması için uyuşmazlık konusunun 7.000,00 TL olması gerektiğini, davacı tarafından yapılan şikayetin süresinde olmadığını beyanla ilk derece mahkemesince verilen ek kararın kaldırılarak esas yönünden inceleme yapılmak suretiyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetçi borçlular vekili adına çıkartılan duruşma gününü bildirir tebligatın, “… tebliğ anında adresinde bulunmaması, çarşıda olması sebebiyle daimi işçisi ... imzasına tebliğ edilmiştir” şerhiyle 07.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların istinaf dilekçesinde, anılan tebligatın, tebliğ yapılan kişinin vekilin çalışanı olmadığından bahisle usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinde, borçlular tarafından sunulan yenileme dilekçesinde duruşma günü tebligatının usulsüz olduğuna yönelik bir iddia bulunmadığından süresi içerisinde yapılmayan usulsüz tebligat iddiasının istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de; İİK’nın 16. maddesinin, icra ve iflas dairelerinin işlemleri hakkında olduğu nazara alındığında, mahkemece yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğuna yönelik iddia yönünden uygulama alanı olmadığının kabulü gerekir....
süresinin 16/1 hükmü gereği süresiz olduğunu ,kaldı ki borçluya çıkarılan ilk tebligatın usulsüz olarak merciine iade edildiğinden TK 21/2 göre ikinci tebligatın çıkarılmasının usulsüz olduğunu, tebligat usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan, borçlunun yasal haklarını kullanılmasının engellenmiş olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
Maddesi ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1. maddesine gereğince bilgisi alınan kişinin komşu, yönetici yada kapıcı olup olmadığı tespit edilmeksizin yapıldığı için bu hali ile tebligat işlemi usulsüz olduğu anlaşılmakla usulsüz tebligat şikayetinin kabülü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin 21.01.2021 olarak düzeltilmesine, düzeltilen tebliğ tarihine göre takip kesinleşmeden icra müdürlüğünce şikayet eden borçlunun banka hesaplarına konulmuş hacizler olduğu anlaşılmakla 21.01.2021 tarihinden önce takip dosyasında konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuran İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı/ borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesi de tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmakla bu tebliğin usule uygun olup olmadığının incelenmesine gerek bulunmamaktadır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesi tebliğ edildiği 29.12.2020 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....
Bu yöndeki şikayetin ise aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. İcra müdürlüğüne yapılan şikayet sonuç doğurmaz. Somut olayda, borçluya, ödeme emrinin 20.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise 10.02.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığı iddiası ile birlikte yetkiye ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğünün, icra müdürlüğünce incelenemeyeceği gerekçesiyle süresinden sonra yapılan itirazın reddi ile takibin devamına karar verildiği görülmüştür. Tebliğ işlemine yönelik şikayetin icra mahkemesine yapılması gerekip, icra müdürlüğüne yapılan başvuru sonuç doğurmayacağından, memurluk kararı yasaya uygundur....
Borçlu vasisinin, şikayet dilekçesinde yer verdiği “...Hacizlere ilişkin bildirim...’in eşine yapılmış olup benim hacizlere ilişkin bildirimden 03/07/2015 tarihinde haberim olmuştur. Nitekim tebligat yapılan ...’in eşinin oturduğu ev ile benim oturduğum ev farklı evlerdir. Bu nedenlerle davamız süresindedir...” şeklindeki ifadelerle, taşınmazlara ve traktöre konulan haczin bildirimine dair tebligatın usulüne uygun yapılmadığını belirttiğinden, mahkemece öncelikle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, tebligatın usulsüz olduğuna kanaat getirildiği takdirde tebligatı öğrenme tarihine göre şikayet süresinde ise işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir....
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince, Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, Tebligat Kanunun 32. Maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinin 10/07/2019 olarak düzeltilmesine, Usulsüz tebligata dayalı olarak icra emri kesinleşmeden yapılan icra işlemlerinin iptaline, bu kapsamda 05/04/2016 tarihli 02/08/2018 tarihli tutanaklar ile konulan hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı alacaklı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunulmuş, gerekli istinaf harçları yatırılmıştır. Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; şikayetin süresinde yapılmadığını, zira borçlunun yine cezaevinde olduğu dönemde İİK. 'nun 54....