HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/395 KARAR NO : 2023/458 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KULU İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/01/2023 NUMARASI : 2022/54 ESAS 2023/8 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi....
Değerlendirme Borçlunun İcra Mahkemesine başvurusunda ileri sürdüğü yetkiye ve borca itiraz ile şikayet iddialarının yasal 5 günlük süreye tabi olduğunun ve kesinleşen ... Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 10.6.2020 tarih ve 2019/1806 E. - 2020/1097 K. sayılı kararı ile borçlunun ödeme emri tebligat usulsüzlüğü şikayetinin reddine karar verilmekle, 14.08.2018 olan ödeme emri tebliğ tarihine göre 21.11.2018 tarihinde İcra Mahkemesine yapılan itiraz ve şikayet başvurusunun yasal 5 günlük süre içerisinde olmadığının anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının Onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI....
Tebligat Kanunu'nun 16. maddesinde ''Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.'' hükmüne yer verilmiştir. İİK.'nun 134/2. maddesinde de; ihalenin feshinin, icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebileceği hükme bağlanmıştır. Ancak; aynı maddenin 7. fıkrasında satış ilanı tebliğ edilmemiş olması halinde şikayet müddetinin öğrenme tarihinden başlayacağı ifade edilmiş; bu sürenin ise her halükarda ihaleden itibaren bir seneyi geçemeyeceği öngörülmüştür Somut olayda; borçlu adına çıkarılan satış ilanının dağıtıcı tarafından ''aynı konut altında birlikte oturduğunu...beyan eden tebellüğe ehil abisi N..K.. imzasına tebliğ edildi'' kaydı ile 08.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir....
Kıymet takdirinin davacıya ve ilgililere usule uygun tebliğ edilmediği ileri sürülmüş ise de, davacıya satış ilanının usule uygun tebliğ edildiği anlaşıldığına göre, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük süre içerisinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet yoluna başvurulması gerekmektedir. Aksi takdirde ihalenin feshi davasında bu husus fesih sebebi yapılamayacaktır. Davacı tarafça bu yönde bir şikayet yoluna başvurulmamıştır. Öte yandan Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları uyarınca diğer ilgililere yapılan kıymet takdiri tebliğinin usulsüzlüğü davacı tarafça ileri sürülemeyeceğinden, iş bu istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir. Satış ilanında taşınmazın önemli özelliklerinin belirtilmediği ileri sürülmüş ise de, davacıya satış ilanının usule uygun tebliğ edildiği anlaşıldığına göre, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük süre içerisinde buna dair şikayet yoluna başvurulması gerekmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın yasaya uygun olmadığını, muhatap hakkında bilgi alınan kişinin imzadan imtina ettiğinin belirtildiğini, kabul manasına gelmemekle birlikte isimden imtina eden ve tebligat yönetmeliğinin 30.maddesinde belirtilen kişilerin mazbatada isimlerinin olmamasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmadığını, ayrıca ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihte muhatabın tebligattan haberdar olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Somut olayda, borçlu şirket yapılan tebligat evrakı incelendiğinde şirket yetkilisinin tebliğ saatinde orada olup olmadığı hususunun araştırılmaması ve bu durumun tebligat mazbatasına tevsik edilmemesi nedeniyle tebliğ işleminin bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerine aykırı yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir.(HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E. 1991/344K.) Borçlunun şikayet dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....
Davacı borçlu tarafından diğer ilgililere tebligat yapılmamış olması sebebi ile ihalenin feshi istenilmiştir. Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine aittir. İhalenin feshini isteyen şikayetçi borçlunun, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu, ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürmesi mümkün değildir. İhale ilanının borçluya bizzat tebliğ edilmediği beyan edilmiş ise de, açıkça tebliğin usulsüzlüğü ileri sürülmemiş olup, tebliğin bizzat yapılması zorunlu değildir. Satış ilanı tebliğinin "muhatabın o anda evde olmaması nedeni ile muhatap yerine aynı yerde ikamet eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan Huriye Güney'e" yapıldığı, Huriye Güney'in nüfus kayıtlarına göre borçlunun eşi olduğu anlaşılmış olup, tebliğ usulüne uygundur....
Her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde icra ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de ödeme emrinin usulsüzlüğü eldeki davada dinlenilemez. Nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 30/04/2019 tarih 2019/247 Esas 2019/7388 Karar sayılı kararında da "İcra takip dosyasından yapılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü ancak ilgilisi tarafından İİK’nın 16. maddesi kapsamında ve yasal süresi içinde ileri sürülebilecek bir husus olup, tebligatın usulsüzlüğünün resen nazara alınamayacak olması karşısında ilk derece mahkemesinin ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü ve tebligat tarihinin düzeltilmesi için süresi içerisinde icra hukuk mahkemesine şikayet başvurusunda bulunup bulunmadığını araştırmaksızın tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alıp davanın reddine karar vermiş olması usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir." denildiği görülmektedir....
Mahkemece, Nüfus Müdürlüğü yazı cevabı gereğince davacı borçlunun TK. 21/2 maddesi gereğince ödeme emri tebliğ edilmiş ise de tebligatın yapıldığı tarihte Japonya yurtdışı adresinin bulunduğu görülmekle tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulüne karar verildiği ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmüştür....
Sayılı dosyasından ödeme emri ekinde dayanak belge eklenmediği iddiasıyla ödeme emrinin iptalinin şikayet konusu edildiği, 05/01/2022 tarihli karar ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, bu kararda davacı borçlu vekilinin yer aldığı, bu karardan sonra yeniden ödeme emrinin davacı borçlu asile 21/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğ edilen işlemin iptalinin şikayet konusu edildiği, şikayetin yasal sürede olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı borçlunun borca itiraz dilekçesi ve İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/731 E. 2022/2 K. sayılı dosyasında vekili var iken ödeme emrinin iptali kararı sonrası çıkarılan ödeme emrinin de asile tebliğ edildiği gerekçesi ile ödeme emrinin iptali istenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 73, 81, 82, 83., Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur....