Alacaklının banka olması ve alacağın taraflar arasındaki ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanmış olması ve bu sözleşmeden kaynaklı alacağın teminatı olarak taşınmazlar üzerinde alacaklı lehine ipotek tesis edilmiş olması ile hesabın kat edilerek davacı borçluya tebliğ edilmiş olması karşısında İİK'nın 150/ı maddesi şartlarının oluştuğu, kat ihtarına itirazın takibe geçilmesine engel olmadığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmasına engel bir durumun bulunmadığı anlaşılmış, buna ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Borçlu tarafından takibe dayanak kat ihtarına süresinde itiraz edilmiş olması takip başlatılmasına engel değil ise de, İİK'nın 150/ı maddesine göre, bu husus belirtilerek şikayet yoluna başvurulduğundan alacaklı tarafından alacağın İİK'nın 68/b maddesindeki belgeler ile ispatlanması gerekmektedir. Davalı alacaklı tarafça bu neviden belgeler delil olarak sunulmuş ve mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
DAVA Borçlular İcra Mahkemesine başvurularında; sair itiraz ve şikayetlerinin yanı sıra borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, diğer borçlulara yapılan ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek öğrenme tarihinin 06.11.2020 tarihi olarak kabulüne, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfı olmaması nedeniyle takibin iptaline, aksi kanaat halinde borca ve işleyecek faiz talebine yönelik itirazların kabulüne ve alacaklı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı, borçlulara yapılan tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, şikayet ve itiraz nedenlerinin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın reddine, borçlular aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın üzerine atılı 2004 satılı İİK’nın 338/1. maddesine aykırılık suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu,İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım Suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak olan şikayetin henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve usulüne uygun bir şikayet konumuna getirmeyeceği, Somut uyuşmazlıkta, şikayete dayanak olan icra takip dosyasında borçlu vekilinin 24/11/2014 tarihinde takibe itiraz etmesi üzerine, alacaklı vekilince 05/02/2015 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı ve İstanbul 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmazın satışı sonrası, ... 14. İcra Müdürlüğü'nün 2008/10206 Esas sayılı takip dosyası üzerinden düzenlenen sıra cetvelinde, müvekkilinin haczinin birinci sırada olmasına rağmen şikayet olunanın vekalet alacağının rüçhanlı olduğundan bahisle öncelikli olarak ödenmesine karar verildiğini, oysa vekalet alacağının rüçhanlı alacak olmadığını ileri sürerek itirazları doğrultusunda yeniden sıra cetveli düzenlenmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, şikayet eden ......
Müdürlüğünün 2012/1157 Esas sayılı takip dosyasında yapılan 02.04.2015 tarihli sıra cetvelinin hatalı olduğunu, şikayet olunanın ipoteğinin yasal süresinde takibe konu edilmediğini, satış bedelinin tümünün müvekkilinin alacaklı olduğu dosyaya aktarılmasının gerektiğini, ipotek resmi senedine göre ... takibinin 2004 yılı sonuna kadar açılması gerektiğini, ipoteğin limit ipoteği olduğunu, faiz işletilemeyeceğini, limit tutarı kadar ödenebileceğini, kalan tutarın müvekkiline ait dosyaya ödenmesi gerektiğini söz konusu alacak için faiz işletilse dahi ipotek tesis tarihinden itibaren kanuni faiz işletilebileceğini, satış bedelinden tapu harcının tamamının değil, 1/2 oranının düşülmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
DAVA KONUSU : TAKİBE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Anadolu 18....
İİK'nun 169/a-1 maddesinde; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davalının davacı aleyhine alacağının tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüş olup, davacının anılan takibe yönelik icra mahkemesine başvurusu şikayet ve borca itiraz niteliğinde olup, borçlu isteminin, icra takibine uygun düşmeyecek şekilde ilamsız takipte borca itiraz olarak değerlendirilmesi yerinde örülmemiştir. Yukarıda anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez....
CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; alacaklı ile ... Ltd. Şti arasında ticari ilişki bulunduğunu ve bu kapsamda aralarında Dış Cephe Mantolama İşleri Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme gereğince ... Ltd. Şti'nin gönderdiği faturalara alacaklı tarafından itiraz edildiğini ve hak edişler gereğince ödenmesi gereken tutarın alacaklıya ödenmesinin, aksi halde ipotekli takibe geçileceğinin ihtarname ile bildirildiğini, borçlu şirket tarafından söz konusu ödemenin yapılmaması üzerine iş bu takibe geçildiğini, borçluların alacaklıya olan borcunun devam etmesi nedeniyle ipoteğin süreye bağlı sonuçlarının doğmayacağını ve şikayetçi borçlunun iddialarının dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceğini ileri sürerek şikayetin reddi ile en az % 20 oranında tazminata hükmedilmesini istemiştir. III....
B-DAVACI TARAFIN SENEDİN KAMBİYO VASFINA YÖNELİK ŞİKAYETLERİ VE BORCA İTİRAZLARI YÖNÜNDEN YAPILAN İSTİNAF İNCELEMESİNDE; Davacıların diğer başvuruları 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 168/3- 5. maddesine dayalı, kambiyo vasfına yönelik şikayet ve borca itiraz niteliğindedir ve aynı maddeye göre itiraz ve şikayetin beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ve şikayet edene tebliğinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Somut olayda, borçlulara ödeme emrinin 02/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük şikayet ve itiraz süresinin 07/11/2019 tarihinde sona erdiği halde, davacı borçluların süresinden sonra 23/06/2020 tarihinde icra mahkemesine müracaatla şikayet ve itirazda bulunduğu, başvurularında tebligatların usulsüzlüğüne yönelik bir şikayetlerinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır....
İcra mahkemesi kararına karşı, asıl davada davacı vekilince, birleşen davada davacı vekilince, şikayet olunan SGK vekilince, şikayet olunan Vergi Dairesi vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, birleşen dava yönünden şikayetin süreden reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, asıl davada şikayetçinin şikayeti kabul edilerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasına rağmen istinaf yoluna başvurmasında hukuki yaranının bulunmadığı, şikayete konu edilen sıra cetveline sadece asıl davanın davacısı ... ile birleşen dosya davacısı ... tarafından itiraz edildiği, istinaf yoluna başvuran her iki kurum tarafından da sıra cetveline itiraz edilmediği, her iki davalı kurumun istinaf yoluna başvurmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle istinaf yoluna başvuran tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir....