DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketle birlikte dava dışı bir kısım borçlular aleyhine iflas yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, dava dışı bir kısım borçlular vekilinin icra dosyasına vekaletname ve itiraz dilekçesi sunarak takibe itiraz ettikleri, itiraz dilekçesi ekindeki vekaletnamede şikayetçi T1i ile ilgili vekaletname olmadığı halde itiraz dilekçesinde şikayetçi şirketinde isminin yazılı olduğu, icra müdürlüğünce de itiraz dilekçesinde yazılı olan tüm borçlular yönünden itirazın süresinde olması halinde takibin durdurulmasına karar verildiği, takip borçlusu T1 vekilinin bu karara karşı şikayet yoluna başvurarak müvekkili şirketin takibe itiraz etmediğini söyleyerek müvekkili yönünden takibin durdurulmasına yönelik kararın kaldırılmasını istediği, ilk derece mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verildiği görülmüş olup, icra dosyasına sunulan takibe yönelik itiraz dilekçesinde her ne kadar davacı şirketin de...
Numaralı ve 22.05.2002 tarihli kararında "Borçlu davacıya ödeme emri 23.02.2001 tarihinde tebliğ edilip, itirazın 03.02.2001 tarihinde tebliğden önce yapıldığı anlaşıldığından İcra İflas Kanununda belirtilen yasal süre geçmemiştir" denildiğini icra tebligatı yapılmadan önce takibe yapılan itirazın geçerli olduğunu, önemli olanın kanunda belirtilen itiraz süresinin geçirilmemesi olduğunun açıkça ifade edildiğini, müvekkilinin icra tebligatı yapılmadan takip dosyasından şifahen haberdar olduğunu ve takip dosyasına itiraz ettiğini, müvekkilinin icra tebligatı yapılmadan önce ancak yasal itiraz süresi geçmeden takip dosyasına itiraz ettiğini, müvekkilinin itirazının yasal itiraz süresinin içinde ve geçerli bir itiraz olduğunu, müvekkilinin yasal itiraz süresi içindeki itirazının dikkate alınmamasının ve takibe devam edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı icra mahkemesine başvurusunda, genel haciz yolu ile takipte borçlu mirasçılardan ... dışında diğer mirasçıların takibe itiraz etmediğini iddia ederek takibin durmasına ilişkin 14.01.2015 tarihli müdürlük kararını şikayet konusu yapmış, mahkemece istemin kabulü ile takibin ... dışındaki borçlular yönünden devamına karar verilmiştir.İİK'nun 62. maddesi gereğince, itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.Somut olayda, alacaklı vekilinin 18.04.2013 tarihinde...
Düzenlenen sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede (İİK m.142/1), yalnız sıraya ilişkin ise icra mahkemesinde (İİK m.142/son) ileri sürülmelidir. Somut olayda, şikayetçi vekili, şikayet dilekçesi kapsamında ve özellikle sonuç kısmında alacağın esasına yönelik muvazaa iddiasında bulunmadan, şikayet olunanın takip dosyasındaki ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlük sebebiyle geçerli bir kesinleşmiş takip ve dolayısıyla geçerli bir haciz bulunmaması nedeniyle paylaşıma konu paradan pay alamayacağını ileri sürerek, yalnız sıraya itiraz etmiştir. HMK'nın 26/1. maddesi gereğince "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bağcılar İcra MahkemesiTARİHİ : 09/04/2007NUMARASI : 2007/147-232 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı..................nın 5 adet çeke dayalı olarak başlattığı takibe karşı borçlulardan ......................................... icra mahkemesine yaptığı başvuruda tebligat tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayınlanan yeni adreslerinde faaliyet gösterdikleri halde eski adrese çıkarılan tebligatın usulsüz olduğunu tebliğ tarihinin 19.02.2007 tarihi olarak tespitini istedikten sonra yetki itirazı ile sair itiraz ve şikayet nedenlerini bildirmiştir. Bu durumda icra mahkemesince öncelikle borçlunun tebligatın usulsüzlüğü ile ilgili şikayeti değerlendirilmeli usulsüzlüğün kabulü halinde Teb....
Karar, şikayet olunan vekilince temyiz edilmiştir. Borçluya ait hacizli malın satış bedelinin tüm alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline karşı itiraz edilebilir. İİK'nun 142/1. maddesi uyarınca itiraz alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yolu ile mahkemede yalnız sıraya ilişkinse İİK'nun 142/son maddesi uyarınca şikayet yolu ile icra mahkemesinde ileri sürülmelidir. Somut olayda, şikayetçinin itirazının, alacağın esası ve miktarı ile birlikte, sırasına da yönelik olduğundan, uyuşmazlığın çözüm yeri genel mahkemelerdir. Bu durumda, mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
İlamlı takibe itiraz nedenleri yasada sınırlı bir şekilde belirtilmiştir. Davacının talebi İlK'nun 33. maddesi hükmü kapsamında bir itiraz değildir. İlamda davalı olarak yer almadığını, yargılamasında bulunmadığı borçtan sorumlu olmadığını iddia etmektedir. Talep İİK.nun 16. maddesi yollamasıyla İİK.nun 41. maddesine dayalı şikayet olarak değerlendirilebilir. İlamda taraf olmayan, takip talebinde borçlu olarak yer almayan şikayetçiye icra emri gönderilmesi ilamlı takip hükümlerine uygun değildir. Kat maliklerine karşı ilama atıf yapılmak suretiyle ancak ilamsız takip yapılabilir. Mevcut ilamlı takipte ise kat maliklerine, İİK.nun 89. maddesi hükmü uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilerek aidatlarını icra dosya hesabına yatırmaları da istenebilir....
Baskı, 2013, s: 392 ) İlamlı icrada borçlu yedi gün içinde icra dairesine başvurarak, icra emrine itiraz ediyorum demek suretiyle ilamlı icra takibini durdurma imkanına sahip değildir. Borçlu yalnızca, İİK'nın 33. maddesi hükmü gereğince, borcu ödemiş olması, alacaklıdan mehil almış olması veya ilamın zamanaşımına uğramış olması halinde icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir. İlamlı takibe, yasada belirtilen nedenlerle itiraz edilebilir. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir. İlamlı takibe itiraz nedenleri yasada sınırlı bir şekilde belirtilmiştir. Şikayetçinin talebi İİK'nın 33. maddesi hükmü kapsamında bir itiraz değildir. Davacılar, murislerinin ilamda davalı olarak yer almadığını iddia etmektedirler....
Senedin vadesinin gelmediği yönündeki şikayet bu madde kapsamı dışında olup İİK'nun 16. maddesinin birinci fıkrasına göre 7 günlük süreye tabidir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emrine kesin süresi içerisinde itiraz ve şikayette bulunulması takip talebinde yazılı asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşir. Takibin kesinleşmesinden sonraki safhada borçlu İİK'nun 71. maddesine göre itfa imhal veya zamanaşımı itirazında bulunabilir. Somut olayda bononun vadesi gelmeden takibe konulduğu şikayeti süresinde yapılmadığından takip asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşmiştir....
Savcılığına verdiği şikayet dilekçesinde dolaylı yoldan dahi davacıya suç isnat etmediği, yasal şikayet hakkını kullandığı, davacıyı zararlandırmaya yönelik bir kastının bulunduğunun ispatlanamadığı, başlatılan icra takibine ilişkin olarak takibe konu iki kredi kartından birisi için davacının cüz'i de olsa bir borcunun bulunduğunun diğer kredi kartının davacı tarafından alınmadığı ve talep formundaki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı, davalı bankanın icra dosyasına yapılan itiraz sonrasında bir işlem yapmadığı, kötü niyet ve zararlandırıcı bir amaç taşımayan davalı işlemlerinin bir hakkın yasal sınırları içinde kullanılması niteliğinde olduğu, imzanın borçluya ait olup olmadığını bilmeden takip yapan bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....