KARAR İlamın intifa şerhinin tapudan terkinine ilişkin kısmının Tapu Müdürlüğü'ne başvurularak yerine getirilebileceğine, buna ilişkin icra takibi yapılması gerekmediğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,70 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Görüldüğü üzere, 5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde belirtilen muafiyet, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamamaktadır. Somut olayda, alacaklı bankanın borçlu aleyhine yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde, taşınmazın alacağa mahsuben alacaklı bankaya ihale edilmesinden sonra, ihale bedeli üzerinden tahsil harcı kesildiği görülmektedir. Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında, icra müdürlüğünce ihale bedeli üzerinden tahsil harcı alınmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Bu durumda, mahkemece açıklanan yasa hükümleri gereğince tahsil harcına ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, tahsil harcından muaf olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü isabetsizdir....
gerekçesinde tahsil harcının Harçlar kanunu 28....
(XX) KARŞI OY: Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının, tahsil edilen gelir (stopaj) vergisinin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faizi ile birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının aynen onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının, düzeltilerek onamaya ilişkin kısmına katılmıyoruz....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; Davacı bankanın, 4603 sayılı Kanun'a tabi bankalardan olup, 5230 sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince cezaevi harcından muaf olduğunu, ancak mezkur muafiyetin 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamadığı, itiraza konu tahsil harcının yükümlüsü borçlu, cezaevi harcının yükümlüsü ise alacaklı olup, ödeme sırasında ödemeye esas miktar üzerinden ilgili harcın tahsil edilmesinin gerektiği, bu durumda tahsil harcı ve tellaliye alınmasına yönelik herhangi bir muafiyetin söz konusu olmadığı gerekçesiyle Yargıtay 12. H.D.'nin 03/07/2018 tarih 2017/5531 easa 2018/7135 karar sayılı ve ilamı doğrultusunda, Bolu İcra Müdürlüğü'nün 2020/10594 esas sayılı dosyasına yönelik şikayetin kısmen kabul kısmen reddine, tahsil harcı ve tellaliye alınmasına yönelik şikayetin reddine, şikayetçi banka cezaevi harcından muaf olduğundan, cezaevi harcı alınmasına dair işlemin iptaline karar verilmiştir....
Görüldüğü üzere, 5230 Sayılı Yasa'nın 11.maddesinde belirtilen muafiyet, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamamaktadır. Somut olayda, alacaklı bankanın borçlu aleyhine yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde tahsil ve başvurma harçlarının kesildiği görülmektedir. Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında, icra müdürlüğünce dosyaya aktarılan bedel üzerinden tahsil harcı alınmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Bu durumda, alacaklı vekilinin tahsil harcına yönelik şikayetinin, mahkemece açıklanan bu gerekçelerle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetli değil ise de, sonuçta istemin reddine karar verildiğinden mahkeme kararı tahsil harcı bakımından sonucu itibarı ile doğru olup onanmalıdır....
Mahkemece; feragat nedeniyle tahsil edilen harcın 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’na eklenen geçici 75. maddesine istinaden iade edilmesi ile ilgili olup bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca şikayet süreye tâbi değildir. Ancak gerek süreli, gerek süresiz şikayet icra takibi sonuçlanıncaya kadar yani infaz oluncaya kadar mümkündür. Takip sonuçlandıktan sonra o takibe ilişkin bir işleme karşı süresiz şikayet yoluna başvurulamayacağından şikayetin reddine kesin olarak karar verilmiştir. Davacı borçlu 06/12/2021 tarihinde istinaf yasa yoluna başvurmuş, ilk derece mahkemesinin 08/12/2021 istinaf başvurusu değerlendirme kararı ile istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
İcra mahkemesi kararları kural olarak maktu karar ve ilam harcına tabidirler. İcra mahkemelerinde görülmekle birlikte nispi karar ve ilam harcına tabi davalar da bulunmaktadır (örneğin. istihkak davalarında, m.97-99 ve 228). Özellikle belirtilmelidir ki, İcra Mahkemesinin görev alanına giren İtirazın kaldırılması (m. 68 ve 68a) ve şikayet (m.16) başvuruları usul hukuku anlamında “ “dava” ” niteliği taşımamaktadır. Nispi harcın, ancak davalarda esas hakkında karar (hüküm) verilmesi halinde alınması söz konusu olduğundan, itirazın kaldırılması ve şikayet ile ilgili kararlar nispi değil, maktu harca tabidir (B. Kuru, İcra Ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 Baskı, s.110). Somut uyuşmazlık bu açıdan incelendiğinde; İcra mahkemesinden ödeme emrinin iptali istemli eldeki talep de, hukuki nitelikçe takip hukukuna ilişkin bulunmakla, burada “ “bir davanın esası hakkında bir karar verilmesi” ” söz konusu olmadığından, maktu harca tabi olduğunda kuşku bulunmamaktadır....
TL bakiye harç hesabına ilişkin yapılan döküm bölümün çıkartılması suretiyle onama ilamının DÜZELTİLMESİNE, ....03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayetçi Halk Bankası'nın, 4603 sayılı Kanun'a tabi bankalardan olduğu, şikayetçi alacaklı Banka'dan istenen tahsil harcının da icra iflas harçlarından biri olduğu, 5230 sayılı Kanun'un 11.maddesinde, şikayetçi Banka'ca yeniden yapılandırma süresince açılmış veya açılacak dava veya takipler sonuçlandırılıncaya kadar Harçlar Kanunu'nun yargı harçlarına ilişkin 2.maddesinin uygulanmayacağının düzenlenmesi, yargı harçlarına icra ve iflas harçları ve dolayısıyla tahsil harcının da dahil olması nedeniyle, İcra Müdürlüğü'nce verilen tahsil harcına yönelik karar Yasaya aykırıdır. Bu nedenle Mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi yerine reddine karar verildiğinden hükmün bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun onamaya yönelik görüşüne katılmıyorum. 20.01.2014...