Somut olayın açıklanan hükümler karşısında değerlendirilmesine gelince; Şikayetçi-alacaklı vekili tarafından genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili amacıyla, dava dışı borçlu İlker Kayalı mirasçıları hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen icra takibi esnasında ipotekli taşınmazın satışa çıkarıldığını, Bilal Şalış isimli kişi tarafından taşınmazın ihale yolu ile satın alındığını, ancak taşınmazın satışı nedeniyle 8.913,90-TL tahsil harcı ve 1.566,50-TL cezaevi harcı alındığını, müvekkili bankanın bu harçlardan muaf olduğunu belirterek tahsil ve cezaevi harcı alınmasına yönelik icra müdürü kararının kaldırılmasına karar verilmesini şikayet yolu ile talep edildiği, mahkemece her iki talebin de reddedilmesi üzerine şikayetçi-alacaklı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece sair temyiz itirazları reddedilerek yerel mahkeme kararının cezaevi harcına ilişkin bölümünün bozulmasına karar verilmesi üzerine, Yerel mahkemece cezaevi harcına yönelik bozma kararına karşı direnilmesine...
işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ve tahsil edilen tapu harcının davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline, davacı adına tahakkuk eden ve ödenen toplam 218.644,07-TL tapu harcının tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir....
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, 2577 sayılı Yasanın 2/1- a maddesi kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı ve vergi mahkemelerinin görevli olduğunu, ayrıca, tapu harcı tahakkuk ve tahsili, idari bir işlem olup, anılan işleme karşı yapılacak şikayeti inceleme görevinin de idari yargıya ait olduğunu, tapu harçları konusunda, icra müdürünün tahakkuk veya tahsil memuru sıfatı bulunmadığından, tapu harçlarının alınıp alınmayacağına karar verme görev ve yetkisi de olamayacağını, Edremit İcra Dairesi talimat icra dairesi olduğu için, yetkisizlik itirazında bulunduklarını, davacının, dava konusu tapu harcına ilişkin alıcı, satıcı yada bir yükümlülüğü bulunan herhangi bir sıfatının bulunmadığını, dava açma ehliyeti bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; şikayetin kısmen kabulüne dair karar verilmiştir....
Ev Ürünleri A.Ş. isimli satıcılar adına tahakkuk etmiş olup tapu işleminde "devir alan" konumunda bulunan ve "devir edenler" adına tahakkuk eden tapu harcının iadesi istemiyle de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116-126. maddeleri kapsamında düzeltme şikayet başvurusunda bulunmak suretiyle adına işlem tesis ettiren davacı şirketin, bu işleme karşı dava açma ehliyeti bulunmakta ise de; kendi adına tahakkuk etmeyen, satış işleminde devir eden konumunda bulunan malik ... Yapı İnşaat Ltd. Şti. ve ... Ev Ürünleri A.Ş. adına tahakkuk ettirilerek tahsil edilen tapu harcı tutarının iadesinin istenilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu durumda, dava konusu düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin; alıcı (devralan) konumundaki davacı tarafından, satıcılar (devir edenler) adına tahakkuk eden tapu harcına ilişkin kısmının iptal ve faiziyle iadesi yönünden davayı kabul eden Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/05/2017 NUMARASI : 2017/459 ESAS- 2017/637 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Borçlu şirket hakkında icra takibine başlandıktan sonra ödeme emri tebliğ edilmeden haricen 1.010.807.40 TL tahsil ettiklerini, 29.03.2019 tarihinde haricen tahsil ettikleri miktarı icra müdürlüğüne bildirdiklerini, icra müdürlüğünün tahsil edilen miktar üzerinden %2.27 tahsil harcı alınmasına karar verdiğini, harcı yatırmadan müdürlük dosyasında işlem yapmalarına izin verilmediğinden 12.04.2019 tarihinde harcı yatırmak zorunda kaldıklarını borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden tahsil edilen paradan tahsil harcı alınamayacağını beyanla müdürlüğün 12.04.2019 tarihli kararının iptaline ve icra müdürlüğünce tahsil edilen paranın taraflarına iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/2882 sayılı dosyasındaki alacağı nedeniyle 17.05.2010 tarihinde borçlunun taşınmazlarının haczedildiğini, satış sonrası düzenlenen sıra cetvelinde dağıtıma konu bedelin tamamının şikayet olunana ait ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2006/10527 sayılı dosyasına ödenmesine karar verildiğini, ancak satış tarihi itibariyle şikayet olunanın haciz ve takibinin düştüğünü, takibini yenilemeksizin sadece haciz yenilemesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, şikayet olunanın 2006/10527 sayılı takip dosyasının sıra cetvelinden çıkartılarak satış bedelinin müvekkilinin dosyasına aktarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, takip talebinin yenilenmesine gerek olmaksızın haczin yenilenmesinin istenebileceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Müdürlüğü vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK'un 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Şikayet, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35. maddesinde "Tüzel Kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edilir" hükmünde bu Kanun'un 10. maddesi uyarınca sorumlu olan kanuni temsilcilerin, diğer amme alacaklarının ödenmesinden de 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi uyarınca sorumlu tutulmaları amaçlanmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/1417 Esas sayılı dosyasında müvekkili tarafından fazla ödenen 8.694,93 USD miktarın iade edilmek üzere alacaklı yana muhtıra gönderilmesi hususunda pek çok taleplerinin bulunduğunu, ayrıca, alacaklı tarafından 11/03/2020 tarihinde haricen tahsil bildiriminde bulunulup haricen tahsil harcının dosyaya yatırıldığını, buna rağmen Müdürlükçe dosyada alacaklı tarafından yapılmış haricen tahsil bildirimi bulunmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedilerek dosyanın kapatılmasına karar verildiğini, Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2020/1417 Esas sayılı dosyasının kapatılmasına ilişkin memur işlemine karşı 16/08/2021 tarihinde Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/932 Esas sayılı dosyasıyla memur işlemini şikayet yoluna gidilmişse de anılan şikayet dosyasında Ankara 1....
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. 1) Şikayetçi vekilinin, şikayet olunan ... ile ilgili temyiz itirazları yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Şikayetçi vekilinin şikayet olunan ... ile ilgili temyiz itirazlarına gelince; Şikayet, sıra cetvelinin iptaline ilişkindir. Mahkemece, şikayet olunan ... yönünden yasal dayanakları açıklanmaksızın, ...'ın alacağının ilama dayalı olduğu belirtilip şikayetin reddine karar verilmiştir. Oysa kamu alacaklarının özel hukuk kişilerince konulan hacizlere iştirakini düzenleyen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21. maddesi uyarınca, kamu alacağının hacze iştiraki için hacizli malın paraya çevrilmesine kadar kamu alacağı için haczedilmesi yeterlidir. .../... S.2 Somut olayda, şikayet olunan ...'...
Katılanın, sanıktan satın aldığı borç para karşılığında suça konu 9.250 TL bedelli senedi verdiği, katılanın bir süre sonra borcu ödemesine rağmen sanığın suça konu senedi katılana geri vermeyerek oyaladığı ve suça konu senedin ödenmediği gerekçesi ile katılan aleyhine icra takibine başlayarak, bedelsiz kalan suça konu senedi tahsil etmeye çalıştığı, sanığın bu surette bedelsiz senedi kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda, Sanığa yüklenen ve TCK 156. madde de düzenlenen “bedelsiz senedi kullanma” suçunun takibinin şikayete bağlı bulunduğu, TCK 73. maddesinde de şikayet süresinin “fiil ve failin öğrenildiği günden itibaren 6 ay” olduğu ve şikayetin süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının yargılama şartı olarak kabul edildiği, bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, suça konu senet ile ilgili olarak sanık tarafından icra takibi başlatıldığı ve katılan tarafından da 24/09/2009 tarihinde icra dosyasına borca itiraz da bulunulduğu, dolayısıyla katılanın en geç...