WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu haliyle, davacının icra dosyası borçlusu yerine geçerek yaptığı ödemeden dolayı icra takibine itiraz etmeyen ve takibin bu haliyle kesinleşmesine neden olan icra dosyası borçlusu sebepsiz zenginleşmiş, icra memurunun faiz hesabındaki hatası da şikayet yolu ile giderilmiş; davacının fazla ödediği faiz miktarını tahsil edememesi ile icra memurunun eylemi arasında da illiyet bağı da bulunmamaktadır. Şu durumda, dava dışı icra müdürünün takipte talep edilen ve borçlu tarafından itiraz edilmeyerek kesinleşen faiz oranı üzerinden dosya hesabı yapması nedeniyle herhangi bir kusuru bulunmadığı halde mahkemece davalı ... Bakanlığının, davacının uğradığını iddia ettiği zarardan sorumlu tutulmuş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 10/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    takibe konu borç miktarı faiz dahil tüm fer'ileriyle taraflarınca ödendiğini, son dosya hesabı raporu olan, 250.486,29- TL miktarlı dosya hesap raporundaki tüm miktarın ödenmesi üzerine şikayet olunan/davalı alacaklı tarafından haricen tahsil bildirimi yapılarak, dosyanın infazen kapatılması talep edildiğini, icra Müdürlüğü tarafından da aynı gün yani 27.07.2020 tarihinde dosyanın kapatılarak, işlemden kaldırıldığını, şikayet olunan davalı alacaklı asil tarafından 27.07.2020 tarihinde kapatılmış dosyada, dosya hesabı raporu ve bakiye borç muhtırası gönderilmesi talebinde bulunulduğunu, 27.07.2020 tarihinde infazen kapatılan dosyadan şikayet olunan davalı alacaklı talebi üzerine 28.07.2020 tarihli Bakiye Borç Muhtırası düzenlendiğini ve 29.07.2020 tarihinde de taraflarına e-tebliğ olduğunu, haksız ve hukuka aykırı Bakiye Borç Muhtırasına itiraz etmiş bulunmakla birlikte, iptali gerektiğini, fazlaya dair ortaya çıkacak bakiye miktar hiçbir şekilde kabul edilmemekle birlikte; Maddi gerçeğin...

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/09/2022 NUMARASI : 2022/341 ESAS 2022/568 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı tarafından 04.09.2019 tarihinde, müvekkili T1 aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, devamında ve muhtelif tarihlerde müvekkili tarafından gerek haricen tahsil ile gerekse de icra dosyasına olmak üzere birtakım ödemeler yapıldığını, yapılan haricen ödemeler alacaklı vekiline yapılmışsa da alacaklı vekili uzun bir zaman dosya içerisine haricen tahsil bildiriminde bulunmadığını, takipte kesinleşen miktar olan 1.110.213,09 TL'nin %4,55'i üzerinden hesaplanan 50.514,70 TL tahsil harcı (5.551,07 TL peşin harcın...

    Somut olayda, İcra Müdürlüğünün 26/09/2018 tarihli kararı gereğince, davacı bankadan 19.346,00 TL tahsil harcı kesintisi yapılmıştır. 696 sayılı KHK'nın 24/12/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği, borçlunun sorumlu olduğu ancak uygulama ile alacaklı tarafından tahsil aşamasında ödenmesi gereken 492 Sayılı Yasanın 28/b maddesinde düzenlenen tahsil harcından, bankanın muaf olduğu yönünde yasal bir düzenleme bulunmadığı, 492 Sayılı Yasanın 28/b maddesine göre tahsil harcının alacağın ödenmesi sırasında icranın yerine getirilmesiyle doğacağının yasal olarak düzenlendiği, dolayısıyla 696 Sayılı KHK'nın 11. maddesi ile 6219 Sayılı Kanuna eklenen geçici 5. maddesinde 492 Sayılı Kanunun tahsil harcına ilişkin 28. maddesi yer almadığından, davacı bankanın ipotek alacağının tahsili amacıyla başlattığı takipte tahsil harcı alınmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından karar yerindedir....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu takip borcunun 28/02/2019 tarihinde haricen ödendiğini, buna dair ödeme belgelerini sunduklarını, dosya takip çıkış tutarı 54.749,66 USD olup 28/02/2019 tarihinde alacaklıya borç ödenmiş olduğundan bu tarihteki dolar kuru üzerinden tahsil harcının hesaplanması gerektiğini, buna göre 13.277,61 TL tahsil harcı alınması gerekirken icra dairesince harcın ödenme tarihindeki döviz kuru esas alınarak müvekkilinden 34.815,97 TL harç tahsil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 15, 16 vd. maddeleri uyarınca açılmış tahsil harcına yönelik şikayettir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra memur işlemini şikayete ilişkindir. 696 sayılı KHK'nın 24/12/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği, borçlunun sorumlu olduğu ancak uygulama ile alacaklı tarafından tahsil aşamasında ödenmesi gereken 492 Sayılı Yasanın 28/b maddesinde düzenlenen tahsil harcından davacı bankanın muaf olduğu yönünde yasal bir düzenleme bulunmadığı, 492 Sayılı Yasanın 28/b maddesine göre tahsil harcının alacağın ödenmesi sırasında icranın yerine getirilmesiyle doğacağının yasal olarak düzenlendiği, dolayısıyla 696 Sayılı KHK'nın 11. maddesi ile 6219 Sayılı Kanuna eklenen geçici 5. maddesinde 492 Sayılı Kanunun tahsil harcına ilişkin 28. maddesi yer almadığından, davacı bankanın kredi alacağının tahsili amacıyla başlattığı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takipte tahsil harcı alınmasında yasaya aykırı bir yön yoktur....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacaklı vekilinin yasal süre içinde Mahkememize açmış olduğu dava ile icra müdürlüğünün 25.06.2020 tarihli kararının kaldırılmasını şikayet yoluyla talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede; icra takibinden vazgeçme halinde tahsil edilecek tahsil harcının asıl sorumlusunun borçlu olduğu, vazgeçme harcı adı altında doğrudan alacaklının sorumlu olduğu bir harç türünün bulunmadığı, davacıdan talep edilen harcın da daha sonra borçludan tahsil edilme imkanı bulunmak kaydıyla tahsil harcının yarısı olduğu, dolayısıyla borçluların harçtan muafiyetini gerektirir yasa hükmü bulunmadığına göre icra dosyasının kapatılması için tahsil harcı alınması gerektiğinden icra müdürlüğü işleminde neticesi itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığından" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacaklı vekilinin yasal süre içinde Mahkememize açmış olduğu dava ile icra müdürlüğünün 25.06.2020 tarihli kararının kaldırılmasını şikayet yoluyla talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede; icra takibinden vazgeçme halinde tahsil edilecek tahsil harcının asıl sorumlusunun borçlu olduğu, vazgeçme harcı adı altında doğrudan alacaklının sorumlu olduğu bir harç türünün bulunmadığı, davacıdan talep edilen harcın da daha sonra borçludan tahsil edilme imkanı bulunmak kaydıyla tahsil harcının yarısı olduğu, dolayısıyla borçluların harçtan muafiyetini gerektirir yasa hükmü bulunmadığına göre icra dosyasının kapatılması için tahsil harcı alınması gerektiğinden icra müdürlüğü işleminde neticesi itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığından" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir....

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; 2005 ila 2008 yıllarında tahsil edilen tapu harcına ilişkin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 126. maddesine göre, beş yıllık düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde düzeltme başvurusunda bulunulması gerekirken, davacı tarfından 28.09.2017 tarihli dilekçe ile düzeltme başvurusunda bulunulduğu görülmekle, görüldüğünden, düzeltme-şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan davacı tarafından tahsil edilen harçların iadesi istemiyle … tarih ve … sayılı dilekçe ile Serik Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne başvuruda bulunulduğu ve ödenen harçların bir kısmının geri alındığı, bu nedenle zamanaşımının kesildiği iddia edilmiş ise de, düzeltme zamanaşımını kesen bir hal 213 sayılı Vergi Usul Kanununda öngörülmediğinden 01.07.2011 tarihli başvurunun düzeltme zamanaşımını kestiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 25.11.2019 tarih 2018/6500 Esas sayılı cezaevi harcı alınması yönündeki kararının iptaline, 2.060- TL cezaevi harcının alacaklı tarafa iadesine, tahsil harcına yönelik şikayetinin reddine karar verilmiş, davalı 3. kişi istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 6763 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile değişik İİK'nın 363/1. maddesindeki parasal kesinlik sınırının, aynı Kanunun Ek 1/1. maddesi uyarınca yeniden değerleme oranına göre artırılan miktar dikkate alındığında, davalının istinafa konu ettiği parasal miktarın 11.721,40- TL olduğu, bu haliyle istinafa konu edilen ihtilaf miktarının hüküm tarihindeki kesinlik sınırı olan 18.710- TL'yi geçmediği anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

      UYAP Entegrasyonu