İcra Müdürlüğünün 2018/28578 esas sayılı dosyasında çeke dayalı olarak başlatılan takipte çekin ibrazında hesap sahibinin imzasını taşımadığı bahsi ile işlem yapılmadığından çekin kambiyo vasfında olmadığını beyan ederek takibe itiraz etmiş ise de, çekin kambiyo vasfında olabilmesi için keşide yeri, keşide tarihi ile ibraz tarihinin bulunması gerektiği ayrıca ibraz anında yer alan şerhlerin çekin kambiyo vasfına etki etmeyeceği yine davacı tarafından ayrıca ve açıkça imzaya itiraz edilmediği belirlenmekle çekin yasal unsurlarını taşıdığı belirlenmekle davacının davasının reddine..." dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine davalı tarafından İstanbul 2....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde, kambiyo senedinden dolayı sorumlu olan borçlular arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunmaması ve alacaklı tarafından takip dayanağı senedin bulunduğu yer olan icra dairesi ve takip dosyası numarasının belirtilmiş olması nedeniyle, İİK'nın 168. maddesinde öngörülen incelemenin yapılabilmesi için takip dayanağı çekin İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2020/25951 esas sayılı dosyasından getirtilerek gerekli incelemenin yapılması, çekin kambiyo senedi vasfına haiz olduğu ve vadesinin geldiğinin görülmesi halinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplere ilişkin ödeme emri düzenlenmesi gerektiği belirtilerek istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile İstanbul 20....
E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip müstenit olan senedin yaklaşık 15 yıl önce müvekkili ile ciranta olan diğer davalı ... arasındaki ödünç para alma akdinin teminatı olarak teslim edildiğini, müvekkilinin borcunu ödediğini, senedin bedelsiz kaldığını, müvekkilinin talebine rağmen senedin iade edilmediğini, düzenleme ve vade tarihi bulunmayan takibe konu edinmiş olan senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını ileri sürerek, davanın kabulüne, müvekkilinin borçlu olmadıklarının tespitine, takibinin iptaline, alacağın %20'sinden az olmamak davalılardan müştereken ve müteselsilen kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Bakırköy ...İcra Müdürlüğü'nün ......
Somut olayda, şikayetçi tarafından kambiyo senedine dayalı olarak 09.12.2011 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığı, aynı tarihte kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçilerek borçlunun taşınmazına ihtiyati haciz konulduğu, ödeme emrinin borçluya 10.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi 10 gün olup, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz (İİK m.78/1) konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Buna göre şikayetçinin ihtiyati haczinin 20.12.2011 tarihinde mesai saati bitiminde kesinleştiği sabittir. Şikayet olunan alacaklılar R. B. ve N.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Bilişim suçu ve hakaret HÜKÜM : Sanık hakkında bilişim suçundan hükümlülük, hakaret suçundan düşme Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, bilişim suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre katılanın, suç vasfına yönelik, sanığın bir sebebe dayanmayan temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 2- Katılan ve sanık müdafinin hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyizlerine gelince: Katılanın 18.02.2009 tarihli şikayet dilekçesinde,sanığı hem mail adresini ele geçirip erişilmez hale getirdiğinden hem de ele geçirdiği mail adresinden ahlaka aykırı mesajlar göndererek şahsına zarar verdiğinden bahisle şikayet ettiği Cumhuriyet Savcısındaki ifade içeriği...
Somut olayda, takip dayanağı senedin ön veya arka yüzünde senet metninde senedin teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi "teminat senedidir" ibaresi mevcut olması halinde de hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğu açıkça yazılmamış ise bono üzerindeki bu ibare tek başına senedin teminat senedi olduğu iddiasını ispata yeterli değildir. Bononun üst kısmının deforme olmuş olması bononun kambiyo vasfını ortadan kaldırmaz. İcra mahkemesi tarafından varsayıma dayalı olarak bono metni dışında kalan kısmın kesildiği ve kesilen kısımda kayıtlar bulunduğu savıyla sonuca gidilemez. Asıl olan senet aslı olup, takip dayanağı senedin unsurları tam olduğundan kambiyo senedi vasfındadır. Alacaklının senedin teminat senedi olduğu yönünde bir kabul beyanı da yoktur. Senet metni üzerinden senedin teminat senedi olduğu anlaşılamadığından, mahkemece itirazın borca itiraz olarak kabulü ile borca itirazın reddine yönelik kararda isabetsizlik bulunmamaktadır....
Dosya incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine keşidecisi davalı, lehdarı davacı olan 10.5.2016 düzenleme, 01.10.2016 vade tarihli 80.000,00- TL bedelli bonoya dayalı olarak öncesinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, takibin icra mahkemesi marifetiyle iptal edildiği, davalının kambiyo vasfını taşımayan bonodaki imzasına yönelik bir itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. Alacağa dayanak kılınan bono, düzenleme yeri olmaması sebebiyle kambiyo senedi vasfına haiz değilse de adi yazılı senet niteliğindedir. Senetteki imza davalı tarafından inkar edilmemiş olmakla aksini ispat da davalıya aittir. Mahkemece senedin borç ikrarına havi yazılı belge niteliği gözönüne alınarak, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 13....
Dosya incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine keşidecisi davalı, lehdarı davacı olan 10.5.2016 düzenleme, 01.10.2016 vade tarihli 80.000,00- TL bedelli bonoya dayalı olarak öncesinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, takibin icra mahkemesi marifetiyle iptal edildiği, davalının kambiyo vasfını taşımayan bonodaki imzasına yönelik bir itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. Alacağa dayanak kılınan bono, düzenleme yeri olmaması sebebiyle kambiyo senedi vasfına haiz değilse de adi yazılı senet niteliğindedir. Senetteki imza davalı tarafından inkar edilmemiş olmakla aksini ispat da davalıya aittir. Mahkemece senedin borç ikrarına havi yazılı belge niteliği gözönüne alınarak, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 13....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; kambiyo senetlerine mahsus takipte borca itirazdır. Gebze İcra Dairesinin 2021/22384 E. sayılı icra dosyasının tetkikinde; alacaklı T3 (Açlan) tarafından borçlular T2 ile T1 hakkında toplam 66.150,28 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu T1'a 25.09.2021 tarihinde; borçlu T2'e ise 16.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nın 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup re'sen gözetilir....
İcra Müdürlüğü’nün 2022/5384 esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız takipte icra dairesinin yetkisiz olduğunu, İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını, teminat senedi olduğunu, İİK'nın 45. maddesi uyarınca öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılması gerektiğini ileri sürerek takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, takip konusu senedin teminat senedi olmadığını, borç ipotekle temin edilmiş olsa da kambiyo takibi yapılabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....