"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.10.2011 gün ve 86/1561 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 352 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünde vekil edeninin hakka dayanan zilyetliği olduğunu, davalının ise hendek ve kanal açmak, yol yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu açıklayarak tecavüzün önlenmesi ve zilyetliğin korunmasını talep etmiştir. Davalı ... vekili 352 nolu parselin Kadastro Mahkemesi'nde davalı olduğunu, davacının tapu kayıt maliki olmadığını, kamulaştırma çalışmaları olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın meni müdahale olmadığı, zilyetliğin korunması davası olduğu, Sulh Hukuk Mahkemesi görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi de;davanın el atmanın önlenmesi davası olduğu,davacının dilekçesindeki dava değeri miktarının Asliye Hukuk Mahkemesi görev alanına girdiği, gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda;uyuşmazlık konusu kaynak suyunun, herkesin kadim ve öncelik haklarına riayet şartı ile faydalı ihtiyacı oranında istifade hakkına sahip olduğu genel su niteliğinde olduğu, davacının bir hakka dayanmadan genel sulardan herkesin faydalı ihtiyaç oranında yararlanacağı gözetilmek suretiyle dava açmasına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3.maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alınarak, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir....
Bu durumda, davacıların taşınmaz üzerinde mülkiyet veya başka ayni ya da şahsi hak iddiasında bulunmayıp, karayolları kamulaştırma alanı içindeki taşınmaz üzerindeki nizasız fasılasız zilyetlik hakkına dayandıkları anlaşılmakla, davacı tarafın davasının zilyetliğin korunması davası niteliğinde olup, 6100 sayılı HMK'nın 4/1-c maddesi gereğince, zilyetliğin korunmasına dair davalarada münhasıran sulh hukuk mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinden, uyuşmazlığın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28/09/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın mülkiyetten kaynaklanmayıp üstün zilyetliğin kime ait olduğunun tespitinden kaynaklandığı, HMK'nın 4/1-c maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Saylı HUMK.'nun 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir. Davacı, Hazineye ait 2B vasıflı arazinin ve üzerinde bulunan restoran ve evin zilyetliğini devir aldığını, davalıyı bu yerleri koruma için yetkilendirdiğini ancak davalının bu yerlerin zilyetliğinin kendisine ait olduğunu iddia ederek zilyetlik hakkına tecavüz ettiğini belirterek, müdahalenin önlenmesini ve 15.000,00 Tl ecrimisil ödenmesini talep etmiştir. Davacı zilyetliğin korunması talebi yanında 15.000,00 TL ecrimisil ödenmesini talep etmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/122 E sayılı dosyasındaki dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alan Selahattin tarafından yüklenici ve arsa sahipleri aleyhine şahsi hakka dayalı tapu iptâli ve tescil istemine ilişkin olup aynı mahkemenin 2008/36 Esasına kayıtlı dosyasındaki dava ise yüklenici tarafından arsa sahipleri aleyhine açılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca tapu iptâli ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen 2008/36 sayılı dosyasındaki davaların reddine, karşı davanın kabulüne, birleşen 2009/122 E sayılı dosyasındaki davanın kısmen kabulüne dair verilen karar asıl dava davacıları, davalı-birleşen dosya davacısı yüklenici ve birleşen 2009/122 E sayılı dosya davacısı vekillerince temyiz edilmiştir.4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesine ilişkin davada Finike Asliye Hukuk, Kadastro ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesine ilişkindir....
Dava zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....
Şahsi hak ile ayni hakkın yarışması halinde kural da ayni hakka değer tanınması gerekir. Ne var ki, ayni hak sahibinin kötüniyetli olduğu ve şahsi hakla sağlanan sözleşme sonuçlarını bertaraf etmek amacıyla satışın yapıldığı iddia edilmişse bu hususun yani davalının kötüniyetli malik olup olmadığı hususu üzerinde durulması gerekir. Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, satın alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.12.2010 gününde verilen dilekçe ile önalım kararından kaynaklanan şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve duruşma talebi değerden reddedildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 11.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.10.2015 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayalı alacak talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....