WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması davası değil üstün hakka dayanan zilyetlik tespitine itiraz davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, kullanım kadastrosu nedeniyle Hazine adına tespit ve tescili yapılan dava konusu taşınmazların beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılmıştır. Uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, davacının taşınmazın beyanlar hanesine zilyet olarak tescilini talep ettiği anlaşılmıştır....

    Dava dilekçesindeki açıklamalar ve hukuki nitelendirmeye göre istek TMK.nun 981-984. maddelerine dayalı zilyetliğin korunması talebine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 09.10.1946 tarih, 1946/6 Esas, 1946/12 sayılı kararında aynen "…MK.896.(TMK.983) madde uyarınca bir taşınmazda zilyetliği tecavüze uğrayan kimsenin bu hakkının korunması için açacağı davada; şeye malik olduğunu veya zilyetlik hakkını beyana lüzum olmadan sadece zilyetlik sıfatını değiştirerek tecavüzü ispat etmesi yeter. Bu halde hakim, yalnız davacının gerçek ise, zilyetlik halini tespit ederek tecavüzün önlenmesine karar verir. Bu karar zilyetlik konusunda kesin hüküm meydana getirmez. Zilyede mülkiyet hakkı vermez ve diğer tarafa mülkiyet iddiasıyla yetkili mercilerde başkaca dava açmak hakkına dokunmaz..." denilmektedir. Davacı, Hazinenin taraf olmadığı eldeki bu davada herhangi bir hakka değil, sadece mukaddem (önceki) zilyetlik iddiasına dayanmaktadır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.06.2015 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın husumet yönünden reddine dair verilen 23.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Davacı, arsa maliki olan Abdi Kolbaş ile yüklenici olan ... arasında imzalanan Beyoğlu 3. Noterliğinin 28.04.2005 tarihli 11050 yevmiye numaralı taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yükleniciye verilecek olan 3 numaralı daireyi davalı ......

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.06.2015 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın husumet yönünden reddine dair verilen 23.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Davacı, arsa maliki olan ... ile yüklenici olan ... arasında imzalanan Beyoğlu 3....

          Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğu ve HMK'nın 4/c maddesi uyarınca davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesinin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, davanın konusu müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olup, zilyetliğin korunması davası olmadığı, bu durumda davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

            Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir. Somut olayda, davacının, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayanma, uyuşmazlığın zilyetliğin tespiti ve korunmasına yönelik TMK'nin 981 vd. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda da görev Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. 6100 sayılı HMK'nin 4/c maddesi uyarınca davaya bakmakla görevli mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemeleri olacağından, davaya Korkuteli Sulh Hukuk Mahkemesince bakılması gerekirken Korkuteli1.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden, Korkuteli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/583 esas 2022/1437 karar ve 22/12/2022 tarihli görevsizlik kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş aşağıda hüküm tesis olunmuştur....

            Bu durum karşısında taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin kime ait olduğunun belirlenmesi ve onun üstün zilyetliğinin korunması gerekmektedir. HUMK.nun 8/II-3.bendi uyarınca; taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunmasıyla ilgili davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Eldeki dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp sonuçlandırılmıştır. TMK.nun 683.maddesi gereğince çözümlenmesi gereken aynî hakka ilişkin davalar değerine göre Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür. Somut olayda aynî hakkın söz konusu olmadığı davacıya yapılan tahsisin ise az yukarıda açıklandığı gibi dava tarihinden önce iptal edildiği görülmüştür....

              Dava TMK 981 ve devamı maddeleri gereğince açılan zilyetliğin korunması isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından dava her ne kadar zilyetliğin tespiti ve korunması olarak nitelendirilip, zilyetliğin tespiti davasının ayni bir hak niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de yapılan bu değerlendirme hatalı olmuştur. Davacı dava konusu taşınmaza zilyet olduğunu ancak davalının taşınmaza müdahalede bulunduğunu beyan ederek kendisinin zilyetliğinin tespiti ile zilyetliğin korunması talebinde bulunmuştur....

              TMK’nun 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava, bir hak davası niteliğini kazanır.Madde içeriğinden açıkça anlaşılacağı üzere, yalnız zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar, dava değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesince görülecektir....

              Ancak davacı hakka dayalı olarak el atmanın önlenmesini (zilyetliğinin korunması) ve ecrimisil isteminde bulunabilirse de kal istemi açısından mevcut davacı zilyetliğinin korunması taşınmazın aynına yönelik tasarruf işlemi olduğundan davacı mera parselinin mülkiyet sahibi olmadığından kal isteminde bulunamayacaktır. Bu itibarla mahkemenin, davacının hakka dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil (zilyetliğin korunması) istemi açısından taşınmazın mera vasfında ve kamu malı niteliğinde bulunduğu, davacının mülkiyet sahibi olmadığı aktif dava ehliyeti bulunmadığı yönündeki ret gerekçesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece; iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak ve toplanmış taraf delilleri birlikte tartışılıp değerlendirilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu