Aile Mahkemesinin 2010/155 E. 2010/165 K. sayılı kararında hüküm altına alınan 500 TL iştirak nafakasının, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdiren aylık 300,00 TL'ye indirilmesine, davalı için İzmir 8. Aile Mahkemesinin 2010/155 E. 2010/165 K. sayılı kararında hüküm altına alınan 250 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdiren aylık 200,00 TL'ye indirilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Diğer taraftan TMK.nun 176/4.maddesinde; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/428 esas 2000/813 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Doğukan Enes'in velayetinin annesine bırakıldığını, çocuk için 50 TL iştirak nafakasına, müvekkili için 30 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, en son Ankara 1.Aile Mahkemesinin 2011/1554 Esas 2012/889 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasının 240 TL'ye, iştirak nafakasının 225 TL yükseltildiğini, aradan geçen zaman içinde müvvekili ve çocuğunun ihtiyaçlarının arttığını, müvekkilinin ev hanımı olup,bir gelirinin olmadığını ileri sürerek iştirak nafakasının aylık 600 TL'ye, yoksulluk nafakasının aylık 650 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı; yeniden evlendiğini, bir çocuğunun daha olduğunu, giderlerinin arttığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, sözleşme yapıldığı zamandaki şartların davacı yönünden olağanüstü şekilde ağırlaşması veya hakkaniyetin yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmesi hallerinin gerçekleşmesinin sözkonusu olmadığı kanaatine varıldığından bu sebeple nafakanın dava tarihinden geçerli olarak tamamen kaldırılması veya azaltılması talebi yerinde görülmediği, ilgili sağlık kurulu raporu ve davalının hamileliğinin başlangıç tarihi dikkate alındığında yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihi itibariyle kaldırılması şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığından TMK 176/3. maddesi gereğince yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, ortak çocuğun velayeti yönünden; davalı tarafından ise, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının kaldırılması yanında ortak çocuğun velayetini de talep etmiş ve tek dava için harç yatırmıştır. Davacının birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı harca tabi iki davası bulunmaktadır. Dava açarken alınan başvuru harcı her iki davayı da kapsar....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece iştirak nafakasının arttırılmasına ilişkin davanın kabulü ile müşterek çocuk lehine 200 TL iştirak nafakasının 500 TL arttırılarak 700 TL olarak davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, davacının yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddine, karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece hükmedilen iştirak nafakası miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakasının arttırıma ilişkin taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Yoksulluk ve İştirak nafakasının arttırılması talebine ilişkin olup, İlk derece mahkemesince verilen karara karşı; davacı taraf; hükmedilen iştirak nafakası miktarı, reddedilen yoksulluk nafakasının arttırılması taleplerinin reddi yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 28.01.2021 tarihinde boşandıkları, evliliklerinden Zeynep Aybüke, Şeyma, Hamza isimli çocuklarının olduğu, davacı kadının ev hanımı olduğu, kirada kaldığı, aylık kira giderinin 750 TL olduğu, üzerine kayıtlı taşınmaz, araç olmadığı, Seydişehir'de yaşadığı, davalı erkeğin hemşire olarak çalıştığı, aylık maaşının 12.623,14 TL olduğu, üzerine kayıtlı 6 taşınmazı olduğu, babasına ait evde oturduğu, 1 araç olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ÜFE artış oranları, çocukların ihtiyaçları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılmasının doğru olduğu, yoksulluk nafakası yönünde arttırılan miktarın yerinde olduğu, ancak iştirak nafakaları yönünden arttırılan miktarın fazla olduğu anlaşılmakla, davalının iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile çocuklar Aybüke ve Şeyma yönünden iştirak nafakasının aylık 950,00şerTL ye yükseltilmesine, çocuk Hamza için ise aylık 1.200,00TL...
Aile mahkemesi'nin 2017/500 Esas ve 2018/288 Karar sayılı 05/06/2018 tarihinde kesinleşen ilamı ile kadın için ödenmekte olan yoksulluk nafakasının aylık 250,00.TL, müşterek çocuk için ödenmekte olan iştirak nafakasının aylık 425,00.TL'ye çıkarılarak davalı erkekten alınarak, davacı kadına ödenmesine karar verildiği, davacı kadın tarafından, ödenmekte olan yoksulluk ve iştirak nafakasının yetersiz kaldığı gerekçesi ile yoksulluk nafakasının aylık 750,00.TL artırım ile aylık 1.000,00.TL'ye, iştirak nafakasının aylık 575,00.TL artırılarak aylık 1.000,00.TL çıkarılmasının talep ve dava edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmada; açılan davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; kadın için ödenmekte olan yoksulluk nafakasının, dava tarihinden itibaren aylık 125,00.TL artırılarak aylık 375,00.TL'ye, müşterek çocuk için ödenmekte olan aylık 425,00.TL iştirak nafakasının aylık 210,00.TL artırılarak aylık 635,00.TL'ye çıkarılmasına...
Aile Mahkemesinin 2010/216 Esas- 2011/27 Karar 18/10/2011 tarihli ilamıyla hükmedilen davacı için 250,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuk Yiğitcan için 250,00 TL iştirak nafakasının değişen koşullar ve ihtiyaçlar nazara alınarak ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, gelecek yıllarda TÜFE-TEFE ortalamasına göre artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının aylık 50,00 TL artırılarak 300,00 TL 'ye, iştirak nafakasının aylık 150,00 TL artırılarak 400,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hükmün taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 27.05.2015 tarih ve 2015/1153Esas-2015/9649 Karar sayılı ilamı ile "......
Ancak, davanın evlilik birliği devam ederken ayrı yaşamaya dayalı tedbir nafakası niteliğinde olduğu, taraflar arasında gerçekleşmiş kesinleşmiş boşanma davası bulunmadığı, yoksulluk ve iştirak nafakalarının boşanmanın kesinleşmesinden sonra hüküm ifade etmesi nedeniyle sadece tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken “karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına” karar verilmesi doğru değilse de; bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1-a maddesindeki "karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına" ve 1-b maddesindeki “ karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına” ifadelerinin hükümden çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması ve fazla ödenen yoksulluk nafakasının iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine, fazla ödenen 9.000,00 TL yoksulluk nafakasının iadesine karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez....