TMK. mad. 176/4 hükmüne göre ''Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 331. madde uyarınca; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Somut olayda; tarafların Aksaray 1.Aile Mahkemesinin 2013/50 Esas, 2014/280 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları; sözkonusu karar ile davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği; kararın 06/02/2015 tarihinde kesinleştiği, nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemiyle açılan iş bu davanın 06/07/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen asıl davada iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması, birleşen davada ise yoksulluk nafakasının kaldırılması-indirilmesi davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde (birleşen davacı) davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.50.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 29.09.2016 günü oybirliğiyle karar verildi....
Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların nitelikleri, günün ekonomik koşulları, kadın ve müşterek çocukların ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra elinde kalan geliri ile erkeğin geçimini sağlama imkanı ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın ve müşterek çocuklar için hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının az olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarına ilişkin kararın kaldırılarak Dairemizce davacı kadın için aylık 1.500,00- TL. yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.250,00- TL. iştirak nafakalarına hükmetmek gerekmiştir....
Dava, önceden hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakalarının indirilmesi, bu nafakalara her yıl Ocak ayında uygulanan %15 artışın memur maaş oranına bağlanması, şahsi ilişkinin değiştirilmesi taleplerine ilişkindir. (TMK 176/4,182/2, 323,327 ila 331. m.leri) Davalı vekilinin Gaziantep 3. Aile Mahkemesinin 2018/421- 433 E-K sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 750 TL yoksulluk nafakasının aylık 600 TL'ye indirilmesine, yoksulluk ve iştirak nafakalarına her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında dava tarihinden itibaren artış uygulanmasına yönelik ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde; HMK nun 352. m.si uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir....
Dava, önceden hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakalarının indirilmesi, bu nafakalara her yıl Ocak ayında uygulanan %15 artışın memur maaş oranına bağlanması, şahsi ilişkinin değiştirilmesi taleplerine ilişkindir. (TMK 176/4,182/2, 323,327 ila 331. m.leri) Davalı vekilinin Gaziantep 3. Aile Mahkemesinin 2018/421- 433 E-K sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 750 TL yoksulluk nafakasının aylık 600 TL'ye indirilmesine, yoksulluk ve iştirak nafakalarına her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında dava tarihinden itibaren artış uygulanmasına yönelik ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde; HMK nun 352. m.si uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Asıl davada artırılmasına karar verilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının yıllık miktarları ayrı ayrı (300,34 XX 304) 3.600,00 TL, karşı davada ise davalı - davacı tarafından kaldırılması talep edilen ve mahkemece reddedilen yoksulluk nafakasının yıllık miktarı (500,00 TL X 12) 6.000,00 TL olup 8.000,00 TL'nin altındadır. Hüküm, davalı - davacı yönünden yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. (Yargıtay 3. HD. 26.03.2012 tarihli ve 2012/4119 Esas- 2012/7991 Karar sayılı kararı) Karar tarihi itibariyle, HMK.'...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Asıl davada artırılmasına karar verilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının yıllık miktarları ayrı ayrı (300,34 XX 524) 3.600,00 TL, karşı davada ise davalı - davacı tarafından kaldırılması talep edilen ve mahkemece reddedilen yoksulluk nafakasının yıllık miktarı (500,00 TL X 12) 6.000,00 TL olup 8.000,00 TL'nin altındadır. Hüküm, davalı - davacı yönünden yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. (Yargıtay 3. HD. 26.03.2012 tarihli ve 2012/4119 Esas- 2012/7991 Karar sayılı kararı) Karar tarihi itibariyle, HMK.'...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve tedbir nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise tazminatların, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadın tarafından tedbir nafakalarının mıktarı istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakalarının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının aşağıdakı bent kapsamı dışında kalan temyız...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2013 NUMARASI : 2012/577-2013/867 Taraflar arasında görülen iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davacı ve çocuk lehine hükmedilen (en son 2011 tarihinde) yoksulluk ve iştirak nafakalarının ihtiyaçların artması nedeniyle yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının 280 TL'den 600 TL'ye, iştirak nafakasının 170 TL'den 400 TL'ye artırılmasını talep etmiştir. Davalı cevabında; gelirinde artış olmadığını, 2. evlilik yaptığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....
çalışmaya başladığı, denizcilik sektöründe uzun yıllardır tecrübesi olan,öncesinde kendisine ait iki şirketi bulunan, Hollanda merkezli yabancı bir firmada çalışan davacının dava tarihi itibari ile asgari ücret ve pirim geliri üzerinden aylık 3.000,00 TL gelir elde ettiğine ilişkin savunmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, iştirak nafakasının niteliği de göz önüne alındığında, davacının iştirak nafakalarının kaldırılması ya da azaltılmasına ilişkin bu istemin haklılığı, hakkaniyet ve ahde vefa ilkesine uyarlığı yönünde başkaca bir iddia ve delil bulunmadığı, böylece iştirak nafakalarının ulaştığı miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz nitelikte olmadığı sonucuna varılarak, mahkemece davacının iştirak nafakalarının kaldırılması/indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....