Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması istemine ilişkindir, Davacı, 150,00 TL olan yoksulluk nafakasının 1.000,00 TL'ye, müşterek çocukları ..., ...ve ... için verilen 100,00 er TL olan iştirak nafakası ile diğer müşterek çocuklar ... ile ...'a verilen 50,00 şer TL olan iştirak nafakasının her bir çocuk için 400,00 er TL olarak arttırılmasını istemiştir. Mahkemece, çocukların değişen ve artan gereksinimleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve nafakanın takdir edildiği tarihten beri geçen süre dikkate alınarak yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye, müşterek çocukları ..., ... ve ... için 200,00 er TL iştirak nafakası ile diğer müşterek çocukları ... ile ...'...
Davacı (Kadın) vekili istinaf dilekçesinde, kararın reddedilen kısımlar yönünden kaldırılması gerektiğini, davalının alkol ve uyuşturucu kullandığını sabıka kaydı olduğunu, kişisel ilişki sorumluğunu yerine getiremeyecek durumda olduğunu belirterek, kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine ilişkin kararın kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, kişisel ilişkinin kaldırılması, iştirak nafakası ve çocuğun yurt dışına çıkışında baba muvafakatinin kaldırılması davasıdır. İlk Derece Mahkemesince, iştirak nafakasının kısmen kabulüne, çocuğun yurt dışına çıkışında baba muvafakatinin kaldırılmasına, kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça sadece kişisel ilişkinin kaldırılması davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Yerel mahkemece infazda tereddüt oluşmasına sebebiyet verecek nitelikte kişisel ilişki düzenlenmesi doğru değildir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.2. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı T1 vekilinin; kadının reddedilen maddi tazminat talebi, kadın lehine hükmedilen manevi tazminat ile müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı ve kadının tedbir ve yoksulluk nafakası istemlerine yönelik istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Denizli 5....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların 2009/864- 417 K.sayılı ilam ile 08/09/2009 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamında velayeti anneye verilen 21/10/2007 doğumlu müşterek çocuk yararına 1.000 Dolar para dışında müşterek çocuk ile birlikte yaşanılan evin elektrik, su, telefon, ADSL, genel bakım masrafları, aidat, personel aylığının eğitim ve sağlık masraflarının da baba tarafından karşılanacağına karar verildiği, daha sonra baba tarafından 23/11/2012 tarihinde iştirak nafakasının azaltılması/düzenlenmesi, anne tarafından da iştirak nafakasının arttırılmasına ilişkin dava açıldığı, Bodrum Aile Mahkemesince 30/03/2016 tarih, 2014/403 E. 2016/316 K.sayılı ilam ile iştirak nafakasının 23/11/2012 dava tarihinden itibaren aylık 6.500,00 TL olarak yeniden belirlendiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek, iştirak nafakası miktarı yönünden onanarak 23/05/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Davalı/ karşı davacı kadın vekili hükmün; lehine hükmolunan nafakaların ve tazminatların miktarları ile şahsi ilişkinin tarafların ayrı yerlerde ikamet ettiklerinin göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmesi gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ karşı davalı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan çocukla kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, velâyet ve iştirak nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişkiye yönelik asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen velayet ve iştirak nafakası davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Velâyetin değiştirilmesine ilişkin dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (13) üncü alt bendi uyarınca çekişmesiz yargı işidir....
Mahkemece oluşturulan hükümde iştirak nafakasının karar tarihinden itibaren artırılacağı belirtilmiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, iştirak nafakasının artırılmasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; karar tarihinden itibaren artırılması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Temyiz olunan hükmün kanuna uymayan bölümü hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde (HUMK. 438/VII C.2) hükmü gereğince, nafakanın artırılacağı tarih ile ilgili konunun düzeltilerek onanması gerekmektedir. (Prof. Dr....
Buna göre, iştirak nafakasının artırılmasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; iştirak nafakasının hangi tarihten itibaren artırılacağı konusunun belirsiz bırakılması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Ancak, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yönlere ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün 3.fıkrasında yer alan; "...iştirak nafakasının aylık 550 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl TEFE–TÜFE ortalaması oranında artırılmasına..." ifadelerinin çıkarılarak, yerine; "...iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 550 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl ÜFE oranında artırılmasına..." ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
müşterek çocuk Furkan'ın okulu bırakarak 1.000 TL gelirle çalışmaya başladığını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, iştirak nafakasının ise indirilmesini talep ve dava etmiştir....
Velayeti anneye verilen ortak çocukların ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, çocukların yaşlarına ve ihtiyaçlarına nazaran 600 'er TL iştirak nafakasının makul olduğu anlaşıldığından kadının iştirak nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktarlar iştirak nafakası olarak belirlenmiştir. Yapılan yargılama sonucunda kusursuz bulunan, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde ancak miktarının düşük olduğu, 800 TL yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre makul olduğu anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktar yoksulluk nafakası olarak belirlenmiştir....