Davacının iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verildiği halde belirlenen iştirak nafakasının gelecek yıllarda artırım oranının belirlenmesi istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; küçük Ecrin için hükmedilen iştirak nafakasının gelecek yıllarda her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına hükmedilmek suretiyle kararın düzeltilmesi cihetine gidilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı T1 vekilinin; iştirak nafakasının gelecek yıllarda artış oranının belirlenmesi talebine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile; Antalya 9....
Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, gerekçede belirtilen eksiklik giderilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının 150,00 TL artırılarak 350,00 TL'ye çıkartılmasına ve iştirak nafakasının 200,00 TL artırılarak 400,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş; hükmün, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2015/3415 Esas ve 2015/11941 Kararı ile; iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş; yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazları yönünden ise, yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdirinin doğru görülmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...kişisel ilişkinin davacının yurtdışına çıkması sebebiyle değiştirildiğini ,müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini,aleyhine yargılama gideri ve ücreti vekalete hükmedilemeyeceğini,ücreti vekaletin en azından yarısı miktarında olması gerektiğini,kararın kabul edilen kısma ilişkin yargılama masrafları ve vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE ; Dava, iştirak nafakasının indirilmesi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinden ibarettir. İnceleme HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinin incelenmesinde özetle; müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğunu, iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren verilmesi gerektiğini, müşterek çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin annenin gözetiminde ve kısıtlı saatler içerisinde yapılması gerektiğini, yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığını belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE; Dava; velayetin düzenlenmesi ve tedbir-iştirak nafakası talebi niteliğindedir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. İncelenen aile nüfus kayıtlarına göre; müşterek çocuk Aziz Furkan'ın 25/06/2018 doğumlu olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, velayetin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1000 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece 09.02.2016 tarihli hükümle ortak çocuk lehine verilen aylık 600 TL iştirak nafakası davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu hükümdeki miktar yönünden davacı-davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davacı-davalı erkek yararına oluşmuş bulunan usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin iştirak nafakasının arttırılarak hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece iştirak nafakasına ilişkin hükümde, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin gösterilmemesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Yeniden Düzenlenmesi-İstirdat-Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, iştirak nafakasının miktarı, reddedilen istirdat talebi ve vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise iştirak nafakası miktarı ile reddedilen talepleri yönünden ve ortadan kaldırılan protokol maddesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 5766 sayılı ve 6217 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi...
KARŞI OY YAZISI Tefhim edilen karar ile gerekçeli karar arasında hükmedilen iştirak nafakası miktarı konusunda açık çelişki vardır. KARŞI OY YAZISI Duruşmada tarafların yüzüne karşı tefhim edilen kararın beşinci bendinde "... aylık 175.00’er TL den toplam 350.00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulduğu halde, taraflara tebliğ edilen gerekçeli kararın besince bendinde "...aylık 175.00 er TL den toplam 525.00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, (her ne kadar toplam nafaka miktarı olarak duruşma tutanağında 350.00 TL yazılmış ise de üç çocuk olduğundan toplam aylık nafaka 525.00 TL dir.)" şeklinde hüküm kurularak kısa ve gerekçeli karar arasında aykırılık oluşturulmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveyni arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Bu bakımdan, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Aile Mahkemesinin 2014/918 Esas sayılı dosyasında nafaka artırımı davası açıldığını, tarafların 17.03.2016 tarihinde son bir protokol hazırlayarak çocuk adına kayıtlı olan Moda'daki taşınmaz kira bedelinin davalı tarafından alınması, davacının çocuk için aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası ödemesi, taşınmaz kirasından talepte bulunmaması ve iştirak nafakasının her yıl enflasyon oranında artırılması şeklinde düzenleme yaptıklarını, davacının halen aylık 3.500,00 TL iştirak nafakası ödediğini, davacının 2010 yılında evlenip 2 çocuğu daha olduğunu, halen çocuklarının özel okulda okuduğunu, davacının ekonomik durumunun kötüye gittiğini, boşanma sırasında çocuk ile kurulan şahsi ilişki düzenlenmesinin az olduğunu belirterek iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 1.500,00 TL'ye indirilmesine, çocuk ile baba arasındaki şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesine, müşterek çocuğun okul, özel okul masrafı, özel ders ücretleri, servis, kitap vs. eğitim giderlerinin taraflar arasında yarı yarıya karşılanmasına...