DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yardım ve yoksulluk nafakasının indirilmesi isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince dosya, yoksulluk nafakasının indirilmesi talebi yönünden tefrik edilmiştir. Tüm dosya kapsamından davalı Meryem lehine, Konya 2. Aile Mahkemesinin 2016/326 esas, 2016/670 karar sayılı kararı ile aylık 1250 TL yardım nafakasına hükmedildiği, eldeki dava açıldığında davalı Meryem'in eğitim öğretiminin devam ettiği, davacının ise emekli olup aylık 3850 TL maaş aldığı, evinin ve arabasının olduğu kira geliri getiren gayrimenkullerinin olduğu, pazarlamacı olarak çalışmaya da devam ettiği, hali refahta olduğu anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yardım ve yoksulluk nafakasının indirilmesi isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince dosya, yoksulluk nafakasının indirilmesi talebi yönünden tefrik edilmiştir. Tüm dosya kapsamından davalı Meryem lehine, Konya 2. Aile Mahkemesinin 2016/326 esas, 2016/670 karar sayılı kararı ile aylık 1250 TL yardım nafakasına hükmedildiği, eldeki dava açıldığında davalı Meryem'in eğitim öğretiminin devam ettiği, davacının ise emekli olup aylık 3850 TL maaş aldığı, evinin ve arabasının olduğu kira geliri getiren gayrimenkullerinin olduğu, pazarlamacı olarak çalışmaya da devam ettiği, hali refahta olduğu anlaşılmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2014 NUMARASI : 2013/743-2014/565 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-iştirak nafakasının indirilmesi / yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 13.04.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, tarafların durumlarında yukarıda açıklanan değişiklikler bulunmayıp, protokolün yapılmasının üzerinden çok kısa bir süre geçmiş olması da düşünüldüğünde, davacının, nafakanın indirilmesi talebinde bulunması, iyiniyet kuralları ile bağdaşmamaktadır. O halde mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, iştirak nafakasının indirilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının indirilmesi talebinin ise kısmen kabulüyle, iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 650.00 TL'ye indirilmesine ve her yıl TÜİK'in belirlediği yıllık ÜFE ortalaması oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2) Davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazı incelendiğinde; Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 9. maddesi; “Tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli tutarı, kira tespiti ve nafaka davalarında tespit olunan kira bedeli farkının veya hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden Tarifenin üçüncü kısmı...
Somut olayda, davacı-davalı için reddolunan iştirak ve kaldırılan yoksulluk nafakasının yıllık miktarının toplamı (150+150+350=650x12=7.800 TL), davalı-davacı yönünden arttırılan iştirak nafakasının yıllık miktarının toplamı (300x2x12=7200), 8.000 TL kesinlik sınırı altında olduğundan, hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle, tarafların istinaf kanun yoluna başvurma talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Anne ve babasından veya bunlardan birinden ayrılan çocuğun ana ve/veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve/veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Ayın belirli hafta sonları çocuk baba yanında yatılı kalacak şekilde ve yarı yıl tatili ve yaz tatili döneminde daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekildeki düzenleme doğru bulunmamıştır. 4-İlk derece mahkemesince ortak çocuk lehine hükmedilen 300,00 TL iştirak nafakasının miktarı yönünden davacı-karşı davalı kadının istinaf başvurusu nedeniyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 2....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir, yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının ve tazminata hükmedilme şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. 2....
Mahkemece anne ile her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, çocuğun bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkileyebileceği gibi, babanın da velayet görevini yerine getirmesine engel olacak derecede fazladır. Küçüğün yaşı, eğitimi ve gelişimi, kişisel ilişkinin niteliği de göz önüne alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru görülmemiştir. 4- Ortak çocuk davanın devamı sırasında davalı- davacı baba yanında kalmaktadır. Mahkeme tarafından dava tarihinden itibaren, karar kesinleşinceye kadar ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde sadece velayet hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine, tarafların müşterek çocukları Zeynep Akça ve Mustafa Akça için verilen iştirak nafakasının kaldırılması ve azaltılması talebinin ayrı ayrı reddine, davalı kadın Refika için verilen yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 15/09/2020 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; iştirak nafakasının kaldırılması-indirilmesi taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yoksulluk nafakasının kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur....