gerekçesi ile; "Davanın KABULÜ İLE, 12.07.2006 doğumlu Ceyla Alkan’ın velayetinin davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk ile davalı baba arasında ŞAHSİ MÜNASEBET TESİSİNE, Velayeti anneye verilen müşterek çocuk için kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak müşterek çocuk için harcanmak üzere davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Sarıgöl Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nin 04.09.2015 Tarih, 2015/252 E., 2015/314 K., sayılı ilamı ile velayeti davacı anneye verilen tarafların diğer müşterek çocuğu 01.06.2009 doğumlu Efsa Alkan yönünden talep edilen iştirak nafakasının kısmen kabulü ile 800,00 TL iştirak nafakasının kararın kesinleşme tarihinden itibaren davalıdan alınarak müşterek çocuk için harcanmak üzere davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,"karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK.md.183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez....
Somut olayda, davacı annenin eldeki iştirak nafakasının artırılması davasını 15/11/2012 tarihinde açtığı, davalı babanın açtığı velayetin değiştirilmesi davasında velayetin babaya bırakıldığı, anılan bu kararın 14/07/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece oluşturulan kısa kararda, davacının davasının kısmen kabulü ile dava tarihi ile velayetin değiştirildiği İstanbul 6. Aile mahkemesinin 2013/835 esas 2014/481 Karar sayılı dosyasının kesinleşeceği tarih olan 14/07/2014 tarihine kadar olmak üzere 250 TL.lik iştirak nafakasının 250 TL arttırılarak dava tarihinden itibaren aylık 500 TL iştirak nafakasının 14/01/2014 tarihine kadar davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, iştirak nafakasının 14/01/2014 tarihine mi yoksa 14/07/2014 tarihine kadar mı ödeneceği konusunda çelişki oluşturulmuştur ....
Asıl dava, iştirak nafakasının artırımı davası, birleşen dava ise velayetin değiştirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince asıl davanın kısmen kabulü ile, 250,00 TL iştirak nafakasının aylık 130,00 TL artışla aylık 380,00 TL'ye yükseltilmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında alınan nüfus kaydına göre tarafların 24.10.2017 tarihinde boşandıkları, müşterek 20.12.2016 doğumlu Zeynep adında bir çocuklarının olduğu, davacı kadının 07.08.2019 tarihinde yeniden evlendiği anlaşılmıştır. Küçükcekmece 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK md. 26). Davacının iştirak nafakasının kaldırılması konusunda bir talebi bulunmadığı halde; talep aşılarak iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Velayeti anneye verilen ortak çocukların ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru miktarının ise makul olduğu anlaşıldığından tarafların iştirak nafakasına yönelik istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. İştirak nafakası velayetin ferisi mahiyetinde olduğundan velayet kararı kesinleşmeden iştirak nafakasından bahsedilemez. Bu itibarla iştirak nafakası velayet kararının kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar. Bu hususta verilen karar isabetli olup davacı vekilinin nafakanın başlangıç tarihine yönelen istinafı reddedilmiştir. Velayet değişikliği ile birlikte talep edilen iştirak nafakasının velayetin ferisi mahiyetinde olması nedeni ile iştirak nafakasına hükmedilmesi, davacıya ayrı vekalet ücreti hakkı bahşetmez. Davacı lehine iki ayrı vekalet ücreti takdiri hatalı olup davalının vekalet ücretine yönelik istinafı kabul edilerek tek ücreti vekalete hükmedilmiştir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde velayetin değiştirilmesi ve nafakanın kaldırılması talepli dava açtığını, 2020/347 Es sayılı bu dosyada mahkemenin müşterek çocuğun velayetini davalıya verilmesine, 750 TL iştirak nafakasının kaldırılmasına hükmettiğini, davalının Kastamonu ilinde ikamet ettiğini, ancak müşterek çocuk Efsa Sıla Aydın'ın velayeti davalıda olmasına rağmen uzun süredir kendisi ile yaşadığını, müşterek çocuğun şu anda Sinop Anadolu Lisesi'nde öğrenimine devam ettiğini, çocuğun tüm bakım ve ihtiyaçlarının, okul masraflarının bu zamana kadar tarafınca karşılandığını, davalının velayete dayanarak çocuğu alma talebinde bulunduğunu, velayetin getirdiği yükümlülüklere aykırı davrandığını, çocuğun kendisinin de kendisi ile yaşamayı ve velayetinin kendisine verilmesini istediğini, açıklanan nedenlerle müşterek çocuk Efsa Sıla Aydın'ın velayet hakkının çocuğun üstün yararı gereği davalıdan alınarak tarafına verilmesine, davalının müşterek çocuk için 1.000,00 TL iştirak nafakası ödemesine...
Davacı annenin velayetin tedbiren anneye verilmesi ve iştirak nafakasının başlangıç tarihi yönünden; Her ne kadar davacı vekili müşterek çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesi ve bu tarihten itibaren çocuk yararına nafakaya hükmedilmesi gerektiğini belirtmekte ise de; Dairemizce verilecek karar kesin nitelikte olup, velayetin tedbiren anneye verilmesine ilişkin talebin konusu kalmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihi itibariyle ortak çocuk Yağmur'un fiilen baba yanında yaşamaya devam ettiğinin anlaşılması ve aksinin iddia edilmemesi nedeni ile müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmeyerek iştirak nafakasının başlangıç tarihinin mahkemece verilen kararın kesinleşme tarihinden itibaren belirlenmesinde bir yanlışlık görülmediğinden, davacının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
GEREKÇE : Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davasıdır. HMK'nın 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. HMK'nın 382/2- a.13 maddesine göre, velayetin kaldırılması davası çekişmesiz yargı işlerindendir. HMK'nın 384. maddesine gereğince, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir. Velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesine ilişkin davalar çekişmesiz yargı işlerinden kabul edilmiştir. Çekişmesiz yargı işlerinde yetkili mahkeme, talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - Nafakanın Azaltılması-Kişisel İlişkinin : Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba, dava dilekçesi ile velayetin değiştirilmesi olmazsa, iştirak nafakasının azaltılması ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiş olup, mahkemece; kısa kararda davanın reddine şeklinde hüküm kurulduğu, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise velayetin değiştirilmesi davasının reddine, nafakanın azaltılması davasının reddine karar verilmiş olup kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi ile ilgili olumlu olumsuz hüküm kurulmadığı, gerekçe bölümünde ise kişisel ilişkiye yönelik önceki düzenlemenin yeterli olduğundan yeniden düzenleme yapılmadığının belirtildiği...