Her ne kadar 60.aya kadar yapılan kişisel ilişki düzenlemesinde baba ile çocuk arasında her hafta kişisel ilişki kurulmuş ise de; aynı zamanda avukat olan annenin anlaşmalı boşanma sırasında daha uzun süreli kişisel ilişki düzenlemesini çocuğun yararın uygun olmadığı halde kabul ettiği, gelinen aşamada anlaşmalı boşanma davası sırasında her hafta kurulan kişisel ilişki düzenlemesinden daha kısa süreli kurulan kişisel ilişkiye yönelik itirazının iyiniyet kuralları ile de bağdaşma yacağı, babanın anlaşmalı boşanma sırasında kurulan kişisel ilişki kapsamında, çocuğu ile her hafta 2 gece yatılı kişisel ilişki kurma hakkı olduğu halde çocuğun gelişim özelliklerini gözeterek daha kısa süreli ve yatılı olmayacak kişisel ilişki kurarak, çocuk yararına bu hakkından fedakarlıkta bulunduğu, mevcut kişisel ilişki nedeni ile çocuk ile baba arasında güçlü bir bağ kurulduğu, çocuk 60 aylık olana kadar düzenlenen kişisel ilişkinin yatılı olmadığı ve günlük kurulduğu, çocuğun yaşı gereği 60.ayı doldurana...
Hukuk Dairesinin 14.05.2018 tarihli, 2017/886 esas, 2018/613 sayılı kararı ile davacı-karşı davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-karşı davacı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davacı-karşı davalı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşulları oluşmadığından bahisle davacı-karşı davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi ile ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin az olduğu belirlemesi ve çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, davalı-karşı davacı erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve mesnetsiz açıldığını, çocuğun baba ile alınan ortak karar kapsamında rızasıyla Bilfen'e kaydının yapıldığını, davacı annenin hali hazırda işsiz olduğunu, ikinci evlilik yapan diş hekimi olan davacının dublex bir evde yaşadığını, iki çocuğunun da özel okula gittiğini, davacının hali hazırda 3.000,00 TL iştirak nafakası ödediğini, çocuğuyla kişisel ilişkiyi düzenli olarak kurmayan davacının kişisel ilişkinin süresini uzatma talebinin doğru olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İlk hükümde ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmemiş, ilk hükümdeki miktarlar yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde davalı-karşı davacı erkek aleyhine, tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamış, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. 3-Velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı-karşı davacı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun üç-beş yaş arası ve beş yaşı sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda her zaman istenebilir. Velayeti davacı-karşı davalı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında, uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurmak gerekir....
Hüküm Dairemizin 2012/23232 esas 2013/10324 karar sayılı ilamı ile kadının boşanma davasının reddi, kadının davasındaki yargılama gideri ve vekalet ücreti, kusur belirlemesi, kadının tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasının reddi, ziynet alacağı, iştirak nafakasının miktarı yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilanıma uyulmuş, uyulan bozma ilamı doğrultusunda bozulan hususlara ilişkin yeniden karar verilmiş ise de usulen kesinleşen kişisel ilişki ve erkeğin kabul edilen boşanma davasında erkek lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri konusunda da karar verilmiştir. Mahkemece kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinde çocuğun üstün menfaatini gerektirir bir durum taraflarca ileri sürülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, müşterek çocukların velayetinin davacıya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, Beste Neva lehine hükmedilen iştirak nafakasının, dava tarihinden, Yekta Bera lehine hükmedilen iştirak nafakasının ıslah tarihi itibariyle kaldırılmasına, iştirak nafakasının kısmen kabulüyle müşterek çocuklar lehine, ıslah tarihinden itibaren, aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, birleşen iştirak nafakasının arttırılmasını davasının reddine karar verilmiştir.. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-davacı vekili; iştirak nafakası tarihi, kişisel ilişki süresi ve vekalet ücretleri hususunda ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveyni arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Bu bakımdan, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, hakaret ve tehdit ettiğini, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, suç işlediğini, iftira attığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. III....
karar verilmesine yer olmadığına, davalı erkeğin, İlk Derece Mahkemesinin velâyet düzenlemesi ve bağlı hükümlere ilişkin istinaf talebi ile davacı kadının kişisel ilişkinin kaldırılması veya kişisel ilişkiye bir süre ara verilmesi, erkeğin kişisel ilişkinin genişletilmesi taleplerinin esastan reddine, bozma ilamı doğrultusunda yeniden hüküm tesisine, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, babaları ile kişisel ilişki kurulmasına, ayrı ayrı aylık 200,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir....
isabetsizliğin bulunmadığı, kadın tarafından iştirak nafakasına artış talebinde bulunulmamasına rağmen taleple bağlı kalmayarak iştirak nafakasının ÜFE oranında artışına karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; davacı kadın vekilinin, tazminatlara, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarlarına faiz uygulatılmamasına, davalı erkeğin ise iştirak nafakasına ÜFE oranında artış uygulanması yönündeki istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen bu kısımlar yönünden kaldırılmasına ve yeniden bu kısımlar hakkında esas hakkında hüküm tesisine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakasına, işlemiş olan nafakaya muaccel olduğu ve borçlunun temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, işlemiş olan nafakaya muaccel olduğu ve borçlunun temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine, kadın yararına yasal...