taleplerinin reddine, velayetin anneye verilmesine, kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 200 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine faizi ile birlikte 10.000 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminata" karar verilmiştir....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davacı erkek vekilinin, kişisel ilişki süresine, velayetin değiştirilmemesine ve iştirak nafakasının kaldırılmamasına yönelik istinaf taleplerinin, davalı kadın vekilinin ise yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve erkek lehine yoksulluk nafakası yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacı erkek vekilinin yoksulluk nafakasının tümüyle kaldırılmamasına, davalı kadın vekilinin ise yoksulluk nafakasının indirilmesine yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 352. maddesi gereğince REDDİNE, C-Davalı kadın vekilinin kişisel ilişkinin genişletilmesine yönelik istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4.bendinin KALDIRILARAK yeniden hüküm tesisine, BUNA GÖRE; 4.bent yerine geçmek üzere; Davacı erkeğin kişisel ilişkinin genişletilmesi talebinin reddine, Ç-Davacı erkek vekilinin yargılama...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; çocuk ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi davası iken ıslah ile velayetin değişirilmesi ve iştirak nafakası davasıdır. Davalı süresinde aleyhine verilen hükümlere karşı istinaf talebinde bulunmuştur....
GEREKÇE : Asıl dava, velayet, kişisel ilişkinin düzenlenmesi ve iştirak nafakası, karşı dava, velayet ve iştirak nafakası talebine ilişkindir. Davalı-k.davacı erkek istinafında, davalarını ispat etmesine rağmen karşı davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davasının kabulünü, asıl davanın reddini, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının fahiş olduğunu bildirmiştir....
alınarak ortak çocuk yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası ve 650,00 TL iştirak nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 38.718,60 TL'nin dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir....
Kişisel ilişki kurulmaması açısından: Çocuğun babayla görüşmek istemediğini söylemesi ve 21.01.2021 tarihli SİR raporu içeriği hep birlikte değerlendirilerek kişisel ilişki kurulmamasının doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Çocuk için tedbir-iştirak nafakası verilmesi açısından: Çocuk lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Baba, velayetin değiştirilmesine ve iştirak nafakasının kaldırılmasını talep etmiş olup, velayet değişikliğinde velayetin fer'isi olan iştirak nafakasının kendilinden kalkacağı, bu nedenle velayet davasından bağımsız bir talep ve dava olmadığı bu halde mahkemece iştirak nafakası yönünden kabul ve ret göz önüne alınarak taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu değerlendirilmekle, iştirak nafakası yönünden erkeğin vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak davacı erkeğin velayet degişikliğine yönelik istinaf talebinin esastan reddine şahsi ilişki ve vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı-karşı davalı kadın vekili; vekalet ücretine ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı erkek vekili; erkeğin reddedilen velayetin değiştirilmesi davasına, kişisel ilişki düzenlemesine ve iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava ve karşı dava; velayet düzenlemesi ve iştirak nafakası istemlerine ilişkindir. Her ne kadar, davalı-karşı davacı vekili istinaf talebinin duruşmalı incelenmesini talep etmiş ise de; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 356. maddesinde istinaf incelemesinin aynı Yasanın 353. Maddesinde belirtilen haller dışında duruşmalı yapılacağı düzenlenmiştir. İncelemeye konu dosyada Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi kapsamında değerlendirilip, sonuca bağlandığından, davalı-karşı davacı vekilinin duruşmalı inceleme talebinin reddi cihetine gidilmiştir....
Davalının ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kendi tedbir nafakası talebi hakkında istinaf başvurusu bulunmamasına karşın, kadının iştirak nafakası talebinin reddedilerek davalı erkek yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 17.03.2020 (Per.)...
Tarafların tespit olunan sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası da azdır. Fakat bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.2. maddesi uyarınca, karar miktar itibariyle düzeltilmiştir. Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK md.323). Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md.181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3)....