Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 31/05/2019 NUMARASI : DAVA : Alacak (İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/12/2016 KARAR TARİHİ : 15/04/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2021 Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ......
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından bu hususa yönelik savunmalara Dairemizce itibar edilmemiştir....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından bu hususa yönelik savunmalara Dairemizce itibar edilmemiştir....
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır. Diğer taraftan rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı)....
tarafından işletme hakkı devir sözleşmesinden önceki hakka dayanarak açılmış bir dava nedeniyle ödenen tazminat, mahkeme masrafları ve icra masraflarının, rücuan tahsili için dava açtığı, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4. Maddesinin "... faaliyetlerinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu ...'a aittir” hükmü gereğince sözleşmeden önce ... tarafından yürütülen faaliyetler nedeniyle ileri sürülen hakkın ve tazminat isteminin kabulüne ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı nedeniyle yapılan ödemeden davalı sıfatı bulunmadığına ilişkin hüküm kesinleşmiş olsa da, iç ilişkide nihai olarak ...'...
a ait olduğunu, 24/07/2006 tarihinde davalıyla İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, kararlaştırılan hisse devri şeklindeki özelleştirme modeli uyarınca hisse devri aşlamasında davacı tarafında devre esas mizan düzenlenerek, devre esas bilanço belirlendiğini, bu işlemler neticesinde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, bu nedenle davacının davalıdan talepte bulunamayacağını, yapılan ödemenin ....'in %100'ünün davalıda bulunduğu tarihte yapıldığını, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 7. maddesinin alt bentleri incelendiğinde hisse devir protokolünün tamamlanmasından önce tamamlanmış dosyaların bu kapsamda olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere davacının İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin hükümleri uyarınca davalıdan talepte bulunamayacağını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2021 NUMARASI : 2020/485 Esas 2021/55 Karar DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : Alacak ( İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/10/2020 KARAR TARİHİ : 01/03/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2023 Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi amacıyla ilgili kanun hükümleri uyarınca kurulduğunu, özelleştirme işlemleri gereği ... mülkiyetinde bulunan dağıtım sistemlerinin işletme hakkı 24/07/2006 tarihli İHDS ile devredildiğini, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü yıllarda dava dışı ...'...
Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, rücuya konu olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/285 (2005/187) Esas sayılı dosyası üzerinden açılan kamulaştırmasız el atma davası İHDS'nin imzalanmasından önce 25.03.2005 tarihinde ... aleyhine açılmış ve mahkemece, İHDS'den sonra 09.07.2010 tarihinde, kamulaştırmasız el atılan yerin tapusunun iptali ile ... adına tesciline ve bazı kısımlar içinde ... adına irtifak hakkı tesisine karar verilmiştir. Ayrıca kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedelinin ise ...'den tahsiline karar verilmiş olup, bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. İşbu davada ise, davacı tarafından icra dosyasına yatırılan kendi adına tesciline karar verilen ve kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedelinin davalı...'...
GEREKÇE : Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklı 2020 yılı işletme hakkı devir bedelinin tahsili istemine ilişkindir. .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/... Esas sayılı dosyasının mahkememizin 2019/... Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir. HMK'nın 166/1. maddesine göre, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. HMK'nın 166/4. maddesine göre de, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/... Esas sayılı dosyasında görülen davada 2020 yılı işletme hakkı devir bedeli istenmektedir....