Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlıkta tecavüzün önlenmesi, telif hakkı, eser sahipliğinin tespiti ve tecavüz nedeniyle tazminat istenmediği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, genel hükümler doğrultusunda TTK'nın hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. İstanbul Anadolu 8....
Somut olayda; dava hasımsız olarak ve dava değeri belirtilmeksizin açılmış olup, davacılar murislerinin 27/10/2014 tarihinde vefat ettiğini, mirasçıları olarak kendilerinin kaldığını, murislerinden kendilerine intikal edecek hiç bir menkul ve gayrimenkullerinden hak talebinde bulunmadıklarını ve borcundan da sorumlu olmamaları için mirasın gerçek reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İstek uygulamada “gerçek red" olarak da bilinen Türk Medenî Kanununun 605/1. maddesine dayanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın ...4. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ...4. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04.04.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlığın çözümü için 5543 sayılı İskân Kanunu'na 6495 sayılı Kanunla eklenen ve 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7/3 üncü madde ile 4721 Sayılı TMK’nın 712 nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun irdelenmesi gerekmektedir. 5543 sayılı İskân Kanunu'na 6495 sayılı Kanunla eklenen ve 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7/3 üncü maddede; “mülga 2510 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanuna göre devam eder” hükmü getirilmiştir. Bu hüküm 2510 Sayılı İskân Kanuna göre usulen hak sahibi olan ailelerin hak sahipliğinin ne şekilde devam edeceğine ilişkin bir düzenleme olup hak sahipliği iptal edilenler için yeni bir hak ihdası ihtiva etmemektedir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Edirne ili, İpsala ilçesi, … beldesinde 3083 sayılı Kanun uyarınca topraksız çiftçilere toprak dağıtımı projesi kapsamında hak sahibi olarak belirlenen davacının hak sahipliğinin; arazi satışı yaptığı gerekçe gösterilerek iptal edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir....
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle Mahkemece her ne kadar davacının haftalık çalışma saatinin 45 saatten fazla olmadığının tanık beyanlarından anlaşılması nedeniyle fazla mesai alacağına hak kazanmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği belirtilmiş ise de, davacıların değil murislerinin davalı işyerinde çalıştığı, dosya kapsamından davacıların murislerinin fazla mesai yaptığı, ancak Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bozma ilamı gereğince yapılan hesaplamada davalı tarafından brüt 35.172,61 TL, net 25.145,25 TL tutarında prim ödemesi yapıldığının belirtildiği ve bozma ilamı gereğince yapılan değerlendirmede ödenen prim alacağının tespit olunan fazla mesai alacağını karşıladığı anlaşıldığından, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının...
Davacı ... ve ..., çekişmeli taşınmazların kamulaştırılarak Hazine adına tescil edildiğini ve bedellerinin ileride çıkacak hak sahiplerine ödenmek üzere bankaya bloke edildiğini ve halen kendilerine ödenmediğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazlarda malik olarak hak sahibi olduklarının tespitine karar verilmesi istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmışlardır. Asliye Hukuk Mahkemesince göreve ilişkin bozma ilamına uyularak verilen görevsizlik kararı üzerine Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, taşınmazların kamulaştırma öncesinde tamamı 2'şer pay kabul edilmek suretiyle 1 hissesinin malik ve hak sahipliğinin ...'e, diğer 1 hissesinin malik ve hak sahipliğinin ...'a ait olduğunun tespitine karar verilmiş; davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilen hüküm Dairemizin 13.12.2018 tarih, 2018/1672 Esas, 2018/7745 Karar sayılı ilamı ile onanmış olup, bu kez davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....
Sigortalı ... mirasçıları Mengen Asliye Hukuk (İş Mahkemesinin) 1999/42E’da kayıtlı davada murislerinin iş kazası sonucu öldüğünden bahisle maddi tazminattan fazlaya ilişkin istem hakkını ve manevi tazminat istem hakkını saklı tutarak 100,00-TL maddi tazminatın Üç Pınar Madencilik Tic Ltd Şti ile ...’den müteselsilen tahsilini, Mengen Asliye Hukuk İş mahkemesinin 2002/155E’da kayıtlı davada murislerinin iş kazası sonucu maluliyeti nedeniyle 1000,00-TL maddi ve 1.500,00TL manevi tazminatın Üç Pınar Madencilik Tic Ltd Şti ile ...’den müteselsilen tahsilini, Mengen Asliye Hukuk İş mahkemesinin 2003/10E’da kayıtlı davada ise murislerinin iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik oranının tespiti, gelir bağlanması ve ölüm tarihine kadar ödenmesi gereken sürekli iş görmezlik gelirinin mirasçılara ödenmesi ile sigortalının ölümünün iş kazasından kaynaklandığının ve hak sahiplerine iş kazası sonucu ölüm nedeniyle gelir bağlanması gerektiğinin tespitini istemiş ve bu davaların yargılaması sırasında...
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinden; Antalya ili, Muratpaşa ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı 2.493,00 m² alanlı arsa nitelikli taşınmazın kat irtifakına göre, depolu asma katlı dükkan nitelikli, … arsa paylı, 3 numaralı bağımsız bölümün … tarihli ve … yevmiye ile davacı adına tescil edildiği; işbu dava devam ederken davacının taşınmaz üzerindeki hak sahipliğinin 3. kişiye devredildiği görülmektedir. Davacının taşınmazda hak sahibi olduğu dönemde doğan değer kaybı zararının karşılanması istemiyle açtığı işbu davanın niteliği ve özelliği gözetildiğinde; taşınmazın uğradığı değer kaybı zararının karşılanması için hak sahipliğinin davanın sonuna kadar devam etmesinin zorunluluk arz etmediği açık olup dava açma ehliyetinin hak sahipliğinin devriyle ortadan kalktığının kabulüne olanak bulunmamaktadır....
Mahkemece, hak sahipliğinin iptali kararına karşı davalılar tarafından idari yargıya başvurulmadığı ve iddianın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalı ...’ın başvurusu üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 12/08/1992 tarih ve 2 sayılı kararı ile aile reisi ...’ın 2510 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi sayılmasına karar verildiği, anılan hak sahipliğine dayalı olarak dava konusu 1483 parsel sayılı taşınmazın 31/12/2003 tarihinde davalılar adına tescil edildiği, akabinde Mahalli İskan Komisyonu’nun 27/04/2012 tarih ve 2012/331 sayılı kararı ile aile bireylerinin başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce SSK kaydının bulunduğu gerekçesiyle dava konusu taşınmazın tesciline dayanak 12/08/1992 tarih ve 2 sayılı komisyon kararının iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; tapu kaydındaki tescilin geçerli bir hukuki sebebinin olması gerektiğinde kuşku yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tesbit ve bedel isteği KARAR Davacı vekili, 24.07.2007 gün ve 18882 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesine dayanarak 1532 parseldeki 12/3720 payla ilgili vekil edeninin hak sahipliğinin tesbiti, imar uygulaması ile bedele dönüştüğünden bedelinin ve mahkeme kararı ile tesbit edilen arttırılmış bedelin vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istediğine gerçek kişi davalılar vekili, satış vaadinin gerçek olmadığını, muvazaalı düzenlendiğini açıklayarak davanın reddini savunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....