SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının tamamen silinerek yerine “1-Davanın kısmen Kabulü ile, SSK Şanlıurfa Sigorta İl Müdürlüğü’nün 04.03.2002 gün ve 04810 sayılı kararın konu eksik işçilik bildirilmesi nedeniyle davacı işverenin kuruma: 12.584,27.YTL Prim ve 68.710,13.YTL gecikme zammı olmak üzere toplam 81.294,41....
İlgili madde; “Sigorta müfettişi tarafından, Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgari işçilik tutarı üzerinden Kurumca resen tahakkuk ettirilen sigorta primleri bu Kanunun 80'inci maddesi de nazara alınarak işverene tebliğ olunur. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde, işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. 21. Görüldüğü üzere kanunda açıkça belirtildiği gibi işveren asgari işçilik tutarı üzerinden Kurumca resen tahakkuk ettirilen sigorta prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde prim borcunu tebliğ eden Kuruma itiraz edebilir....
prim sistemi ile çalıştığını ancak prim ücretinin işçilik alacaklarına yansıtılmadığı şeklinde gerçeğe aykırı beyan ve iddialarda bulunduğunu, davacının iddiaları gerçekleri yansıtmadığını, nitekim taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinde de prim usulü çalışılacağına dair bir ibare bulunmadığını, -Dolayısıyla bilirkişi tarafından somut belgeler göz ardı edilerek soyut belgeler üzerinden yapılan hesaplama doğrultusunda kurulan yerel mahkeme hükmünün bu nedenle kabulü mümkün olmadığını, öte yandan işçinin iş akdinin feshedilmesinin ardından yaklaşık 5 yıl gibi bir zaman sonra huzurdaki davayı ikame etmesinde kötü niyetli olduğunu da ispatlar nitelikte olduğunu, yerel mahkeme tarafından bu husus göz ardı edilerek kurulan hüküm hatalı olup istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini, -Davacı taraf, fazla mesai yapıldığını iddia ederek fazla çalışma sürelerinin karşılığının ödenmediğini belirttiğini, bu kapsamda ise fazla mesai yaptığını tanık beyanları ile ispatlamak istediğini...
ne geçtiği ve burada 31.10.2009 tarihine kadar çalıştığını, ihbar tazminatın eksik ödendiğini, 2009/Nisan ayından itibaren diğer personelin maaşlarına yapılıp da müvekkilinin maaşına yapılmayan maaş zammından dolayı da fesih tarihine kadar fark alacağının doğduğunu, 2007 ve 2008 yılları için şirket yönetimince belirlenen primlerin de eksik ödendiğini ve 2009 yılı prim alacağının da davacıya ödenmediğini ileri sürerek, ihbar tazminatı, maaş zammı ve prim fark alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir....
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanunu'nun 14. maddesinin aksine, 4857 sayılı Kanun'da ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmelidir. Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, eksik işçilik bildirimi nedeniyle tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının davalı Kurumca eksik işçilik bildirimi nedeniyle tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı toplamı 22.251,00 TL borçlu olmadığının tesbiti ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir....
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacı talebinde , davacı şirketin eksik işçilik bildirimi nedeni ile kurum tarafından tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammından dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davalı kurumun 24/12/2016 tarih 26101404- 1093005041- 16315272 sayılı yazı ile tebliğ edilen prim ve gecikme zammının iptalini talep etmiştir....
İş Mahkemesi SAYISI : 2020/62 E., 2022/192 K. Taraflar arasındaki eksik işçilik nedeniyle tahakkuk ettirilen fark prim borcunun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, prim alacağı, ücret alacağı ve izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; prim alacağının ve fazla çalışma ücretinin ödenmediğini bu nedenlerle iş sözleşmesini, haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı; fazla mesai ücretlerinin tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, prim uygulaması konusunda yazılı bir iş sözleşmesi hükmü bulunmadığını, verimliliğe ve karlılığa bağlı olarak dönem dönem ödeme yapıldığını savunmuştur....
eksik olarak bildirilen prime esas kazanç tutarlarının ay be ay olarak tespit edildiği, Mahkemece işçilik alacaları davası sonrasında işçiye yapılan ödemenin yalnızca hizmetin gerçekleştiği son ayın prime esas kazancına dahil edilmesi gerektiği kanaatiyle yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır....