İş Sendikasına üye olduğunu, üyeliğini 01.01.2007 tarihinde davalı şirkete bildirdiğini, buna rağmen davalı şirket tarafından toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmadığını, davacının bu sebeple 4857 sayılı yasanın 24/II- e bendine göre iş akdini feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve toplu iş sözleşmesi kapsamında bulunan fark alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı işveren, ....’nin 01.07.2006 tarihi itibariyle ... Türk...’e ile birleştirildiğini, birleşen ....’de toplu iş sözleşmesinin mevcut olmadığını, ... Center, ..., ... işyerlerinde çalışan sendika üyesi olacak kapsam içi personelin ... ve ....- Koop iş sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin bazı hükümlerinden faydalanamayacağı yönünde protokol düzenlendiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İş Sendikasına üye olduğunu, üyeliğini 01.01.2007 tarihinde davalı şirkete bildirdiğini, buna rağmen davalı şirket tarafından toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmadığını, davacının bu sebeple 4857 sayılı yasanın 24/II- e bendine göre iş akdini feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve toplu iş sözleşmesi kapsamında bulunan fark alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı işveren, ... ...’nin 01.07.2006 tarihi itibariyle ... Türk ...’e ile birleştirildiğini, birleşen ... ...’de toplu iş sözleşmesinin mevcut olmadığını, ... Center, ..., ... işyerlerinde çalışan sendika üyesi olacak kapsam içi personelin ... ve ...- Koop iş sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin bazı hükümlerinden faydalanamayacağı yönünde protokol düzenlendiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, taraflar arasındaki iş ilişkisinin belirli süreli iş sözleşmesine dayandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin belirli süreli olup olmadığı ve dolayısıyla davacı işçinin iş güvencesi kapsamında bulunup bulunmadığı ile iş sözleşmesinin feshinin geçerli veya haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktalarında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışması gerekir. 4857 sayılı Kanunun 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir....
gereken iş arama izinlerinin kullandırılmadığını ve çalıştırılmaya devam edildiğini, 4857 sayılı Kanun'un 27. maddesi ve Toplu İş Sözleşmesinin 12/C maddesine göre davalı işverenin davacı işçiye yeni iş arama iznini vermek mecburiyetinde olduğunu, işverenin; iş arama izin ücretini %100 zamlı olarak ödemesi gerektiğini iddia ederek iş arama izin ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
gereken iş arama izinlerinin kullandırılmadığını ve çalıştırılmaya devam edildiğini, 4857 sayılı Kanun'un 27. maddesi ve Toplu İş Sözleşmesinin 12/C maddesine göre davalı işverenin davacı işçiye yeni iş arama iznini vermek mecburiyetinde olduğunu, işverenin; iş arama izin ücretini %100 zamlı olarak ödemesi gerektiğini iddia ederek iş arama izin ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
gereken iş arama izinlerinin kullandırılmadığını ve çalıştırılmaya devam edildiğini, 4857 sayılı Kanun'un 27. maddesi ve Toplu İş Sözleşmesinin 12/C maddesine göre davalı işverenin davacı işçiye yeni iş arama iznini vermek mecburiyetinde olduğunu, işverenin; iş arama izin ücretini %100 zamlı olarak ödemesi gerektiğini iddia ederek iş arama izin ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Toplu iş sözleşmesi birden fazla bölge müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsadığı hallerde itiraz Ankara’daki iş mahkemesine yapılır. İşletme toplu iş sözleşmesi için itiraz, işletme merkezinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesine yapılır. İtiraz dilekçesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına veya ilgili Bölge Müdürlüğüne kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir....
Toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi; toplu iş sözleşmesi yapma ehliyetine sahip taraflardan birinin sözleşmenin diğer tarafını toplu iş sözleşmesi imzalatmak amacıyla toplu iş görüşmesine çağırabilmek yetkisini ifade eder. Toplu İş Sözleşmesi, ehliyeti olmayan kişi ve kuruluşlarca yapılamaz. Keza aynı iş yerinde aynı dönemde birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz. Yetki olmadan yapılan Toplu İş Sözleşmesi kendiliğinden ve kesin olarak geçersizdir. Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmanın temel koşulları Toplu İş Sözleşmesinin uygulandığı işyerinde çalışır olmak ve 2822 sayılı Yasanın 9/1 maddesi gereğince (daha sonra yürürülüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Mad. 39.) Kanunu işverenin faaliyet alanı kapsamına giren işkolundaki sendikaya üyeliğin gerçekleşmesidir. Bir işçi çalıştığı işyerinin kapsamına giren işkolunda ki bir sendikaya üye olabilir. Bu kural mutlak emredici bir kuraldır....
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 5521 sayılı Yasanın 1.maddesinde; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş aktinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. 10.06.2003 tarihinde yürürlüğü giren 4857 sayılı İş Kanunun 4/f maddesinde 1475 sayılı İş Kanunundan farklı olarak "iş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere çıraklar hakkında iş kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı, 77/son maddesin de ise; iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tüzük ve yönetmeliklerde yer alan hükümlerin, işyerindeki çıraklara ve stajerlere de uygulanacağı bildirilmiştir." 5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasası 1.maddesine göre iş yasasına dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görüleceğinden çıraklarla ilgili 4857 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden sonra gerçekleşen iş kazası ve meslek hastalığına dayanan tazminat davalarına da İş Mahkemelerince bakılacaktır...
Kanunu'nun 6. maddesinde, “Toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe hizmet akitleri toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. Hizmet akitlerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır. Hizmet akdinde düzenlenmeyen hususlarda toplu iş sözleşmesindeki hükümler uygulanır. Toplu iş sözleşmesinde hizmet akitlerine aykırı hükümlerin bulunması halinde hizmet akdinin işçi lehindeki hükümleri geçerlidir.” hükümleri bulunmaktadır. 07.11.2012 tarih ve 28460 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 18.10.2012 tarih ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 36. maddesine göre de, toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe iş sözleşmeleri toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. İş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır....