davalı Kurumun tahakkuk ettirdiği fark prim borcu ve gecikme zammı ile gecikme cezasına itiraz edilmiş olması nedeniyle Kurumun belirlediği fark işçilik oranını kesinleşmediği anlaşılmaktadır....
Her ne kadar davacı tarafça iptali talep edilen ödeme emri ile fark işçilikten kaynaklı prim alacağının mal edildiği dönem olan 2002 yılının 7 inci ayında asgari işçilik tespiti ve buna bağlı prim tahakkuku ve tahsiline ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktaysa da, Yargıtay 10.Hukuk Dairesi'nin 2010/3090 E - 2011/12528 K sayılı ve 27.09.2011 tarihli kararında, "Dairemiz Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası, yasal dayanağı ortadan kalktığı için Kurumun asgari işçilik tespiti ve buna bağlı olarak prim tahakkuk ve tahsili yönüne gidemeyeceği yönünde kararlar vermiş ise de; Hukuk Genel Kurulu'nun yasal boşluğun Türk Medeni Kanunu'nun 1. maddesi gereğince hakim tarafından doldurulması gerektiğine ilişkin kararlarını dikkate alarak yasal boşluk döneminde de mevcut yasa kuralları doğrultusunda Kurumun asgari işçilik miktarını belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varmış ve Yargıtay içtihadı bu yönde oluşmuştur....
Mahkemece bozma sonrası davanın kabulüne dair verdiği kararın kurum tarafından temyizi üzerine çoğunluk görüşü ile “bozmaya uyulduğu, bozma gereği “asgari işçilik oranının % 25 eksiği uygulanmak suretiyle işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının belirlenmesinin "ön değerlendirme" aşamasına özgü olup müfettiş incelemesi yapılması veya uyuşmazlığın yargı önüne gelmesi halinde artık asgari işçilik oranının %25 eksiği uygulanmak suretiyle asgari işçilik tutarının belirlenmesinin mümkün olmadığı, somut olayda, uyuşmazlığın yargı önüne gelmesi nedeniyle işverenin malzemeli ve salt işçilikli ödemeleri de gözetilerek gerçek bir asgari işçilik uygulaması yapılması gerekeceğinden, bu aşamadan sonra asgari işçilik oranının % 25 eksiği ile nazara alınması mümkün olmadığı, halde bilirkişinin % 4 asgari işçilik oranının % 25 eksiği olan % 3 oranı üzerinden fark işçilik hesabı yapması usul ve yasaya aykırı olduğu, buna göre kurumca % 5,5 asgari işçilik oranına göre belirlenen asgari işçilik...
Mahkemece bozma sonrası davanın kabulüne dair verdiği kararın kurum tarafından temyizi üzerine çoğunluk görüşü ile “bozmaya uyulduğu, bozma gereği “asgari işçilik oranının % 25 eksiği uygulanmak suretiyle işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının belirlenmesinin "ön değerlendirme" aşamasına özgü olup müfettiş incelemesi yapılması veya uyuşmazlığın yargı önüne gelmesi halinde artık asgari işçilik oranının %25 eksiği uygulanmak suretiyle asgari işçilik tutarının belirlenmesinin mümkün olmadığı, somut olayda, uyuşmazlığın yargı önüne gelmesi nedeniyle işverenin malzemeli ve salt işçilikli ödemeleri de gözetilerek gerçek bir asgari işçilik uygulaması yapılması gerekeceğinden, bu aşamadan sonra asgari işçilik oranının % 25 eksiği ile nazara alınması mümkün olmadığı, halde bilirkişinin % 4 asgari işçilik oranının % 25 eksiği olan % 3 oranı üzerinden fark işçilik hesabı yapması usul ve yasaya aykırı olduğu, buna göre kurumca % 5,5 asgari işçilik oranına göre belirlenen asgari işçilik...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı resen yapılan prim tahakkunun iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının davalı Kurumca eksik işçilik bildirimi nedeniyle tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı toplamı 22.251,00 TL borçlu olmadığının tesbiti ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, şirketin eksik işçilik indiriminde bulunduğu gerekçesiyle kurumca tahakkuk ettirilen ek prim ve gecikme cezasının iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere, bozma ilamına uygun işlem yapılmasına göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.Dava, davacı şirketin eksik işçilik bildiriminde bulunduğu gerekçesiyle davalı Kurumca tahakkuk ettirilen ek prim ve gecikme cezasının iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, eksik işçilik bildirimine dayalı prim ve gecikme zammı tahakkuku işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
tanığın ise davalı işverenle husumetli olduğu, bu kapsamda, uyuşmazlığı çözümleyecek nitelikte olmayan tanık beyanlarının ispat vasıtası olarak dikkate alınmasının yerinde olmadığını, davacının iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın istifa nedeniyle sona erdiğini, istifa ile iş akdini tek taraflı olarak ve bildirimsiz fesheden davacının kıdem tazminatına hak kazanma olanağının bulunmadığını, müvekkile ait işyerinde prim esasına göre çalışma yapılmadığını, müvekkil işverenlikte prim ödemesi şeklinde bir teamül bulunmadığı gibi, davacı ile müvekkil işverenlik arasında prim usulüne göre çalışmaya ilişkin bir sözleşme de bulunmadığını, davacı işçi tarafından prim iddialarına yönelik olarak herhangi bir yazılı delil veya sözleşmenin de dosyaya sunulmadığını, prim usulüne göre çalışma yapıldığına ilişkin ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, prim usulüne göre çalışma yapıldığının tanık beyanı ile ispatlanmasının da mümkün olmadığını, Yargıtay'ın görüşünün de bu yönde olduğunu, bilirkişi...
Bu aşamadan sonra yapılacak işlemler ve araştırma; işverene ilişiksizlik belgesi vermeye değil Kurumun prim alacağını tahsile yöneliktir. Kurumun ön değerlendirme aşamasından inceleme aşamasına geçmesi halinde fark işçilik tutarı, fark prim ve gecikme cezasının miktarı, asgari işçilik oranı değişebildiği gibi ön değerlendirme aşamasında yapılan işlemler ve belirlenen fark işçilik tutarı kesinleşmediğinden bu aşamadan sonra uyuşmazlık konusu Kurum müfettişince belirlenen fark işçilik tutarıdır. Bu nedenledir ki dosya kapsamına göre ön değerlendirme aşamasında Kurumun eksik işçilik tutarına dair işleminin kesinleşmediği anlaşılır ise Kurum müfettişince hazırlanan asgari işçilik inceleme raporu ve ekleri getirtilerek taraflar arasındaki uyuşmazlığın doğru bir biçimde belirlenmesi gerekir....
Davalı iş yerinde kıdeme teşvik primi uygulaması olup olmadığı, davacının bu alacağa hak kazanıp kazanamadığı uyuşmazlık konusudur. Dinlenen her iki taraf tanık beyanlarından iş yerinde 10 yıllık kıdemini dolduran çalışanlara 1.000,00 USD karşılığı Türk Lirası prim ödendiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça davalı iş yerine ait olduğu ileri sürülerek dosyaya sunulan ve davalı tarafça bir itiraza uğramayan ücret bordrolarında da çalışanlara bu primin ödendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yazılı sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmamakta ise de, bu primin işyeri uygulaması haline geldiği açıktır. Her ne kadar bir tanık bu primin 20 Aralık 2018 tarihinde kaldırıldığını beyan etmiş ise de, iş yeri uygulaması haline gelen bu alacağın kaldırılmasının 4857 sayılı yasanın 22....