Mahkemece, bu yönler gözardı edilerek, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-Kabule göre, nama ifaya izin kararının hüküm fıkrasında, eksik ve ayıplı iş kalemlerinin her birinin ve tespit edilen masraf bedelinin ayrı ayrı gösterilmesi ya da bilirkişi raporuna atıf yapılması ve bağımsız bölümün satış değerini sınırlayan herhangi bir kayıt ve süre koymadan satışa izin ve yetki verilmesi gerekirken, HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olarak, infazda tereddüte yer verecek şekilde genel ifadelerle nama ifaya izin verilmesi ve bağımsız bölümün "130.000,00 TL bedelden az olmamak üzere satışı" şeklinde hüküm kurulması da doğru olmamıştır....
Mevsimlik ve kampanya dönemlerinde çalışan davacının bu dönemler için yıllık ücretli izin alacağı talep etmesi mümkün değildir (Dairemizin 2007/15724 E., 2007/37875 K. nolu emsal durumdaki kararları da bu yöndedir). Bu nedenle yıllık ücretli izin alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.Somut olayda; davalı tarafça yıllık izin defteri veya eşdeğer bir belge sunulmamış, bilirkişi raporunda; davacının 6 yılı aşkın çalışması nedeni ile hak kazanmış olduğu yıllık izin ücreti toplam 90 gün üzerinden hesaplanmış, işverence yapılan yıllık izin ücreti ödemesi hesaplanan alacaktan mahsup edilmiştir. Mahsup işlemi yerinde ise de, davacının 6 yılı aşkın çalışma dönemi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığının kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır....
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren başlar. İş sözleşmesinin işverence feshedilmesi halinde 17. maddede belirtilen yasal ya da arttırılmış bildirim önelleri ile 27. madde uyarınca işçiye verilmesi gereken iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe girmez. Kanundaki bu düzenleme karşısında işçi tarafından ihbar önelli fesih halinde bildirim öneli ile yıllık izin süresinin iç içe girebileceği kabul edilmelidir. Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Sözleşmenin feshi anı, yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak Kanunda belirtilmiştir....
sürülerek, Ön İzin Sözleşmesi kapsamında 3 yıllık sürede yatırılan kesin teminat ile ön izin hakkı bedellerinin tarafına iadesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır....
Evlenmesine izin istenilen Buse Nur İrez duruşmadaki beyanında; "Ben okula gitmiyorum. Ferhat Kısaç ile görüşüyorum ve evlenmek istiyorum. Evliliğin sorumluluklarını yerine getireceğime inanıyorum. Ferhat'ı çok sevdiğim için onu kaybetmekten çok korkuyorum. Evlenmeme izin verilmesini talep ediyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ''davanın reddine" karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, alınan rapor gereği küçüğün evlenmesinin uygun olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken takdir sınırlarının aşılarak davanın reddine karar verilmesinin kanun ve içtihatlara aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava TMK'nın 124/2.madde gereğince küçüğün evlenmesine izin verilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir....
Evlenmesine izin istenilen Buse Nur İrez duruşmadaki beyanında; "Ben okula gitmiyorum. Ferhat Kısaç ile görüşüyorum ve evlenmek istiyorum. Evliliğin sorumluluklarını yerine getireceğime inanıyorum. Ferhat'ı çok sevdiğim için onu kaybetmekten çok korkuyorum. Evlenmeme izin verilmesini talep ediyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ''davanın reddine" karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, alınan rapor gereği küçüğün evlenmesinin uygun olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken takdir sınırlarının aşılarak davanın reddine karar verilmesinin kanun ve içtihatlara aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava TMK'nın 124/2.madde gereğince küçüğün evlenmesine izin verilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir....
Ancak dosya içerisinde vasinin TMK'nun 462. maddesi gereğince vesayet makamından dava açmak için izin aldığına dair husumete izin kararı bulunmamaktadır. Davacı vasisine vesayet mahkemesince verilen husumete izin kararı varsa temin edilerek dosyaya eklenmesi, husumete izin kararı alınmamış ise davacı vasisine husumete izin kararı alıp dosyaya ibraz etmesi için süre verilmesi ve izin kararını ibraz etmesi halinde dosya içerisine konularak gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Toprak Mahsulleri Ofisi Beyşehir Ajans Amirliği’nin 27.10.2011 tarihli yazısında, sanığın haşhaş ekim izni olmadığı belirtilmiş ise de sanığın haşhaş ekimi için izin aldığını ileri sürmesi ve 28.10.2010 tarihli dilekçesine ekli 30.11.2010 tarihli haşhaş ekimi ve kapsül üretimi izin belgesini ibraz ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın ekim izin belgesi getirtilerek, izin belgesinin geçerli belge niteliğinde olup olmadığı, geçerli ise sanığın haşhaş ektiği alanın izin belgesinde yazılı alan olup olmadığı ya da izin verilen alandan başka yere ekip ekmediği, ekimin yapıldığı taşınmazlar başında bilirkişi marifetiyle tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 24.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çocuğun vesayet altına alınarak evlat edinilmesine izin verilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, cami bahçesine terkedilen çocuğun ... 6. Çocuk Mahkemesince koruma altına alındığı, eldeki davanın ... için vasi tayini ve evlat edinilmesine izin verilmesi istemi olduğu anlaşılmaktadır. 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının ikinci kitabının üçüncü kısmında yer alan 397. maddesinin 2. fıkrasında "vesayet makamı Sulh Hukuk Mahkemesi, denetim makamı Asliye Hukuk Mahkemesidir" hükmü yer almaktadır. Türk Medeni Yasasının 463. maddesi ise, vesayet altındaki kişinin evlat edinmesi veya evlat edinilmesinin vesayet makamının izninden sonra denetim makamın da iznine tabi olduğu hükmünü içermektedir....