Borçlu itirazın iptali davası açılmamış iken itirazına konu borcu kısmen veya tamamen öderse ödeme tutarında alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacağı ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı olamayacağı açık olduğu gibi, icra inkar tazminatı niteliği gereği itirazın iptali davası sonucunda davanın kısmen veya tamamen kabulüne karar verilmesi koşuluna bağlı olarak hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat olup, takibe konu borcun dava tarihinden önce ödenmesi halinde alacaklının Ödenen kısım yönünden dava açmakta hukuki yararı olmayacağından ödenen tutar gözönüne alınmadan, borca itirazın tümüyle iptali istemiyle açılan dava, ödenen kısım yönünden reddedileceğinden, bu kısım için de alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilemeyecektir....
İİK.’nun 67/1. maddesine göre, alacaklı itirazın iptali davasını, itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir. Buradaki bir yıllık hak düşürücü sürenin, borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (tefhim v.s) öngörülmemiştir. Somut olayda, davalı borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın davacı alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin her hangi bir bilgi veya belge icra takip dosyasında bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, İİK.’nun 67/1. maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin henüz işlemeye başlamadığı ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
İcra Müdürlüğünün 2014/1223 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalı tarafından borca ve takibe itiraz edilerek icra takibinin durduğu, itirazın iptali ve takibin işleyecek faiziyle devamı, % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istenilmiş, mahkemece; Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2004/1784 Esas - 2004/4153 Karar sayılı ilamında “İİK'nın 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamayacağı gibi, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklı aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacaktır. Davacı alacaklının 14.1.2003 tarihinde aynı alacakla ilgili olarak yaptığı ikinci icra takibine karşı yapılan itirazın iptali için açılan dava dinlenemez. Bir yıllık süreyi geçiren alacaklının, genel hükümlere göre zamanaşımı süresi içinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır (İİK. madde 67/V)....
İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz. Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır. İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir. İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır....
Bir yıl içinde itirazın iptali davası açılması ile derdest olan ve itiraz ile durmuş bulunan icra takibi iptal edilmiş olmaz; bilâkis, takip durmakta devam eder. Davayı kazanan alacaklı, mahkemeden alacağı ilâm ile itiraz üzerine durmuş olan ilamsız takibe devam edilmesini (haciz) isteyebilir. Dava devam ettiği sürece, bir yıllık haciz isteme süresi işlemez (Kuru, s. 255). Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de, itirazın iptali davası açabilir. Gerçekten de alacaklı, itirazın iptali (İİK, m. 67) veya kaldırılması (İİK, m. 68-68a) yoluna başvurabilmek için, ödeme emrine itiraz edildiğinin kendisine tebliğ edilmesini beklemek zorunda değildir. Ne var ki, bir yıllık itirazın iptali davası açma süresi ve altı aylık icra mahkemesine başvurma süresi, itirazın alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (İİK, m 67/I) ( Yavuz, N: İtirazın İptali ve Tahsil (Eda) Davası, Ankara 2007, s.168)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali ve Vekalet Ücreti Alacağı Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davası ile "vekalet ücretine" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı tarafından, itirazın iptali davasında verilen hükme yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, itirazın iptali isteğine ilişkindir. İtiraza uğrayan icra takibi 149.45 TL alacağın tahsili ile ilgilidir. Mahkemece, itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiştir. Takibe konu alacak miktarı 149.45 TL olup, karar tarihi itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altındadır. Başka bir ifade ile karar verildiği anda kesin olup, temyizi kabil değildir. Davalının temyiz talebinin bu sebeple reddine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali ve tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın iptali, %40 icra tazminatı ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın iptaline ve %40 icra tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, itirazın iptali istemi yanında kiralananın tahliyesi isteminde de bulunduğu halde mahkemece bu istem konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Nitekim, aynı Kanun'un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. ./.. -2- Ancak, somut olayda; her ne kadar davalının itirazın davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair dosyada bir evrak bulunmadığı anlaşılmakta ise de, davalının icra dosyasına vaki itiraz tarihinin 07.09.2007 olduğu, davacının eldeki davadan önce, aynı konuya (aynı icra takibine) ilişkin olarak, ...Mahkemesi'nde 31.10.2007 tarihinde yine itirazın iptali davası açtığı ve ...Mahkemesi'nin ... Karar sayılı ilamı ile davacı tarafça takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Dava, İİK.nun 67.maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır. İİK.nun 67.maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde itirazın iptali davası açabilir. Bu süre hakim tarafından doğruca araştırılır. İtirazın iptali davası bu bir yıllık süre içinde açılmamış ise sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi zorunludur. İtirazın iptali davasından önce açılmış itirazın kaldırılması davası ise bir yıllık süreyi kesmez. Somut olayda, davacının 5.9.2003 tarihinde itirazın kaldırılması davası açtığı, bu davanın 15.10.2003 tarihinde reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının itirazın kaldırılması davasını açtığı tarihte davalının icra takibine itirazını tebliğ aldığı ve ancak İİK.nun 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süreyi geçirdikten sonra 16.12.2004 tarihinde itirazın iptali davasını açtığı gözden kaçırılarak işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz. Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır. İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir. İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır....