Hal böyle olunca, malların ayıplı olmadığı kabul edilmiş, bedelinin ödenmesi gerektiği belirlenmiştir. Takibin -------------- devam etmesi gerektiği nazara alınarak; Davanın Kabulü ile, davalının ---------dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip şartlarındaki hali ile aynen devamına karar vermek gerekmiş; Davacının inkar tazminatı talep ettiği, satışın faturaya dayalı satış olduğu, bu nedenle likit olduğu, itirazın haksız olması nedeniyle de asıl alacağın takip tarihindeki TL bedeli üzerinden inkar tazminatı hükmetmek gerektiği, bunun da --------- olduğu mahkememizce belirlenmiş ve aşağıdaki karar tesis olunmuştur....
GEREKÇE: Dava, sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK'nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Davalının davacıdan 84.960-TL karşılığında bir adet plastik tüp dolum makinesi ve 3.068-TL regülatör satın aldığı ve teslimin gerçekleştiği, davalı tarafından davacıya peşin olarak 40.000-TL ödendiği hususu ihtilaf dışı olup davacı tarafından bakiye 48.028-TL alacak için icra takibine girişilmiştir. Davalı tarafından icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmiş olup davada ise davacı tarafından teslim edilen malın ayıplı olduğu ileri sürülmüştür. Mahkemece, ayıp iddiasıyla ilgili ispat yükünün davalının üzerinde olduğu, makine üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı tarafça ayarların yapılmasına izin verilmemesi nedeniyle davalının ayıp iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Dava, davalı tarafından satışı yapılan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak; bedel iadesi istemine ilişkin olup, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince; tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunu anlaması halinde satıcıdan, ayıpsız misliyle değişim ya da verilen bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını isteyebilir. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya bakılacak olursa; davacının aracının ayıplı olduğuna ilişkin iddiası kapsamında mahkemece araç üzerinde konusunda uzman bilirkişi ile keşif yapılıp rapor tanzimi sağlanmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; aracın şanzımanında seyir halindeyken sürtünme sesi meydana geldiği, özellikle yüksek tork ürettiği 1.2. ve 3. viteslerden mevcut sesin daha bariz işitildiği, söz konusu arızanın üretimden kaynaklı bir hata olduğu, kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı tespit edilmiştir....
'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, satın alınan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davalı vekili, cihazın kullanım hatasından dolayı arızalandığını, 20.08.2010 tarihli servis raporuna göre cihazın ana karta gelen su nedeniyle bozulduğunun tespit edildiği, cihazın ana kartının Türkiye’de tamir edilemeyeceğinden ana kart değişikliği için Alman şirketinden teklif alınacağının alıcıya bildirildiği, ancak davacının cihazı yurt dışına göndermek için hiçbir bedel ödemek istemediğini, ana kartın ücretsiz değiştirilmesini talep ettiğini problemin de buradan kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili, davacıdan alınan malların bir kısmının ayıplı çıkması nedeniyle 06.04.2010 tarihli protokol düzenleyerek ödenecek bedelin %10'unun ayıplı çıkan malların tamirinden veya yenisi ile değiştirilmesinden sonra ödeneceği hususunda anlaşma yapıldığını, davacının ayıplı malları değiştirmediğini, davalıya 21.06.2010 tarihinde ihtarname çektiğini, belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı, protokol ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, davalının takibe yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 5.000,36 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip ve dava konusu fatura bedellerinin ödenmediği, davalının davacıya bakiye 4.543.10 YTL borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, takibin 8051 USD karşılığı olan 4.543.10 YTL' lik kısmına yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, fazla istemin reddine, davalının % 40 tazminattan sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı savunmasında, malların ayıplı olduğunu, davacı şirket temsilcisinin malların ihraç edildiği Romanya' ya kadar gelerek ayıbı görüp kabul ettiğini, bu sebeple satıma konu mal bedelinden kesinti yapılarak bakiye kısmın ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalının bu savunması davacı tarafından kabul edilmediğinden, davalının ayıba yönelik iddiasına ilişkin delilleri irdelenip değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir....
Verilen süre içerisinde davalı asil tarafından herhangi bir itiraz sunulmamış olup tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda ; Bilirkişi tarafından davacı kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacının, davalıdan --------- alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Alınan beyanlardan da anlaşılacağı üzere, taraflar arasında ticari ilişki, davaya konu fatura ve içerikleri konusunda ihtilaf olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın, faturaya dayalı malların, daha önce teslimi yapılmış olan ayıplı mallara karşılık bedelsiz olarak verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. Faturaya dayalı malların teslimi neticesinde davacının, TTK' nun 20 maddesi gereğince ücret isteme hak ve yetkisinin olduğu karinedir. Alınan malın ayıplı olması halinde, durumun, satıcıya bildirilmesi gerektiği TTK' nun 23. maddesinde düzenlenmiştir. Davalı, ayıp itirazında bulunmasına rağmen, ihbar külfetini yerine getirdiğine dair ispata elverişli herhangi bir belge sunmadığı görülmüştür....
TKHK'nın ispat yükü başlıklı 10. maddesinde "(1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır." düzenlemesi vardır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek ürünlerin iadesi ile ayıplı malın bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin davadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle;davanın kabulüne, Davaya konu mobilya takımının ayıplı olduğunun tespiti ile, satış bedeli olan 14.500,00- TL'nin ayıplı malın davalıya iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ayıplı ürünlerin (davacıya hiç teslim edilmeyen 6 adet yemek masası sandalyesi hariç) masrafı davalıya ait olmak üzere davacı tarafından davalıya iadesine karar verilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir....
Yukarıda da izah edildiği üzere, taraflar arasında malın teslim edilip teslim alınmadığı hususunda bir ihtilafın bulunmadığı, davalı tarafın malın teslim aldığını kabul ettiği ancak ayıplı olduğunu iddia ettiği, bu hususta ispat edilememiş olduğundan; davacının alacağını ispat ettiği, davada işlemiş faize ilişkin bir talebin bulunmadığı, alacağın likit olduğu, davalı itirazının haksız olduğu mahkememizce kabul edilmekle; Sadece asıl alacağa yapılan itirazın iptali yönünden açılan itirazın iptali talebinin KABULÜ ile; davalının ----- dosyasına yapmış olduğu itirazın sadece asıl alacak yönünden iptali ile takibin sadece asıl alacak olan----- üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren bu miktara yıllık %9,75 avans faiz uygulanmasına, davalının İİK 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın % 20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine karar verilerek, aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir....