İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "Tüm dosya kapsamına göre, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte, davacı borçlu tarafından itfa itirazında bulunduğu ancak ödemeye esas resmi belge niteliğindeki dekontta ödemelerin takip dayanağı bonoya ilişkin olduğuna yönelik bir açıklama bulunmadığı, mahkememizin İİK 169/a maddesi uyarınca resmi veya imzası alacaklı tarafça inkar edilmemiş belge sunulması halinde inceleme yapılabileceği, her ne kadar dekont sunulmuş ise de; dekontta açıklama olarak sadece ''ödmee'' ibaresinin bulunduğu, bu ödemenin takip dayanağı bono için yapıldığına yönelik iddianın genel mahkemede yargılama gerektirdiği, bu şekilde davacı tarafın itfa itirazı, sunulan belgelere göre yerinde görülmediğinden davacının itfa itirazının reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti, yetki itirazı ve borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 168,169 ve 169/a maddeler, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlu vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacı borçlu taraf, borca yönelik itirazını İİK. 'nun 169/a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgeler ile ispatlayamamıştır. Sınırlı inceleme yetkisine sahip İcra Mahkemesinde görülen borca itiraz davasında, ceza soruşturması ve menfi tespit davasının sonucu bekletici mesele yapılamayacağı gibi, ileri sürülen sair hususlar da tartışma konusu yapılamaz. Açıklanan nedenlerle davacının kambiyo senedi vasfına yönelik şikayeti ile imzaya ve borca itirazının reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline karşı açılmış bu davanın konusu itibariyle takibin iptali davası olup İİK'nın 71. maddesi ile düzenlendiğini, öncelikle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, İİK md. 71 hükmünün ''Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.'' şeklinde olduğunu, madde metninden anlaşıldığı üzere takibin iptalini isteyebilmenin ön koşulunun itfa yahut alacaklı tarafından mehil verildiğinin ispatı olduğunu, borçlunun borcunu itfa ettiğini bu belgelerden başka bir delil ile ispat edemeyeceğini, ancak davacının delil olarak sunabileceği sayılan belgelerden hiçbirinin mevcut olmadığını, açıklanan sebeplerle kötü niyetli olarak açılmış takibin iptali davasının HMK'nın 114. maddesinde sayılan dava şartı olan...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, ilamlı icra takibine yönelik şikayete ve itfa iddiası ile icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK.'nun 33/1- 2. Maddelerinde; " İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır....
Mahkememizin 26/11/2020 tarihli celsesi 4 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 18/04/2021 tarihli raporunda özetle; ''SONUÇ ve KANAAT: 1-Davalı ... (...) 31.03.2017 tarihinde ihraç ettiği 20.000,000,00-TL nominal değer tutarındaki 545 gün vadeli özel sektör tahvilinin 28.09.2018 tarihinde yapılması gereken anapara ödemesini yerine getirmediği, bu ilk ödeme gecikmesi nedeniyle (diğer davalılar kefil sıfatıyla dahil edilerek) yapılan 15.10.2018 tarihli itfa sözleşmesi gereği 31.05,2019 tarihinde yapılması gereken anapara ödemelerinin yine yerine getirilmemiş olduğu nazara alındığında, davalıların TBK'nun 117 m. ve TTK'nun 10 m. hükmü uyarınca 31.05.2019 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş sayıldıkları, 2-Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Alacakları: Alacak kalemleri Talep edilen Hesaplanan Talep edilmesi gereken Asıl alacak 2.000.000,00 2.000.000,00 2.000,000,00 İşlemiş itfa sözleşmesi faizi 510.137,00...
Bu durumda mahkemece takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre, İİK'nın 33/2. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 355 ve 353/1- b-2. bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile İİK'nın 33/2. maddesi uyarınca davacı yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına, davalının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İstanbul Anadolu 21. İcra Hukuk Mahkemesi'nin, 2020/275 Esas - 2021/82 Karar sayılı, 02/02/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 1- Şikayetin KABULÜNE, İstanbul Anadolu 21....
İİK 170/b yollamasıyla İİK 71. maddesi uyarınca, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini, yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. İçerisinde davaya konu İst. And. 17. İcra Müd.nün 2018/4677 Esas sayılı dosyasının da olduğu icra dosyalarındaki borçlara karşılık davalı/alacaklı ile davacı/borçlu arasında "Borç Tasfiye Protokolü" başlıklı protokolün imzalandığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesine açtığı 2022/377 Esas sayılı davada ileri sürüldüğünden yeniden inceleme yapılamayacağı, davacıya haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceği ibra sözleşmesi gereği itfa nedeniyle borcun bulunmadığı iddiasının genel mahkemede açılacak menfi tespit davasının konusu olduğu, icra müdürlüğünce haciz ihbarnamesi gönderilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 71/2. maddesinde; “borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikine her zaman icra mahkemesinden isteyebilir” düzenlenmesine yer verilmiştir....
İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, borçlunun dayandığı 06.02.2013 tarihli ibraname başlıklı belge haricen düzenlenmiş adi nitelikte bir belge olup, temlik tarihinden önce icra dosyasına da ibraz edilmemiştir. Taraflarca her zaman düzenlenmesi mümkün olan bu nitelikteki belge, temlik alacaklısı tarafından da kabul edilmediğinden İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilemez. Dosya alacağını temlik ederek alacaklı sıfatı kalmayan ... tarafından ibra belgesi altındaki imzanın kabul edilmesi ise, sözü edilen bu belgenin İİK’nun 71. maddesinde öngörülen nitelikte takibin iptal ve talikini sağlayan itfa belgesi olduğu sonucunu doğurmaz....