İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacının takibe konu bonoların keşideci-borçlusu olduğu, davacının bonodaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit - istirdat isteminde bulunduğu, mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin 21.10.2021 tarihli raporu ile bonolarda davacı adına atılı imzanın davacı eli ürünü olmadığı anlaşıldığından; ilk derece mahkemesince davacının menfi tespit ve istirdat isteminin kabul edilmesinde isabetsizlik yoktur Ancak; somut olayda bonoların davalı alacaklıya bonoların lehtarı ... tarafından ciro edildiği, davalının bonoların hamili durumunda olduğu, davalının lehtardan önceki borçlular yönünden imzaların sıhhatini bildiği konusunda bir delilin de bulunmadığı gözetildiğinde mahkemece davacının kötüniyet tazminatı isteminin...
Mahkemece, bonoların araç üzerinde ekipman yeniliği sağlanması için verildiği, ancak araç üzerinde ekipman yeniliği sağlanmadığı için bonoların bedelsiz kaldığı, davacıların bu bonolardan dolayı davalı tarafa borçlu olmadıkları, ödemiş oldukları bedeli davalıdan almaları gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, .... vekili sıfatı ile ..... tarafından imzalanan davalı ..... lehine düzenlenen senetler sebebiyle menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Dava konusu senetler .... tarafından vekil sıfatı ile imzalanmış olduğundan ....’ın şahsi sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu senetler sebebi ile menfi tespit isteminde bulunma hakkı senet borçlusu ...’ya ait olacaktır. Ayrıca diğer davacı ....’ın senetler üzerinde borçlu sıfatı ile imzası bulunmadığından davacılar .... ve ....’ın bu davayı açmakta aktif dava ehliyetleri yoktur....
İstirdat davasının şartlarının oluşması için: 1- Borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi, 2- Ödemenin iadesi mümkün bir alacak sebebi ile yapılmış olması, 3- Ödemenin icra takibinden sonra yapılmış olması, 4- Ödemenin icra takibi kesinleştikten sonra ve icra tehdidi altında yapılmış olması, 5- Davanın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olması gerekir. 'Takip henüz kesinleşmeden ve borçlu henüz itiraz edebilecekken yapılan ödemenin' icra tehdidi altında yapılan bir ödeme olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta davacının, henüz icra takibi kesinleşmeden (icra takibine itiraz süresi içerisinde) takibe konu borcu ödememiş olması sebebi ile istirdat davası açabilmesi mümkün değildir....
Mah. tarafından bu bononun iadesi için bonoyu elinde bulunduran kişiye karşı bononun iadesi davası açılmak üzere tarafına 1 haftalık kesin süre verildiği ve bu şekilde eldeki davanın açılmış olduğu anlaşılmakla: mahkememizce ....İcra Dairesinin .......Esas sayılı takip dosyası ve takibe konu bononun suretleri dosyaya alınarak incelenmesi neticesinde davaya konu edilen bononun keşidecisinin ..... ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti olduğu lehtarının ..... Yatırım ortaklığı A.Ş. Olduğu, ..... Yatırım Ortaklığı A.Ş. tarafından ciro edilerek ..... Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti'ye verildiği ..... Gıda San ve Tic. Ltd. Şti tarafından da ciro edilerek ..... verildiği ve ..... tarafından bononun icraya konulduğu anlaşılmakla 6102 Sayılı TTK'nun bonoyu düzenleyen hükümlerinin incelenmesinde madde 778/1-a maddesinde ciroya ilişkin poliçenin 681 ile 690. Maddelerine atıf yapıldığı, 6102 sayılı TTK 686....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2021 NUMARASI : 2021/96 ESAS, 2021/472 KARAR DAVA KONUSU : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) KARAR : Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03/06/2021 tarih ve 2021/96 Esas, 2021/472 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353....
Dava tarihlerinde ve davaların yargılaması süresince davalılarda istirdadı kabil bir bono olmadığından ve talep bonoların istirdadına yönelik olup bonoların yargılama sırasında vs. ödenmesi halinde bedellerinin istirdadı yönünde bir talep, bir ıslah vs. de olmadığından ve böylelikle davacının davalıların elinde olmayan bonoların istirdadını istemesinde hukuki yararı olmadığından (böyle bir durumda talebin kabulü halinde infazı kabil bir karar verilmiş de olmayacağından) ve davalarda hukuki yarar varlığı ve infazı kabil karar verilmesi gerektiği hususları resen nazara alınması gereken dava şartlarındandırlar. Davalarda hukuki yarar olmadığı anlaşılmıştır. Davacının ikincil talebi; bonoların istirdadının uygun görülmemesi halinde davalıların davacıya borçlu olduğunun tespitine karar verilmesidir. İkincil talep; olumlu tespit davası niteliğindedir. HMK gereğince eda davası açılabilecek bir durumda olumlu tespit davası açılamaz....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik ilişkisi nedeniyle davalıya avans olarak her biri 25.000,00 TL bedelli iki adet bono verildikten sonra davalı tarafından sadece 16.058 TL'lik mal teslim edildiğini ve teslim edilen bu mal bedelinin de davalıya çek verilerek ödendiğini, davalı şirket yetkilisinin bahsedilen bonoları iade edeceğine dair imzalı taahhütname vermesine rağmen bonoların iade edilmediğini, davacının davalıya karşı cari hesap alacağının tahsili için açtığı alacak davasından sonra davalının davacıyı alacağından vazgeçirmek amacıyla 3 yıla yakın zamandır elinde tuttuğu bu bonoları takibe koyduğunu ileri sürerek anılan takip ve bonolar nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyalarına ödenen bedelin istirdatına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava...
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereği davalıya teslim edilen ve davalının uhdesinde bulunan bonoların iadesi için keşide edilen ihtarnamenin tebliğine rağmen bonoların iade edilmediğini iddia ederek, bonoların iadesi ile borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 04/09/2016 tarihinde davacı şirket yetkilisine e-mail yolu ile senetlerin iade edileceğinin bildirildiğini ve dava açılış saatinden önce davacı şirket yetkilisine bonoların iade edildiğini, bu sebeplerle davanın konusunun kalmadığını, dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama giderinden sorumlu olunmadığını, davalı lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece, dava konusu senetler ile aynı tanzim ve vade tarihlerini ve aynı meblağları içeren iki adet bononun davalı tarafça mal karşılığında en son imzalanan sözleşme çerçevesinde davacı şirketten teslim aldığının taraflar arasında ihtilaflı bulunmadığı, ihtilafın dava konusu bonolar ile mal karşılığında teslim edilen ve cari hesap ekstresinde iade edildiği belirtilen aynı tanzim ve vade tarihli aynı meblağlı bonoların aynı olup olmadığı noktasında toplandığı, davacıların bonoların aynı bonolar olduğunu ileri sürerken, davalı yanın farklı bonolar olduğunu önceki bonoların iade edilmesinden sonra bu bonoların elden nakit verilen borç para karşılığı düzenlendiğini savunduğunu, bu iddia ve savunma çerçevesinde ispat külfetinin davalıya ait bulunduğu, zira aynı tarihte tanzim edilmiş, aynı vadeyi ve meblağı içeren mal karşılığı teslim edilmiş senetler en son vade tarihi itibariyle iade edildikten sonra aynı tarihte aynı tanzim ve vade tarihlerini içeren aynı meblağlı bono verilmesi ticari...
ün beyanına itibar edildiği, davacının, davalıların birlikte hareketle ve kötü niyetle teminat senedini bile bile kullanmak suretiyle davacıyı dolandırmak ve bedelsiz olan bonoların tahsilini sağlamak amacıyla hareket edildiğini kanıtlar mahiyette olmadığı, davalıların davacı ile diğer davalı ... arasındaki ilişkiyi bildikleri ve bu doğrultuda kötü niyetle hareket ettiklerinin sabit olmadığı anlaşılmakla bu davalılar yönünden kanıtlanamayan menfi tespit-istirdat davasının reddine, davalı ... yönünden takip edilmeyen davanın HMK'nın 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. ../.....