TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 7326 sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırmadan faydalanmak amacıyla davadan feragat edildiği, ancak idarece yapılandırma talebi kabul edilmediğinden, davadan feragat iradesinin de başından itibaren geçersiz hale geldiği, irade bozukluğu kapsamında feragat iradesinde hata oluştuğundan, söz konusu feragat beyanının dikkate alınmaması gerektiği, bozma kararı öncesinde verilen istinaf kararı lehlerine olduğundan, hiçbir sebep yokken davadan feragat etmelerinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı, dolayısıyla başlangıçtaki feragat dilekçesinin yapılandırmadan yararlanmak amacıyla verildiğinin açık olduğu, bu hususun, davadan feragat dilekçesinin, yapılandırma başvurusunun yapıldığı tarihte verilmesinden de anlaşılabileceği, bu nedenle, söz konusu feragat beyanının davaya son veren taraf işlemi olarak kabul edilemeyeceği, feragat talebinden vazgeçme dilekçesi ve bu hususta sunulan belgeler de dikkate alınmak suretiyle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesi uyarınca...
Davacı vekili 22/04/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkilini davadan feragat etmesi için ikna ettiğini, feragatten sonra davalının eski tavırlarına devam ettiğini, müvekkilinin, davalının hile ve aldatması sonucunda davasından feragat etmiş olduğunun bariz olarak ortada olduğunu, davadan feragatın irade bozukluğu durumlarında iptal edilebilmesinin de mümkün olduğunu, HMK MADDE 311- (1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.” 311. maddesi şöyledir: “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” 3. Değerlendirme 1. Bozma kararı sonrası Mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen HUMK’un 429/2. maddesinin amir hükmü uyarınca, taraflar dinlendikten sonra bozma kararına uyulup uyulmayacağı konusunda bir karar verilebilecektir. Somut olayda, bozma kararının taraflara tebliğ edildiği, ancak bozma sonrası düzenlenen tensip zaptı uyarınca duruşma gününü bildirir davetiyenin davacıya tebliğ edilmediği, Mahkemece bozma kararına karşı davacının beyanı alınmadan bozma kararına uyulmasına karar verilerek sonuca gidildiği anlaşılmıştır. 2....
, aktarma ve elleçleme işlerini yapmak ve bu işler için gerekli tesisleri kurup işletmek olduğunu, feragat beyanının iptali taleplerinin irade fesadı hallerine dayandırılmaması sebebi ile feragat beyanının geçerli kabul edildiğini, davacı ve iş arkadaşlarının İsdemir Limanına girişinde kullandıkları kartların İsdemir tarafından toplanıldığını, kendileri hakkındaki davadan feragat etmeleri halinde kartlarının iade edilip işlerine devam edebileceklerinin belirtmeleri üzerine davacı ve çalışma arkadaşlarının İsdemir'e açılan davadan feragat ettiklerini, davacı ve çalışma arkadaşlarının iradelerinin korkutmayla fesada uğratıldığını, ikrah altındaki feragattan sonra gerçekleşen vakıaların feragata bir etkisinin olmadığını, emsal nitelikte Yargıtay kararları gereği feragat beyanının iptali ile yargılamanın esasına girilerek sonucuna varılması gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Bunlardan ilkini; davalı tarafından mahkemeye yöneltilmiş bulunan tek taraflı ve varması gereken bir irade beyanının mevcudiyeti oluşturur. Bu irade beyanının kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları doğurabilmesi mahkeme veya davacı tarafından kabul edilmesine bağlı değildir. Diğer bir koşul, davayı kabule ilişkin irade beyanının, kayıtsız, şartsız ve açık olması gereklidir (6100 s. HMK m. 309/4). Usul işlemleri kural olarak şarta bağlı olarak yapılamayacağından, şarta bağlı olarak bir kabul beyanında bulunulmuş ise, davalının bu beyanının davayı kabul olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Davalının, davanın kabulüne ilişkin davayı kabul eden irade beyanının, kayıtsız, şartsız olmasının yanı sıra, açık ve tereddüte yer vermeyecek bir biçimde kesin olmalıdır. Zımni olarak davayı kabul de mümkün değildir (Kuru, 3692-3694). Diğer taraftan, davalının kabule ilişkin irade beyanının davacının talep sonucunu konu alması gerekir....
Bu kapsamda; davanın feragat ile sona erebilecek davalardan olduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu, feragat beyanının açık, kayıtsız ve şartsız olduğu görüldüğünden, davadan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE 2-Feragat ilk celseden önce yapılmış olmakla 492 Sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesi uyarınca alınması gereken 59,30.-TL karar harcının 1/3'ü olan 19,76....
İş bu dava trafik kazası nedeniyle davalıya karşı açılan maddi tazminat davasıdır. 6100 sayılı HMK.'nın 307. maddesinde, "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş, Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....
İş bu dava trafik kazası nedeniyle davalıya karşı açılan maddi tazminat davasıdır. 6100 sayılı HMK.'nın 307. maddesinde, "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş, Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır. 310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir....
Dairece 22.01.2020 tarihli ve 2016/14384 E., 2020/314 K. sayılı kararıyla “...davacı, 26.01.2016 tarihli dilekçesi ile davasından feragat etmiş, Mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, temyiz dilekçesinde feragatin özgür iradesini yansıtmadığını, hile ve edimler arasındaki aşırı oransızlık nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçları doğar (HMK m.311). Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez) başka bir ifadeyle davacı, feragat beyanı ile bağlıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/66 Esasıyla açmış olduğu, tapu iptal ve tescil davasında, 28/06/2018 tarihinde davalıların, davacının iradesini sakatlayarak önce vekilini azletmesini sağladıklarını, akabinde aynı gün davacıyı mahkemeye götürerek kendileri tarafından yazılan feragat dilekçesine, davacı tarafından parmak bastırılmak suretiyle dosyaya sunulmasını sağladıklarını, tüm bu işlemleri davalıların, taşınmazı iade etmek üzere yaptıklarını söyleyerek davacıyı kandırdıklarını, feragat beyanının irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek feragatin iptali ile tapu iptal tescil talebinde bulunmuştur. Hemen belirtilmelidir ki, davacının, davasında feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer. Kesin hükmün, hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez) ; feragat ile bağlıdır....