AŞ'den satın aldığını, taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin davalı tarafça Nissa İnşaat AŞ arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle kurulduğunu, müvekkili taşınmazı satın alınca ipotek borçlusu konumuna düştüğünü, müvekkilinin konutun satışından dolayı dava dışı 3.şahıs Nissa şirketine tüm ödemeleri yaptığını ve herhangi bir borcu kalmadığını, yaptıkları araştırmada 2011 yılında konulan dava konusu ipoteğin asıl borçlusu Nissa İnşaat AŞ'nin davalı bankaya olan bütün borcunu ödediği ve ipoteğin konusuz kaldığını ancak davalı bankanın bütün ısrarlara rağmen ipoteği kaldırmamakta direndiğini, ipotek sözleşmesine göre borçlu şirket Nissa AŞ'nin bankaya borcu kalmadığı için ipoteğin kaldırılması gerektiğini, ipoteğin kaldırılması davasında ispat yükünün kural olarak davacıya ait olduğunu, bu kapsamda davacının ipoteğe ilişkin tescilin yolsuz olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davanın temelinin asıl borçlunun borcunu ifa etmesi olduğunu, ipoteğe konu borcun ifa edilmiş olmakla dava konusu ipoteğin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Dava, İİK m.72 uyarınca borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davacı vekili yargılama sırasında davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir. Menfi tespit davalarında borçlu tarafından İİK m.72/3 uyarınca ihtiyati tedbir kararı alınmadığı durumlarda İİK m.72/6 gereğince borç da ödenmişse davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda mahkemece fazla ödemenin tespiti halinde bu ödemenin istirdadına karar verilmesi gerekir. Mahkemece alınan 23.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının davadan sonra yaptığı ödemeler de dikkate alındığında 10.183,94 TL fazla ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Davalı vekilinin fazla ödeme miktarı yönünden bilirkişi raporuna karşı açık bir itirazı da bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacı tarafından davalıya yapılan fazla ödemenin istirdadına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2004/12027 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün 2003/1968 Esas sayılı dosyasına konu ipotek borcu ödenmediğinden ipoteğin fekki talebinin reddine, İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün 2003/1969 Esas sayılı dosyasında davacının 648.18.-YTL. asıl alacak ve takipten itibaren uygulanacak avans faizinden sorumlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla ödenen peşin harcın istek halinde iadesine, 05.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı banka ayrıca davacıya aynı noterlikten gönderdiği 20/02/2017 tarihli 02531 yevmiye numaralı ihtarname ile ipotekten kaynaklı 170.000,00 TL alacağın 3 gün içerisinde ödenmesini istemiştir. Davacı vekili; bu davada iki isteklerinin bulunduğunu, birincisinin; müvekkilinin genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti, ikinci isteğin ise; eş rızası olmadığı için geçersiz olan ipoteğin kaldırılması olduğunu, menfi tespit davasını davalı banka tarafından gönderilen ihtarname nedeniyle açtıklarını, genel kredi sözleşmesindeki imza müvekkiline ait olmakla birlikte bu sözleşmede de eş rızası olmadığı için müvekkilinin borçtan dolayı sorumlu tutulamayacağını belirtmiştir....
Taraflar arasındaki “menfi tesbit ve ipoteğin fekki” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ... Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.02.2013 gün ve 2011/740 E., 2013/64 K. sayılı karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay ..... Hukuk Dairesinin 11.09.2013 gün ve 2013/9483–2013/13597 E.K. sayılı kararı ile; “...Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan bayilik sözleşmesi gereğince müvekkiline satılan malların tazminatı olarak müvekkilinin taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin davalıdan aldığı malların bedelini tamamen ödediğini ileri sürerek davalıya borçlu olunmadığının tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkiline verdiği çeklerden iki adedinin karşılıksız çıkması üzerine davacı aleyhine bu çeklere dayalı olarak icra takipleri yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
bulunduğu ve dava dışı ------ dava tarihi itbarıyla kredi borcunun 570.345,37 TL olduğu, bu nedenle de, davalı banka yönünden ipoteğin fekki şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
AŞ'ye kullandırılan kredinin ödenmiş olması sebebiyle, söz konusu kredi sözleşmelerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve davacılar tarafından dava dışı şirketin borcu sebebiyle verilen ipoteklerin fekki için dava açılmış ise de, mahkememizce yaptırılan ve kabul gören bilirkişi raporuna göre davalı bankanın İmsan Sanayi Sitesi Şubesi ile dava dışı ... AŞ arasında 16/07/2012 tarihli 4.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, söz konusu genel kredi sözleşmesine davacı ... AŞ ve ...'...
Davalı vekili, davacının banka lehine taşınmazı üzerine ipotek tesis edildiğini, resmi senette davacının açıkca, dava dışı şirketin borçlu olduğu, kefil olduğu, müteselsil kefil olduğu doğmuş ve doğacak borçlardan dolayı ipotek miktarı kadar sorumlu olduğu hakkında taahhüt verdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, dava dışı Karakardeşler şirketinin kefil olarak sorumlu olduğu krediden dolayı davacı şirketin de verdiği ipotek ile sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ipoteğin fekki istemiyle dava açmıştır. İpotek akit tablosunda davacının dava dışı Karakardeşler ..nin yararına davalı bankaya taşınmaz ipoteği verdiği görülmektedir....
nin bankaya olan borçlarının 2015 yılında bittiğini, müvekkilinin müteaddit deftalarca ilgili banka şubesine ipoteğin fekki hususunda şifahen görüşmesine rağmen ipoteğin fek edilmediğini, bu süreçte eve ilişkin acil bir tasarrufu olmadığı için yazılı bir başvuruda bulunmadığını, 24/04/2017 tarihinde ilgili şubeye dilekçe ile başvurarak herhangi bir borç varsa bu rakamın tarafına bildirilmesi aksi takdirde ipoteğin fekki için talep bulunduğunu, ancak bugüne kadar banka şubesince herhangi bir cevap verilmediğini ve ipoteğin fek edilmediğini belirterek ...mesken üzerine konulan iptoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu dava ile lehine ipotek vermiş olduğu ... ....'nin müvekkili bankaya borcu bulunmaması sebebiyle adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, ancak davacının bu talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının asıl borçlu dava dışı ... ....'...