WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Oto Kiralama ve Danışmanlık Hiz. Tic. A.Ş. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 26.04.2015 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve tapunun davalıya iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının sözleşmeden caymış olması nedeniyle fesih bildirimi haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6502 Sayılı Kanun’un 50/9. maddesinde “Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir....

    Zira tapu devri, sözleşmeden kaynaklı olarak gerçekleşmiştir. Sözleşmeden dönme iradesinin ortaya konulması halinde taraflar birbirlerinden aldıkları edimleri iade etmekle yükümlüdürler. Her ne kadar davacının dava dilekçesinde bu yönde bir talebi yok ise de davacı vekilinin duruşmada davacı vekilinin davaya konu sözleşme nedeniyle tapu devrinin yapıldığına dair bir beyanı vardır. O halde sözleşmeden dönme iradesi ile birlikte sözleşmenin iptaline karar verileceği gibi, iptal edilen sözleşme nedeniyle davacıya geçen tapunun da davalılara iadesi gerekmektedir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/06/2022 NUMARASI : 2021/139 ESAS 2022/290 KARAR DAVA KONUSU : İpotek Bedelinin İadesi, İpoteğin Fekki KARAR : Taraflar arasındaki ipotek bedelinin iadesi, mümkün olmadığı takdirde ipoteğin fekki istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ipoteğin fekki davasının feragat nedeniyle reddine, ipotek bedelinin iadesi davasının reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı Prokom Md. Ot. İnş. Elk. Ür. Elktr. Taah. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd....

      Her ne kadar hüküm tarihi itibariyle ayıplı aracın aynen yenisiyle değiştirilmesi mümkün değil ise de, ayıp nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının tazmini mümkün olup bu talep semenin tenzili talebi mahiyetindedir. 9- Davacı vekili yargılama sırasında ıslah dilekçesi vererek, yenilik doğurucu seçimlik hakkını “sözleşmeden dönme ve satım bedelinin iadesi” olarak değiştirmesi yukarıda açıklanan ilkeler ve yerleşmiş Yargıtay içtihatları doğrultusunda mümkün olmadığı ve davalı tarafın da hukuka aykırı şekilde yapılan ıslaha muvafakati olmadığı halde, ıslah talebi doğrultusunda karar veren İlk Derece Mahkemesi ve buna karşı istinaf isteminin esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararını doğru bulmadığımdan ve bozma kararı verilmesi gerektiğini düşündüğümden, kararı onayan Daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum....

        edimini yerine getirdiğin, bu nedenle ipoteklerin fekki ile bunlardan adi olarak dairenin davacı adına tesciline karar verilmesini, bu talebi kabul görülmezse dairenin rayiç bedeli belirlenerek bu bedel üzerinden tahsile karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Adi ortaklığı oluşturan müteahhit şirketler müştereken verdikleri cevap dilekçesinde; kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde satış yetkilerinin bulunduğunu ancak arsa sahibi olan şirketin işlem ve davranışları nedeni ile inşaatın tamamlanamadığını ve tapularının devredilemediğini; bu nedenle davadan da arsa sahibi şirketin sorumlu olacağını belirterek; yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden sorumlu tutulmamalarını, aynı şekilde daire alan bir başka alıcınında ------- sayılı dosyasından açılan davasının bekletici mesele yapılmasını savunmuştur.Davalı arsa sahibi ---------- vekili de davaya vermiş bulunduğu cevapta; ipoteklerin kaldırılmasına ilişkin davanın tarafı olmadıklarını, ipoteklerin kendileri ile alakası bulunmadığını...

          Dava konusu olayda, davacı 10.04.2007 tarihinde satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, tercih hakkını öncelikle aracın yenisi ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 04.05.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile araç bedelinin ödetilmesini istemiştir. Davacının, dava dilekçesinde ve az yukarıda belirtilen, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde kendisine tanınan seçimlik haklardan olan "bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme" seçeneğini tercih etmiş olmasına ve yargılama aşamasında ve 7.5.2009 günlü celsede de islaha karşı çıkılmamış olmasına göre, davacının bu talebi dikkate alınarak, araç bedelinin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aracın ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

            TTK'nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Somut olayda; talep, davacıya ait taşınmazların tapu kaydına, davalı yararına konulan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir.Tapu kayıtlarında davalı yararına ipotek tesis edilen Kahramankazan ilçesi ...aynı yer ... ve yine aynı yer ... dosyaya getirtilen ipotek işlemlerine ilişkin ....mülkiyeti davacıya ait bu taşınmazlar üzerine (kaydına) davalı yararına ipotek tesis edildiği, adi ortaklık ilişkisinin... arasında bulunduğu, bu ortalık nedeniyle bu ipoteklerin tesis edildiğinin taraflar kabul edildiği anlaşılmıştır. Davacıların tacir olmadığı, davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi, 6102 sayılı TTK'un 4. maddesinde sayılan düzenlemelerden doğan bir davada da olmaması nedeniyle, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

              UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmeden dönme ile bedel iadesi; tam ıslah ile tamir giderim bedeli, değer kaybı ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Davacı ile davalı arasında 05/08/2021 tarihli Çorlu 10....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesine göre davacı adına tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan haciz ve ipoteklerin fekki ve terditli olarak da sözleşmeden dönerek taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut bilgilerden dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı bankalar lehine ipotek şerhleri bulunduğu sabittir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir....

              tüketicinin davalı inşaat şirketine karşı sözleşmeden dönme hakkı ve bedel iadesi talebinde de bulunduğu hususunun nazara alınmadığını, halbuki davacı ile davalı Emay arasında edimler sona ermemiş olup, tapunun üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılamaması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi de bulunduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, nitekim dava bakımından davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aksine dava konusunun 6502 sayılı kanun kapsamında ayıplı mal olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda gördüğünü, satıcı ya da sağlayıcının tüketici sözleşmesinde ki borcunu gereği gibi ifa etmemesi halinde, örneğin satılanın ayıplı olmasından doğan uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinde görüleceğini, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 6....

              UYAP Entegrasyonu