DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 13/09/2017 KARAR TARİHİ : 04/01/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde:Müvekkilİnin kocasının ölümünden sonra aile konutunun intikal İşlemlerini yaptırmak üzere tapuya gittiğinde taşınmaz üzerine ipotek konulduğunu öğrendiğini,banka tarafından kendİsİnindc ipotek işleminde imzasının bulunduğunu belirtildiği ancak müvekkilinin herhangi bir ipotek işlemi için bankaya yada tapu dairesine gitmediğini, bu nedenle ipoteğin hukuka aykın olduğunu, dava dilekçesinde yazılı diğer nedenlerden dolayı dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
in kötü niyetli olarak ipoteğin fekkini sağladığını, davacının da kötü niyetli olduğunu, yaptığı satışı müvekkili bankaya bildirmediğini, ipotek fekki olayının bilgi boşluğundan kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemiştir....
ten davalı banka lehine tesis edilmiş ipotekle yükümlü olarak satın aldığını, davalı bankaya hitaben keşide edilen ihtarname ile, bakiye borcun ve ipoteğin kaldırılması için gerekli masrafların bildirilmesinin istenildiğini, davalı tarafından ipoteğin kaldırılması için talep edilen borç miktarının haksız olduğunu, davacının sadece taşınmazların ipotek bedellerinden sorumlu olduğunu, ipoteklerin davalı tarafından haksız olarak kaldırılmadığını ileri sürerek, davacının maliki olduğu ipotekli iki adet taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı banka ile dava dışı Ekstra Day. Tük. Mal. Ek. Paz. Ltd. Şti. arasında akdedilen dava dışı ...’in de müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmelerine istinaden dava dışı şirkete krediler kullandırıldığını, Ekstra Day. Tük. Mal. Ek. Paz. Ltd....
dan 04/02/2015 tarih ve .... yevmiye no'lu ipotek akit tablosunun "Sözleşme Şartları" başlıklı 1. maddesindeki düzenleme nedeniyle müteselsil kefil sıfatıyla alacaklı olması karşısında işbu dava tarihi itibariyle TMK'nun 883.maddesindeki ipoteğin fekki koşulları gerçekleşmemiştir. Dairemizce TMK'nun 884.maddesi gereğince 06/12/2012 tarihli duruşmada davacı vekiline ipoteğin fekki yönünden borcu ödeyip ödemeyecekleri hususu sorulmuş, davacı vekilince 27/12/2021 tarihli duruşmada ipoteğin fek edilebilmesi için depo yönünden süre verilmesini talep etmedikleri bildirilmiştir. Hal böyle olunca, TMK'nun 883.maddesindeki koşulların gerçekleşmemesi ve davacı yanca aynı Yasanın 884.maddesi gereğince ipoteğin fek edilebilmesi için gerekli işlemin yapılmaması karşısında ipoteğin fekki isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....
FEKKİ İSTENİLEN İPOTEĞİN HUKUKİ NİTELİĞİ ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR. Bilindiği üzere, genel ipotekler dışında sosyal amaçlı tesis olunan ZORUNLU İPOTEKLER kavramı söz konusudur. Yargıtay son yıllardaki kararlarında ( özellikle hacizde meskeniyet iddiasında ) taşınmaz üzerinde ipotek olması halinde ipoteğin niteliğinin araştırılmasını istemekte ve ipotek zorunlu ipotek ise, söz konusu ipoteğin sadece tesis edilen tüketici kredisinin teminatı olduğunu kabul etmektedir. "Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/1576 E. 2015/1045 K. Sayılı kararında Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....
Dava konusu ipotek senedinin 5. maddesinde "tesis edilen ipoteğe ilaveten, ipotek tutarı kadar müteselsil kefil sıfatıyla da ayrıca sorumlu olmayı kabul ediyorum." denmiş ise de; davacı hakkında davalı banka tarafından başlatılan icra takibi ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi olup, dayanağı da ipotek belgesi ve resmi senettir. Davalı vekilinin de kabul ettiği şekilde davacı hakkında genel kredi sözleşmesine kefil olmasından dolayı yani kefaletinden dolayı başlatılmış bir icra takibi söz konusu değildir. Durum bu olunca ipotek ve kefaletin aynı kurumlar olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği önem taşıyan bir konudur. Kefalet TBK’nın 584 ve devamı maddelerinde düzenlenmekle birlikte, ipotek MK’nın 881 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. MK’da ipoteğe kefalet hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir atıfa ve düzenlemeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla; ipoteğin kaldırılması koşulları MK hükümlerine göre tartışılacaktır....
Davacı tarafça ileri sürülen istinaf sebepleri; dava konusu ipotek sözleşmelerinde davalının müteselsil kefil sıfatıyla borç altına girdiğini gösterir geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığı, kaldı ki davalı adına vekaleten yapılan ipotek sözleşmeleri için vekile verilen vekaletnamenin kapsamında davalı adına kefalet sözleşmesi yapma yetkisi bulunmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinin hatalı olduğu, zira taraflarınca davalının sorumluluğunun kefalet hükümlerine değil, müşterek ve müteselsil borçluluk hükümlerine dayandırıldığı yönündedir. Davacının talebini dayandırdığı iki adet ipotek senedi bulunmaktadır. Bunlardan ilki 07/02/2018 tarihli ipotek resmi senedi olup, davalı adına kayıtlı olan Antalya ili, Merkez ilçesi, ...parsel sayılı taşınmazlar üzerine davacı lehine, davacının dava dışı ... ve Beton Endüstrisi A.Ş.'den olan alacaklarına karşılık birinci sıradan ve 604.700,00-TL limitle ipotek tesisine ilişkindir....
Davalı vekili, fekki istenen ipoteğe ilişkin düzenlenen resmi senet gereğince ipoteğin süresiz olarak verildiğini, davacının , kendisi ortaklıktan ayrıldıktan sonra dava dışı şirkete 2006 yılında kredi kullandırılmasından sonra 28.05.2007 tarihinde ipoteğin fekki için ihtarname gönderdiğini, ihtar tarihinde borçlu şirketin borcu olması ve ipoteğin kullanılan ve ileride kullanılacak kredinin teminatı olması nedeniyle fek edilmediğini, dava dışı şirketin borcundan dolayı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, takibin devam ettiğini, alacağın sonlandırılması nedeniyle de ipoteğin fekkinin hukuken mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....
Hukuk Dairesi'nin 20.01.2014 tarihli, 2013/15080 Esas ve 2014/832 Karar sayılı ilamında; ipoteğin kaldırılması davası (İpotek Tesisine İlişkin İşlemden Önce Aile Konutu Olduğuna İlişkin Şerh Bulunmadığı/İpoteğin Davalı Koca İle Davacının Çocuklarının Ortağı Olduğu Şirketin Borçlarına Karşı Verildiği - Şirketin Kötüniyetli Olduğu Kanıtlanamadığı/Davanın Reddi) ipoteğin çocuklarının ortağı olduğu şirketin borçlarına karşı verilmesi (Davalı Koca İle Davacının Çocuklarının Ortağı Olduğu Şirketin Kötü Niyetli Olduğu Kanıtlanamadığı - Kadın Tarafından Açılan İpoteğin Kaldırılması Davasının Reddi)...Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.05.1987 tarihli, 1986/11-155 Esas ve 1987/352 Karar sayılı ilamında;... ipoteğin feshi ve iptali istemi ( Davacıların Bankadan Alınan Kredi Davacıların Kısmen Ortak Olarak ve Kısmen Yakın Akrabalık Dolayısıyla İlgili Bulundukları Aile Şirketi Yararına Kullanıldıktan Sonra İpoteklerin Geçersizliğinin İleri Sürülmesinin İyiniyetle Bağdaşmadığı) ipoteklerin geçersizliği...
İcra Müdürlüğü'nün 2021/2470 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından İİK'nun 153. maddesi gereğince ipoteğin fekki için tapudaki Eski TL üzerinden belirlenen ipotek bedelinin dosyaya depo edildiği ve davalı alacaklıya ipotek bedelini alarak ipoteği kaldırması için muhtıra gönderilmesinin talep edildiği, muhtıranın alacaklının mirasçılarına tebliğ edildiği, mirasçılardan T8'un ipoteğin rayiç bedelinin istenmesi gerektiğini ve ipotek bedelinin artırılması davası açacaklarını belirten dilekçe sunarak itiraz ettiği, ipotek değerinin tespiti için icra müdürlüğünce bilirkişi raporu aldırıldığı, 06.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda ipotek bedelinin 203,36 TL olarak belirlendiği, borçlu tarafından bakiye miktarın yatırıldığı, bunun üzerine ipoteğin kaldırılması konusunda karar verilmek üzere dosyanın icra mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır....