Bu nedenle mahkemece öncelikle; davaya konu taşınmazların muris Sefa'nın borçları nedeniyle üzerindeki ipotek ve hacizlerle yükümlü olarak önce davalı Recep'e daha sonra da davalı Mustafa'ya temlik edildiği anlaşılmakla; Dava konusu 690 ada 330 parsel üzerinde Finansbank A.Ş lehine tesis edilen 23/10/2017 tarih ve 22994 yevmiye sayılı ipotek resmi senedinin, 134 ada 10 parseldeki 2 nolu bağımsız bölüm üzerinde Vakıflar Bankası A.Ş lehine tesis edilen 15/06/2011 tarih ve 12996 yevmiye numaralı ipotek resmi senedi ile 17/01/2017 tarih ve 1014 yevmiye numaralı ipotek resmi senedinin, yine her iki taşınmaz üzerindeki haciz şerhine ilişkin Malatya İcra Müdürlüğü'nün 2017/34790 sayılı takip dosyasının celbedilmesi, Taşınmazların davalı Recep'e temlik edildiği 22/05/2018 tarihi itibariyle üzerindeki ipotek borç miktarlarının ne kadar olduğunun, ipotek borçlarının ödenip ödenmediğinin, ödenmiş ise ne miktarda ve kimler tarafından ödendiğinin, ödenmemiş ipotek borcunun bulunup bulunmadığının ve...
İcra Müdürlüğünün 2013/3737 Esas sayılı dosyasında başlatılan takip dayanağı ipotek belgesinin sahte vekalete dayanılarak düzenlenmiş olması nedeniyle ipoteğin ve takibin iptaline, tapu kaydının düzeltilmesine, ipotek ve icra takibi nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, tüm faiz ve fer'ileri dahil olmak üzere borcun yokluğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Alacaklı tarafın sunduğu 17.09.2007 Tarih ve 11971 yevmiyeli ipotek resmi senedinin incelenmesinde; ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine T. İş Bankası A.Ş. lehine gerek... ... Turizm ve Ticaret A.Ş. firmasının gerekse kendisinin her türlü sözleşmeden, kefaletinden ..., bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere 1.500.000 USD bedelli ipotek tesis ettiği anlaşılmaktadır. Buna göre, ipotek asıl kredi borçlusu şirketin borçlarının teminatı olarak tesis edilmiş olup, ayrıca ipotek veren ...'ın kefalet borçlarını da teminat altına aldığı anlaşılıyor ise de kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan takibin diğer borçluları .... ve ....'nin kefaletten kaynaklanan borçlarının teminatını oluşturmadığı ve adı geçenlerin ipotek veren sıfatını da taşımadıkları açıktır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozması sonrası yapılan yargılamada, 30/12/2010 tarih ve 15808 sayılı ipotek resmi senedinin incelenmesinde ipoteğin muris ... ... adına vekaleten ..., ... Süt Ürünleri Sanayi ve Ltd. Şti. lehine 200.000,00 TL bedelle ticari mal karşılığı doğmuş ve doağacak borçlarına karşılık konulduğu, dava konusu taşınmazın maliki olan muris ... ...'dan alınan ve ipotek tesisinde kullanılan ipoteğe dayanak vekaletnamede murisin kendisi dışında üçüncü bir kişinin borcu için taşınmaz üzerine ipotek konulması yetkisinin olmadığının görüldüğü, davalı şirketin cevap dilekçesinde dava konusu ipoteğin davacılardan ...'ün yerine ... ...'e ait ......
Maddesi gereğince reddedilmiştir." şeklinde cevap geldiğini, talep eden müvekkilinin ipotek sözleşmesinin süreli olduğu ve süre sonunda ipoteğin kaldırılabileceğinin düşünmeyerek sehven hareket ettiği ve bu durum neticesinde ipoteği kaldırdığını, gelinen noktada talep eden müvekkilinin 5.000.000 TL bedel kapsamında alacaklı iken ipotek hakkının belirtikleri süreçten ötürü kaybettiklerini, ortada resmi evrak ile ispat edilen ve vadesi gelmiş bir borcun söz konusu olduğunu, söz konusu borcun yukarıda açıklanan bilgiler kapsamında artık rehinle teminat altına alınmış bir borç bulunmadığını, ipotek senedinin resmi bir evrak olmasının kayıtsız şartsız bir borç ikrarı olması ve taraflarınca ihtarnameye herhangi bir itiraz edilmemesi nedeniyle alacak hakkının da resmi bir evrak ile net olarak ispat edilmiş olması nedeniyle İİK 68 maddesi kapsamında bulunduğunu, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, borçluların, borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3....
. - K A R A R - Dava, icra takibine konulan bonodaki keşideci imzanın sahteliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı ... vekili, bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını kabul ettiklerini, bononun müvekkilinin kardeşi ve davacı şirketin ortağı olan ... tarafından teslim edilmesi neden ile imza kontrolü yapmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı...davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı...hakkındaki davanın vazgeçme nedeniyle reddine, davalı ...’in vekili tarafından imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunun bilindiği beyan edildiğinden bu davalı bakımından davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir....
- K A R A R - Dava, icra takibine konu bonodaki imzanın sahteliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, mahkemenin görevsiz olduğunu, davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğini bonodaki imzanın davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın açıldığı tarihte 6102 sayılı Kanun henüz yürürlüğe girmemiş olduğundan görev itirazının reddine, esas bakımından ise bonodaki imzanın davacıya ait olmadığının bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiş olmasından dolayı davanın kabulüne, %40 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; dava, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkin olup davacıya 103 davetiyesinin 23/01/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 26/01/2023 tarihinde süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır....
Mahkemece, "ipotek tesisine ilişkin vekil ile yapılan işlemde vekilin vekalet görevini kötüye kullanıldığının davalı tarafça bilindiği, ortada gerçek bir borç bulunmadığı, davalı tarafından davacıya verilmiş 700.000,00 TL bulunmadığı, ipotek senedinin dayanağını oluşturan ilişkinin kurulmadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce "...Açıklanan bu niteliğine göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Burada, tapu maliki borçlunun bir borç ikrarında bulunduğu kabul edilir. Bu borç ikrarında, akit tablosu ipoteğin hukuki dayanağını oluşturur. Öte yandan, ipotek akit tablosuna karşı ileri sürülen iddia, resmi senede karşı yapılmış bir iddiadır. Senede karşı iddianın aksinin, aynı güçte yazılı delille kanıtlanması gerekir. Mahkemece, bir kısım tanık beyanlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
DAVA Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; ipoteğin limit ipoteği olduğunu, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğini, ipotek senedinin 8.maddesi ile bu hususun sabit olduğunu, ipoteğin protokol ile şarta bağlandığını, şartın gerçekleşmediğini bu nedenle ilamlı takip başlatılamayacağını, kendilerine gönderilen ihtarnamenin usul ve yasaya uygun olmadığını, borcun muaccel olmadığını, ipotek belgesinde imzalarının bulunmadığını, ipotek belgesinin geçerlilik şartlarını taşımadığını, kefalet şartlarının oluşmadığını, icra giderlerinden sorumlu olmadıklarını, faiz oranına itiraz ettiklerini belirterek icra emrinin ve takibin iptali ile alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir. II....