na ait 891 ve 892 nolu parsellerin yapı kullanma izin belgelerinin de düzenlendiği, bu şekilde davacı yüklenici kooperatifin sözleşme uyarınca yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile dava konusu 1170 ve 893 parsel sayılı taşınmazlardaki .../... oranındaki davalı hissesinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. ...- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. ...- Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. ... .......
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi heyeti tarafından dava konusu taşınmaza %50 oranında objektif değer artışı yapılırken, bunun gerekçelerine yeterince değinilmediğini, yasanın açık hükmüne rağmen soyut ifadelere dayalı olarak takdir edilen ODA müstekar kararlarda bozma nedeni kabul edildiğini ve takdir edilen ODA miktarını kabul etmediklerini, münavebe sisteminin tamamen yüksek gelir getiren ürünler dahil edilmek suretiyle, yüksek bedel belirlendiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır....
HMK'nun 297/2. maddesine göre hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin istem sonucu hakkında verilen hüküm, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmelidir. Bu husus taraflar kadar kararın yerine getirilmesi sırasında da önem arzeder. Hüküm açıklanan niteliklere ve infaza elverişli bulunmamıştır.Kaldı ki, davacı taraf uyuşmazlık konusu taşınmazın zilyetliğinde olduğundan bahisle iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Bir taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlik yoluyla edinilebilmesi için zilyetlik koşullarının yanısıra taşınmazın nitelik itibariyle de zilyetlikle kazanıma uygun yerlerden olması gerekir....
Dava, yolsuz olarak tescil edilmeyen ipoteklerin tapuya tescili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 1020. maddesine göre “tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin kendisine verilmesini isteyebilir. Kimse, tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.” Buna “tapu sicilinin kamuya açıklık ilkesi=aleniyet prensibi” denilir. Yasanın 1021.maddesine göre de “kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar, tescil edilmedikçe varlık kazanamaz.” Buna da “tapu siciline tescil ilkesi” adı verilmektedir. Sınırlı bir ayni hak olan taşınmaz rehni de Türk Medeni Kanununun 856.maddesi hükmü gereği, bazı istisnalar dışında tescille kazanılır. Böylelikle tescil edilen taşınmaz rehni alenileşmiş olur ve bundan sonra taşınmaz üzerinde hak kazanmak isteyen üçüncü kişiler rehin hakkını görerek işlem yaparlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.12.2009 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ipotek ve haciz şerhlerinden muaf olarak tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.07.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalının paylı malik bulunduğu 266 parsel sayılı 120400.00 m2 tarla cinsli taşınmazda 28.01.2000 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile 12500 m2'sini kendisine sattığını beyanla ipoteksiz ve haciz şerhsiz davacı adına hisseli olarak iptal ve tescilini istemiştir. Davalı vekili, zamanaşımı ve ifrazı mümkün olmadığı nedeniyle reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığının tam olarak tespit edilemediği bilirkişi raporunda belirtilmiş olmakla aynı bilirkişiden alınan ek raporda da taraflar arasında herhangi bir alacak bulunup bulunmadığına dair bir alacak belirlemesi yapılamadığı, her ne kadar davacı tarafça davalı adına mahkeme kararı ile tescil edilmiş taşınmaz üzerine 19.2.2001 tarihli cebri satıştan önceki hali ile tapu siciline 25.5.1998 tarih birinci dereceden 10.000 TL bedelli ipoteğin tesisi talep edilmiş ise de ipotek tarafların kendi serbest iradeleri ile bir alacağa teminat olmak üzere taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka dayalı olarak tesis edilen bir rehin hakkı olup taşınmaz üzerine konulan ipoteğe dayanak olan finansal kiralama sözleşmesi kesinleşmiş mahkeme kararı ile feshedildiği, sözleşmeye dayanak torna tezgahlarının aynen iadesine karar verildiği, taşınmaz üzerindeki ipotek...
Ancak; 1)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayalı açılan tespit ve tescil davalarında kendilerini vekil ile temsil eden her iki taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, vekil ile temsil edilen davacı idare lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi, 2)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı birer bent olarak; a) (Davacı idare vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.800,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine), b) (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlelerinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01/02/2018...
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak nizalı parselin ... üzerindeki payına yönelik açılmış tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla usuli müktesep hak oluşur. Bu durumda bozma ilamında belirtilen biçimde işlem yapılması zorunludur. Ne var ki; mahkemece bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, bozma ilamında zilyetlikle kazanma koşullarının nizalı taşınmazın tapuya tescil tarihi itibariyle oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi istenilmesine rağmen yeniden keşif yapılmamıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/325 Esas sayılı dosyasında davacılar Safinaz'ın ölümü ile mirasın Zehra'ya (Üner) kaldığını, Zehra'nın ölümü ile mirasın tek kızı Türkan Ünal'a kaldığını, Türkan Ünal'ın da ölümü ile mirasın davacılara kaldığını ve buna ilişkin mirasçılık belgeleri sunduklarını, davacıların Zehra ve Safinaz'ın mirasçıları olduklarından borçtan sorumlu olduklarını, tapuyu intikalen aldıklarında ipotek kaydından da haberdar olduklarını, bu nedenle mahkemece ipoteğin kaldırılması için TMK'ın 875. maddesine göre davacıların ipotek konusu borcu ( bilirkişiye hesaplattılacak miktara göre) depo etmeleri gerektiğini belirterek, davacıların ipotek konusu borcu depo etmelerine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeye konu taşınmazlardan 893 nolu parselin resmi taksim sözleşmesi sonucunda tescil edildiği ve miras bırakan tarafından satışı yapılan taşınmazlardan olmadığı gerekçesi ile 893 parsele ilişkin davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise miras bırakanın davalıya yaptığı pay temliklerinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tapu iptal ve miras payları oranında davacılar adına tescile karar verilmiştir....