WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer alan tedbir talebi incelendiğinde; davacı vekili istinaf dilekçesinde kredi nedeniyle ipotek verdiğini, icra işlemlerine devam ettiğini, telafisi mümkün olmayacak zararların doğmasını engellemek amacıyla icra dosyasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İİK'nun 72/2. maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Anılan kanunun 72/3. maddesinde ise icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin istenebileceği düzenlenmiştir. Dosya içeriğinden davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan herhangi bir icra takibi bulunduğu tespit edilmemiştir....

    Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı şirketin 27.03.2024 tarihinde yapılan olağanüstü ortaklar genel kurulunda alınan ve kanun ile esas sözleşmeye aykırı olan 3,4 ve 5 nolu kararların öncelikle icralarının dava sonuna kadar durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve alınan kararların iptali talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece yürütmenin tedbiren durdurulması talebinin reddine dair verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı HMK’nın 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 06/09/2021 tarihli ara karar ile "Mahkememizin 09/08/2018 tarihli ara kararıyla tedbir karar verildiği, taşınmazın cebri icra yoluyla satışın durdurulması kararın icra takibindeki alacaklarının hak ve yarar değerine zarar vereceği bu nedenle cebri icra yoluyla satışın durdurulması yönünde karar verilemeyeceği anlaşılmakla, yeniden tedbir konulması yönündeki talebinin reddine," şeklinde karar verilmiştir....

      Hukuk Dairesinin emsal kararlarında yeni öğrenci kayıtlarının başlaması nedeni ile öğrencilerin mağdur olmamaları amacı ile gerekli önlemlerin alınması konusunda gereğinin yapılması gerektiğinin belirtildiğini, tahliyenin yapılması halinde davacı öğrenciler yönünden telafisi imkansız zararlar oluşacağından ve tahliyenin durdurulması sebebi ile kamunun herhangi bir şekilde zarar görmesi söz konusu olmadığından işlemin öncelikle tahliyenin tedbiren durdurulması gerektiğini beyan ederek Vakıflar yönünden verilen kararın kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Değerlendirme : Dava; yurt-barınma sözleşmesindeki taahhütlerin geçerliliğinin ve barınma süresinin devam ettiğinin tespiti ve davalı Vakıflar tarafından başlatılan tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması talebini içermektedir....

      İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava ve Talep; davalı limited şirketin feshi ve şirketin tek mal varlığı olan vinç üzerine vincin satışının tedbiren durdurulması ve muhafaza altına alınması istemine ilişkindir....

        Davacı, Esnaf ve Kefalet Kooperatifinden kendisi adına alınan ancak davalının kullandığı kredinin davalı tarafından ödenmediği iddiasıyla bu davayı açmıştır. Mahkemece de davanın kısmen kabulü ile 1.278.645.833 Tl. (12.06.2001 tarihli makbuz) ve 1.250.000.000 Tl. (31.12.2001 tarihli makbuz) , 285.000.000 Tl. toplamı 2.813.645.833 Tl.nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzerine davacının, ... Bankasından aldığı kredinin aslında davalı için alınıp davalıya verildiği hususu dosyada bulunan ve taraflar arasında düzenlenen tarihsiz sözleşme ile dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taraflar arasında, düzenlenen bu tarihsiz sözleşmede ... Esnaf Kefalet Kooperatifinden alınan 5.000.000.000 Tl. kredinin aslında davalı tarafından kullanıldığı, bu paranın davalı tarafından ödenmediği, davacı tarafından ödenirse ödeme tarihindeki hesap ekstresi dikkate alınarak ve bu ekstre ana para kabul edilerek davacıya iade edileceği kuşkusuzdur....

          ile beraber bu şirketin ortağı olduğu anlaşılmaktadır.Takibe konu borcun dayanağının nerden kaynaklandığı anlaşılamamaktadır.Kredinin davacının ortağı olduğu şirket adına çekilen teminat mektubu kredisi olduğu takdirde, şirket ortağı davacının şahsen sorumlu olduğuna ilişkin bir taahhüdü olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi,mesleki ve ticari nitelikli kredi nedeniyle davanın öncelikle ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir.Kredinin şirketinin işlerinde kullanılmak üzere davacı yada davalı tarafından çekilen kredi olması halinde,kredinin niteliğine göre,tüketici kredisi ise davanın tüketici mahkemesinde bakılması gerekir.Bu nedenle dava şartlarından olan,öncelikle ve resen gözetilmesi gereken hususlardan olan görev konusunda, mahkemenin görevli olup olmadığının tesbiti için borcun dayanağı olan kredinin ne amaçla ve kim tarafından çekildiğine ilişkin olarak özellikle,krediyi veren şubenin tam olarak tesbiti, nakte çevirdiği bildirilen ......

            Şti. arasında dava konusu taşınmazın satışı konusunda 362.500,00 TL satış bedeli ile anlaşmaya varıldığını, sözleşme imzalandığını, davalı İş Bankasının diğer davalı olan Gelecek Gayrimenkulün garantörü olarak projeye dahil olduğunu, sözleşmenin sunulduğunu, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, taşınmazın kaba inşaat olarak kaldığını, iki bloğunun yapımına dahi başlanmadığını, bunun üzerine müvekkilinin haklı neden ile tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini, taraflar arasında kredinin bağlı kredi olduğuna dair açıklamalar ve davalı inşaat şirketi ile yapılan ön ödemeli konut satış sözleşmesi ve banka ile yapılan kredi sözleşmesinin feshini, davacı tarafından davalılara yapılan tüm ödemelerin iadesi ve banka kredi ödemelerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            TEMYİZ EDENLER: Davalılar ..., Ayla Sargon, ... mirasçıları (..., Bingül Çenberci, Gülçin Çenberci, Erçin Çenberci) vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacılar vekili asıl ve birleşen dava dosyalarında; davalılardan HY İnşaat ve Malzemeleri Turizm Taahüt İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden diğer davalılardan ..., ... ve ... adına tapuda kayıtlı olan taşınmaz üzerine İzmir 18. Noterliğinin 11.10.2001 tarih ve 025431 yevmiye sayılı düzenleme sureti ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve İzmir 18....

              HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine vekili, dava konusu 1121 ada 9 parsel sayılı taşınmazın taviz bedeli ödenerek Vakıf ile ilişiğinin kesilmesine ve kamulaştırma bedeli Hazinece ödenerek hükmen Hazine adına tescil edilmesine rağmen, davalı tarafın 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 30. maddesine dayanarak yaptığı talep neticesinde taşınmazın ... Tapu Müdürlüğünce 14.03.2014 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edildiğini, taşınmazın vakıf yoluyla meydana geldiğinin söylenemeyeceğini, ayrıca bu yolla meydana gelen kültür varlıklarından olduğuna dair de Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliği'nde sayılan belgelerden hiçbirinin bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Vakıflar İdaresi, yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu, herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu