Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen intifa hakkının başlangıç tarihinin 17.07.2001 tarihi olduğu, davacı ile davalı arasında kurulan intifa hakkının Rekabet Kurulu kararına göre 5 yıldan fazla olamayacağı, söz konusu intifa hakkının 5 yıllık olarak kurulmuş olsa dahi davaya konu olan sabit yatırımların yapılması gerektiği, sabit yatırımların intifa hakkının süresi ile bir ilişkisinin bulunmadığı, davacının söz konusu istasyonda dava konusu ettiği sabit yatırımlara ilişkin bedeli talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacının sabit yatırım bedeline ilişkin talebinin reddine, taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde intifa terkin harcının lehine intifa hakkı kurulan kişi tarafından ödeneceği şeklinde herhangi bir düzenleme bulunmadığı, terkin harcından tapu malikinin sorumlu olduğu, dosyaya celp edilen tapu kaydından davalı ...’nun taşınmazı 30.04.2007 tarihinde dava dışı ......
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davanın 14.09.2011 tarihinde açılmış olduğu intifanın ise 16.12.2011 tarihinde terkin edildiği, dava açıldığı tarihte, davacının intifa hakkı devam etmekte olduğu, bayilik sözleşmesinin feshinin intifa hakkının kullanımı yönünden bir etkisi bulunmadığı, davacının intifa bedeli ve semereleri yönünden bir talepte bulunabilmesi için öncelikle intifa hakkının terkin edilmesi gerektiği, davacının dava tarihi itibarı ile intifa bedeli ve semereleri yönünden talep edilebilir bir hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle intifa terkin edilmeden bakiye intifa bedelinin talep edilemeyeceğinin gözetilmesine göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
Bu durumda dava konusu taşınmazların maliki tarafından dava açılmayarak muvafakat edilen toplulaştırma işleminin intifa hakkı sahibi tarafından iptalinin istenilmesi, malikin aleyhine olacak şekilde, Medeni Kanun hükümleri ile düzenlenen intifa hakkının kapsamının ve bu hak sahibine sağlanan hakların genişletilmesi dolayısıyla da sübjektif dava ehliyetinin mülkiyet hakkının önüne geçirilmesi sonucunu doğuracak olup, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkının bu yolla sınırlandırılamayacağı tartışmasızdır. Davacının dava konusu taşınmazlarda mülkiyet değil, intifa hakkı sahibi olduğu ve taşınmazın maliki tarafından da söz konusu toplulaştırma işleminin iptali istemiyle dava açılmadığı göz önünde tutulduğunda, 5403 sayılı Kanun kapsamında yapılan toplulaştırma uygulamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle malik olmayan intifa hakkı sahibi davacının dava açmasının hukuken mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır....
. - 2020/593 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını ve davalıya ait taşınmaz üzerinde 12 yıl süreli intifa hakkının tesis edildiğini, intifa bedeli olarak davalıya 210.000.- TL ödediğini, Rekabet Kurulu'nun bayilik ilişkisi çerçevesinde dağıtım firmalarına verilen intifa hakkının süresini 5 yıl ile sınırlandırması üzerine intifa hakkının sona erdiğini, 5 yılı aşan ve kullanılmayan intifa ivaz bedelinin BK 61.md uyarınca müvekkil şirkete iadesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 175.000.- TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, talebini 122.500.- TL olarak...
Öte yandan, davada intifa hakkının terkini talep edilmiştir. Davanın konusu intifa hakkı olduğuna göre dava değerini de bu hakkın değeri belirler. Taraflar arasında 25.07.1996 tarihinde düzenlenen intifa hakkı tesisine ilişkin resmi senette 40,00 TL (40.000.000 ETL ), 14.07.1998 tarihinde düzenlenen intifa hakkı tesisine ilişkin resmi senette ise 20,00 TL ( 20.000.000 ETL ) intifa bedeli kararlaştırılmıştır. Mahkemece davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinin resmi senette yazılı intifa bedelleri nazara alınmak suretiyle taktir olunması gerekirken bu yön göz ardı edilerek dava dilekçesinde yazılı miktar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 03.10.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Yıldan sonraki dönemde devam edebilmesi davalının açık yazılı devam iradesine bağlı olmak üzere, müvekkili şirket lehine intifa hakkı tanınmasına ilişkin olarak müvekkiil şirket ile davalı arasında 11/08/2011 tarihli intifa sözleşmesi akdedildiğini, İntifa Sözleşmesi' nin intifa hakkı ve bedeli başlıklı Malik, 5P lehine tapuya tescil tarihinden başlamak üzere ilk dönem için 79,414,USD İkinci dönem için ise 47,649 USD olarak tespit edilen toplam 127,063 USD ivaz karşılığı ... lehine birinci dönem tescil tarihinden 18/09/2015'1e kadar ikinci dönem 18/09/2015 den itibaren 3 yıl süreyle geçerli olmak üzere İntifa hakkı tesis etmeyi ... lehine tesis edilen intifa hakkının, gayrimenkulun bulunduğa tapu kaydına tescil edilmesini kabul ettiği şeklinde düzenlenen sözleşme gereğince müvekkili şirkete tesis edilecek intifa hakkı için 5+3 yıllık intifa bedeli peşin ödendiğini, intifa sözleşmesi ve intifa resmi senedi ile sabit olduğu üzere 12/08/2011 tarihinde 5+3 yıl süre ile müvekkiil lehine tanınmış...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili tarafından, davalı aleyhine 29.6.2005 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini talep edilmiş, davalı tarafından da karşı davada irtifak hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; irtifak hakkının terkinine, karşı davanın reddine dair verilen 28.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı (k.davacı) vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26.12.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nun ise bu pay üzerinde intifa hakkı sahibi olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle bu bağımsız bölüm için bilirkişi kurulunca belirlenen bedelin intifa hakkı sahibi ... adına bankaya bloke edilerek nemalarından yararlanmasına ve intifa hakkı sona erdiğinde ise çıplak mülkiyet sahibi ... 'na ödenmesine ve davacı ... 'nun taşınmazın el atılan bölümündeki payının iptali ile terkinine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı idareden tahsiline karar verildiği ve pay sahibi olmayan ...'...
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı/k.davalı ...Ş., 18.05.1999 tarihli sözleşme ile lehine intifa hakkı bulunan 110 ada 1 parsel numaralı taşınmazdaki kullanım hakkını 08.06.1999 tarihinde düzenlenen bayilik sözleşmesi ile davalı ... Ltd.Şti.’ne bıraktığını, davalının sözleşmenin 2.maddesinde belirtilen hükümlere aykırı davrandığını belirterek çekişmenin giderilmesi ve davalının müdahalesinin önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı/k.davacı ... Ltd.Şti. ise; yanlar arasında düzenlenen 08.06.1999 tarihli ve 10 yıl süreli bayilik sözleşmesinin 04.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren 5015 sayılı yasa hükümleri uyarınca hükümsüz hale geldiğini belirterek ... Ofisi A.Ş. lehine konulan intifa hakkının kaldırılması isteğinde bulunmuştur....
Ortaklığının giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı var ise bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur. Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde 4721 sayılı TMK'nın yürülüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkı varsa taşınmazın 14.03.1960 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakati aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmelidir....